Türkiye ile aynı zamanda seçime giden ve demokratik bir çıkış yolu bulsa da masada kaybeden Tayland’da halkın iradesine yeni bir darbe indirildi. Tayland Başbakanı Srettha Thavisin anayasayı ihlal ettiği gerekçesiyle görevden alındı. Mahkeme tarafından alınan karar geçen yılki seçimlerde en çok sandalyeyi kazanan monarşi karşıtı ilerici İleriye Doğru Hareket Partisi’nin feshedilip liderleri Pita Limjaroenrat’in de 10 yıllığına siyasetten men edilmesinden sadece bir hafta sonra geldi.
Bangkok’taki Anayasa Mahkemesi emlak zengini ve siyasette yeni bir yüz olan Başbakan Srettha’nın hapis cezası almış bir avukatı kabineye atayarak etik kuralları ihlal ettiğine hükmetti. Mahkemenin dokuz yargıcından beşi Srettha ve kabinesinin görevden alınması yönünde oy kullandı. Kararda başbakanın “ahlaki bütünlükten ciddi ciddi yoksun bir kişiyi atadığının farkında olduğu” notu da düşüldü.
Şimdi yeni bir hükümetin kurulması gerekiyor. Bunun için de iktidardaki Pheu Thai öncülüğündeki koalisyonun yeni bir başbakan adayı göstermesi ve bu adayın 500 sandalyeli parlamentoda oylanması lazım. Yeni lider seçilene kadar başbakanlık görevini geçici olarak Başbakan Yardımcısı Phumtham Wechayachai yürütecek.
İki taraf arasındaki bölünme
Kararın ardından gazetecilere konuşan Srettha başbakan olarak görevini elinden geldiğince yerine getirdiğini ama mahkemenin kararını kabul edeceğini söyledi. Srettha kurulacak yeni hükümetin kendi politikalarını sürdürüp sürdürmeyeceğinden de emin değil. Ancak şu an yaşanan durum zaten çalkantılı bir siyasi yapıya sahip Tayland’da değişim isteyenlerle asker, monarşi yanlısı ve iş dünyası elitlerinden oluşan küçük ama güçlü topluluğun bir kez daha ters düşmesi anlamına geliyor. Son 20 yılda pek çok milletvekiline siyasi yasak getirildi, partiler feshedildi ve başbakanlar ya darbelerle ya da mahkeme kararlarıyla görevden alındı.
Srettha’nın iktidarın başına geçmesi de başlı başına olaylıydı. Geçen yılki seçimlerde en çok sandalyeyi monarşi karşıtı İleriye Doğru Hareket Partisi çıkarsa da üç ay sürecek siyasi bir çıkmaz yaşanmıştı. Çünkü parlamento içindeki monarşi destekçileri çok daha fazlaydı. Bu da İleriye Doğru Hareket Partisi’ni bir çıkmazın içine sokmuştu. Bu çıkmazı bozan Pheu Thai olmuştu. Pheu Thai ordu yanlısı rakip partilerle aynı masaya oturmak zorunda kalmıştı.
Neydi sebebi?
Tay başbakan aleyhindeki davayı açan da zaten ordu tarafından atanmış 40 eski senatörden oluşan bir gruptu. Bu gruba göre Srettha’nın eski Başbakan Thaksin Shinawatra’nın yakın yardımcılarından Pichit Chuenban’ı kabineye atamasıydı. Pichit 2008 yılında Thaksin’in karıştığı arazi davasında o dönemki yüksek mahkeme yetkililerine rüşvet vermeye çalıştığı için “mahkemeye saygısızlık” suçundan altı ay hapis yatmıştı. Srettha görevi kötüye kullandığını kabul etmiyor ve Pichit’in düzgün bir şekilde incelendiğini ve partinin prosedürleri izleyerek böyle bir karar aldığını söylüyordu.
Bu arada Thaksin de Telekom milyarderi ve Manchester City Futbol Kulübü’nün eski sahibi. Ama kimliğinin en önemli parçası 20 yıldır Tayland siyasetine sirayet eden siyasi nüfuzu. Thaksin’in devranı 2005 yılında ordunun gerçekleştirdiği darbeyle son bulmuştu. 15 yıl boyunca sürgünde yaşayan Thaksin geçen yılki seçimlerin ardından ülkesine geri dönmüştü. Srettha’nın partisi Pheu Thai da zaten şimdiye kadar Thaksin’le bağlantılı partilerin sonuncusu.
Siyasi analistler bile şaşırdı
Öte yandan anketler Srettha’nın popülaritesinin son aylarda azaldığını gösteriyor. Bunun sebebi de temel ekonomi politikalarının sık sık muhalefetle karşılaşması ve bunun sonucunda gecikmesi. Yine de siyasi analistler mahkemenin Srettha’nın tarafını tutacağını düşünüyordu. Dolayısıyla bu karar onları şok etti.
Srettha’nın göreve geldiğinden beri önceliği ülkenin durgun ekonomisini düzeltmekti. İstihdam yaratacağını ve az gelişmiş bölgelerde harcamaları teşvik edeceğini söyleyen Srettha, 13,8 milyar dolara tekabül eden 500 milyar bahtlık dijital cüzdan dağıtımından da bahsetmişti. Ancak plan bir türlü uygulamaya konmamıştı. Srettha’nın bir diğer hedefi de Tayland’ın daha fazla yabancı yatırım çekmesi ve küresel bir turizm merkezi haline gelmesiydi. Bunun için de ülkenin vize politikasında yumuşamaya gitmişti.