Dünya son iki haftadır Suriye’yi takip ediyor, Esad yönetiminin düşmesiyle bu takip çok daha sıkılaştı. Artık bölgede bir belirsizlik hakim. Yeni hükümet nasıl olacak, Esad döneminde başka ülkelere iltica edenler ülkelerine geri dönecek mi? Yoksa bambaşka bir göç dalgası mı başlayacak? Ayrıca Suriye’nin kuzeyi hâlâ karışık. Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO), terör örgütü PKK’nın uzantısı YPG’nin bölgesine doğru kararlı adımlarla ilerliyor. Buna ABD’nin tepkisi nasıl olacak? İşte tüm bu belirsizliğin ortasında hem Avrupa’dan hem de ABD’den Ankara’ya doğru diplomasi trafiği söz konusu. Önce Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Türkiye’yi ziyaret edeceğini açıkladı, sonra da ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken…
AA’nın haberine göre Blinken’in ziyareti cuma günü gerçekleşecek. Görüşmenin esas gündemini Suriye’deki son gelişmeler oluşturacak ancak diplomatik kaynaklar henüz detay vermek için erken olduğunu söylüyor. Blinken’in önce Ürdün’ün sahil kenti Akabe’ye, sonra da başkent Ankara’ya gelmesi bekleniyor.
Blinken dünkü açıklamasında ABD’nin Suriye’deki yeni hükümetten beklentilerini şöyle sıralamıştı: Azınlıkların haklarına saygı duyulması, insani yardım akışının kolaylaştırılması, Suriye’nin terör üssü olarak kullanılmaması, komşularına tehdit oluşturmaması ve kimyasal silah stoklarının güvenli şekilde imha edilmesi.
ABD’nin şimdiye kadar Esad yönetimine yönelik en büyük baskısı kimyasal silahlar konusundaydı. Dönemin ABD Başkanı Barack Obama, kimyasal silahların kullanılması halinde “kırmızı çizgi”nin aşılacağını ve Amerika’nın Suriye’ye girmesinin önünde meşruluk açısından bir engel kalmayacağını söylemişti. Ancak Amerikan askerleri Suriye’ye girse bile bu Esad yönetimine karşı değil, terör örgütü IŞİD’i durdurma amacıyla 2014’te olmuştu. O zamandan beri de Amerikan askerleri bölgede.
YPG’nin en büyük destekçisi: ABD
Şu anda Suriye’de yaklaşık 900 Amerikan askeri olduğu biliniyor. Bu askerler YPG’yle işbirliği içinde IŞİD’e karşı savaşıyor. YPG’nin aktif olduğu bölge Suriye’nin kuzeyi. Türkiye YPG’yi PKK’nın uzantısı olarak görüyor. Suriye’de geçen hafta Esad’ın kontrolündeki bölgelere şiddetli saldırıların düzenlendiği sıralarda SMO da YPG’nin aktif olduğu Tel Rıfat’ı aldı önce, sonra da Münbiç’i. SMO’nun ilerlemesi devam ederse YPG’nin en kritik merkezlerinden Rakka’ya girebilir. Ama burada ABD faktörü devreye giriyor. İşte bu yüzden Blinken’in ziyareti kritik.
Bu arada Amerika’nın Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Michael Erik Kurilla kuzeydoğu Suriye’de SDG adını kullanan PKK/YPG’yi ziyaret etti. Ziyaretin içeriği açıklanmadı.
Ne var ki Blinken 20 Ocak’ta Donald Trump’ın Beyaz Saray’a girmesiyle önemi kalmayacak bir dışişleri bakanı. Onun yerine geçecek kişi de Florida Senatörü Marco Rubio olacak muhtemelen. Trump’ın Biden dönemi politikalarını sürdürüp sürdürmeyeceği belirsiz. Kabinesine seçtiği isimlerin büyük kısmı YPG’yi “IŞİD’e karşı savaşan kahramanlar” olarak görüyor, hatta ulusal güvenlik bakanı olarak seçtiği Mike Waltz bir ara YPG savaşçılarına koşulsuz vize verilmesini bile önermişti.
Trump ise kabinesinden biraz farklı düşünüyor. Esad rejimi düşmeden bir gün önce “Bu bizim meselemiz değil, karışmayalım” diyerek Suriye’deki meseleye karışılmamasını savundu. Trump ilk döneminde de Suriye’deki Amerikan askerlerinin çekilmesini istemiş, bu yönde adımlar atmışsa da yine kendi kabinesindeki itirazların ağır basması nedeniyle geri adım atmak zorunda kalmıştı. Kendine sağlık bakanı olarak seçtiği Robert F. Kennedy Jr.’a göreyse Trump henüz bu fikrinden geri adım atmış değil, Amerikan askerlerinin Türk güçleriyle Suriye güçlerinin arasındaki savaşta kalacağından endişe duyuyor.