Güneydoğu Asya ülkeleri Tayland ve Kamboçya arasında yeniden alevlenen sınır çatışmaları, büyük çaplı insani krize yol açtı. Yaklaşık 500 bin kişi, 3. gününe giren çatışmalar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldı. Taraflar, ateşkesin bozulmasında birbirini suçlarken, sınır hattı boyunca çatışmaların yayıldığı kaydedildi. İki ülke yetkilileri, geri adım atmayacaklarına işaret eden açıklamalarında, çatışmaların şiddetlenebileceği sinyalini verdi.
Tayland ve Kamboçya hükümetlerinin çarşamba günü yaptığı açıklamalara göre, yarım milyonu aşkın kişi güvenlik nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldı. Göçe zorlananların sayısı, yılın başındaki benzer çatışmalarda yerinden edilenlerin toplam sayısını geride bıraktı.
Tayland Savunma Bakanlığı Sözcüsü Surasant Kongsiri, sivillere yönelik yakın tehdit nedeniyle kapsamlı bir tahliye operasyonu yürütüldüğünü bildirdi. Kongsiri, “7 ilde 400 binden fazla kişinin güvenli sığınaklara taşındığını” ifade etti. Taylandlı yetkili, temmuz 2025’te yaşanan sivillere yönelik saldırıların tekrarlanmasını engellemeyi hedeflediklerini de sözlerine ekledi.
Kamboçya tarafında ise Savunma Bakanlığı Sözcüsü Maly Socheata, salı akşamı itibarıyla beş ilde 101 bin 229 kişinin tahliye edildiğini duyurdu. Socheata, bu kişilerin güvenli sığınaklara ve akrabalarının evlerine nakledildiğini aktardı.
Salı günü, Laos’un ormanlık alanlarından Tayland Körfezi’ne kadar uzanan 817 kilometrelik sınır hattının yeni noktalarında çatışmalar patlak verdi.
Tayland ordusu, Kamboçyalı askerleri bölgeden çıkarmak için donanma öncülüğünde operasyonların sürdüğünü duyurdu. Açıklamada, Kamboçya tarafının bomba atan insansız hava araçları kullandığı ve topçu ile roket saldırıları başlattığı bilgisi paylaşıldı.
Tayland Başbakanı Anutin Çarnvirakul, diyalog çağrılarını reddederek, “Şimdi duramayız. Silahlı Kuvvetlere planlanan operasyonları eksiksiz olarak yerine getirebileceklerine dair söz verdik” ifadelerini kullandı.
Kamboçya’nın eski başbakanı ve şu anki Senato Başkanı Hun Sen ise Tayland’a karşı “şiddetli bir mücadele” sözü verdi. Hun Sen, Facebook üzerinden yaptığı paylaşımda, “Karşı saldırılar yoluyla düşman güçlerini zayıflatma ve yok etme” stratejisi uygulayacaklarını bildirdi.
Senato Başkanı “Karşılık verme konusunda kırmızı çizgi çoktan belirlendi. Tüm kademelerdeki komutanları, tüm subay ve askerleri buna göre eğitmeye çağırıyorum” dedi.
Her iki taraf da barışa bağlılık taahhüdünde bulunmasına rağmen, taraflardan birinin geri adım atacağına dair henüz bir işaret bulunmuyor. Çatışmalar, ekim ayında ASEAN zirvesinde Trump’ın arabuluculuğunda varılan barış anlaşmasının ardından yeniden şiddetlendi.
Kamboçya Ulusal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Suos Yara, Trump’ı bölgeye barış getirmek için “yorulmadan” çalıştığı için övdü ancak şartlara uymanın nihayetinde iki Güneydoğu Asya ülkesine bağlı olduğunun altını çizdi.
Kamboçya tarafından yapılan açıklamalarda, ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğunda varılan ateşkesin bozulması nedeniyle Tayland, uluslararası güveni ihlal etmekle suçlandı.
The Independent’a değerlendirmelerde bulunan Yara, Tayland’ın tartışmalı bölgeye hava saldırıları düzenleyerek uluslararası hukuka saygı göstermediğini öne sürdü. Yara, “Tayland tarafının ‘diyalog ve diplomasi yerine silahı seçtiğini” sözlerine ekledi.
Tayland’ın bu tutumuyla son 20 yılda imzalanan anlaşmalar sonrası oluşan uluslararası güveni ihlal ettiğini iddia eden Yara, Kamboçya’nın gerilimi azaltma çağrılarına yanıt alamayınca 24 saat bekledikten sonra misillemede bulunduğunu kaydetti.
Tayland ordusu, çatışmaların pazartesi sabahı yerel saatle 03:00 civarında Kamboçya’nın sınır ötesinden ateş açmasıyla başladığını öne sürdü. Tayland Kraliyet Hava Kuvvetleri (RTAF), kendi hava saldırılarının sivilleri değil, “doğrudan tehdit olarak değerlendirilen silah depolarını, komuta merkezlerini ve lojistik güzergahlarını” hedef aldığını belirtti.
RTAF açıklamasında, Kamboçya’nın ağır silahlar seferber etmesi ve muharebe birliklerini yeniden konumlandırmasının askeri çatışmaları tırmandırabileceği uyarısı yapıldı.
Tayland ve Kamboçya, sömürge döneminden kalma 800 kilometrelik sınır hattı üzerinde uzun süredir anlaşmazlık yaşıyor. Anlaşmazlığın kökenleri, 20. yüzyılın başlarına kadar uzanıyor. Tayland’ın geçersiz olduğunu savunduğu 1907 tarihli Fransız sömürge haritası, temel anlaşmazlık noktasını oluşturuyor.
Uluslararası Adalet Divanı’nın 1962’de tartışmalı toprakların egemenliğini ‘ya veren ve 2013’te yeniden onaylanan kararı, ‘ın tepkisine yol açtı. Tayland ve Kamboçya, 2008 ile 2011 yılları arasında da silahlı çatışmalar yaşamıştı. Tarihi tapınaklar üzerindeki hak iddiaları da silahlı çatışmalara varan gerilimlere neden oluyor.
AFP’nin resmi kaynaklara dayandırdığı bilgiye göre, bu hafta yeniden başlayan çatışmalar, temmuz ayında 5 gün süren ve onlarca can kaybı ile yaklaşık 300 bin kişinin yerinden olmasıyla sonuçlanan şiddet olaylarından sonraki en ölümcül çatışmalar olarak kayıtlara geçti. O dönemde, ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğuyla kırılgan bir ateşkes sağlanmıştı.
Son çatışmalar, 8 Aralık’ta başladı. En az 3 Taylandlı asker ile 7 Kamboçyalı sivilin yaşamını yitirdiği çarpışmalar, her iki ülkede toplamda 10 bölgeye yayıldı.
Taraflar çatışmaların yeniden başlamasından karşılıklı olarak birbirini sorumlu tutuyor.
