Suudi Arabistan, ABD arabuluculuğunda İsrail ile normalleşme görüşmelerinin ortasında Filistin'e ilk büyükelçisini atadı. Suudi Arabistan'ın bu adımı İsrailli yetkililerce, 'Filistin'e onu unutmadığını göstermek istiyor' şeklinde yorumlandı.

Suudi Arabistan, Filistinlilere destek verdiğini göstermek amacıyla Ürdün Büyükelçisi Naif bin Bandar Al-Sudairi’yi, “Filistin’in akredite büyükelçisi ve Kudüs Başkonsolosu’ olarak atadı. Suudi resmi haber ajansı SPA’nın bildirdiğine göre, cumartesi günü Ürdün’ün başkenti Amman’da düzenlenen bir törende Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın diplomatik danışmanı Majdi al-Khalidi, El-Sudairi’nin güven mektubunu teslim aldı.

Filistin Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Filistin’in atamayı memnuniyetle karşıladığı ve kararın zamanlamasının ‘kardeş Suudi Arabistan’ın Filistin davasına olan ilgisini yansıttığı’ belirtildi. İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, pazar günü bir radyo programında verdiği demeçte, İsrail’in Suudi Arabistan’ın planladığı atamadan haberdar olduğunu ancak krallığın bu konuda İsrail ile koordineli hareket etmediğini söyledi.

İsrail’den Kudüs çıkışı

“Bizimle koordine değillerdi ama böyle bir zorunlulukları da yoktu” diyen Cohen, Filistin’e Suudi büyükelçinin atanmasının ‘ABD ile Suudiler arasında İsrail’le ilgili görüşmelerin ilerlediği bir dönemde’ gerçekleştiğini de hatırlattı. Cohen, “Suudiler, Filistinlileri unutmadığı mesajını vermek istiyor” dedi. Bununla birlikte Cohen, İsrail’in Kudüs’te Filistinlilere yönelik herhangi bir diplomatik temsilcilik açılmasına izin verilmeyeceğinin de altını çizdi.

İsrail, Kudüs’ü başkenti olarak görüyor. Birleşmiş Milletler, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasa da ABD, eski Başkan Donald Trump döneminde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımış ve bu karara Filistinliler karşı çıkmıştı. Zira Filistinliler de şehrin doğu kısmının, gelecekte kurulacak Filistin devletinin başkenti olması gerektiğini savunuyor.

Normalleşmede tam mutabakata varılamadı

Suudi Arabistan ve İsrail son dönemlerde normalleşme yolunda adımlar atıyor. Suudi Arabistan’ın normalleşme koşullarının hem ABD’ye hem de İsrail’e yönelik olduğu belirtiliyor. İsrail’e yönelik talepleri Filistin’le ilgili olan Suudi Arabistan’ın, ABD ile de NATO benzeri bir anlaşma ile Riyad’ın saldırıya uğraması halinde Washington’un eyleme geçmesini istediği belirtiliyor. Geçen hafta Wall Street Journal gazetesi, ABD ve Suudi Arabistan’ın normalleşme anlaşmasının ‘genel hatları’ üzerinde mutabık kaldıkları bildirilmişti.

Ancak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, geçen hafta CNN’e yaptığı açıklamada, ABD’nin Suudi ve İsrail hükümetleriyle normalleşme konusunda ‘verimli görüşmeler’ yaptığını belirtse de herhangi bir anlaşmaya varılmadığını, görüşmelerin devam ettiğini söylemişti.

Başından beri Filistin’i destekliyor

Bu atama, Suudi Arabistan’ın Filistin’e yaptığı ilk büyükelçi ataması. Krallığın daha önce Filistin ile diplomatik ilişkileri olsa da temsil düzeyi ve aralarındaki ilişkinin niteliği büyükelçilik düzeyine çıkmamıştı. Suudi Arabistan da dahil olmak üzere Arap Birliği’nin tüm üyeleri Filistin devletini tanıyor. Hatta Suudi Arabistan, başkent Riyad’da bir Filistin büyükelçiliği de bulunduruyor.

Suudi Arabistan geçmişten bu yana Filistin davasını desteklediğini dile getirmiş, Filistin’e mali yardımda bulunmuştu. Riyad 2002 yılında, işgal altındaki Filistin topraklarından çekilmesi ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması karşılığında İsrail’e güvenlik ve ‘normal ilişkiler’in vaat edildiği ‘Arap Barış Girişimi’ni önermişse de İsrail bunu reddetmişti.

Suudi Arabistan-İsrail normalleşmesinde ‘Filistin’ çıkmazı: Riyad’dan ‘Batı Şeria’yı ilhak etmeme’ şartı