Amerika Birleşik Devletleri (ABD) belki de tarihinin en ilginç ve kritik seçimlerine hazırlanıyor. 2024 yılının Kasım ayında gerçekleşecek seçimler için bir yandan demans hastalığı iddiaları ve bu iddiaları besleyen gaflarıyla mevcut Demokrat Başkan Joe Biden, diğer yanda da hakkında federal düzeyde 2, eyalet düzeyinde de 2 olmak üzere 4 davada toplam 91 suçtan hakkında iddianameler hazırlanan eski Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump öne çıkıyor.
2024 seçim kampanyasında kesin adaylar netleşmese de, halef ve selefin karşı karşıya gelmesi muhtemel.
İki aday da seçimlere dair kritik açıklamalarda bulunmayı sürdürüyor. Eski Başkan Trump, Fox News’e verdiği demeçte, “diktatör olacak mısınız?” sorusuna kendi tarzında cevap verdi: “Sadece ilk gün.”
81 yaşında olan ve politikaları dışında yaşı nedeniyle de adaylığının sorgulandığı Biden ise adeta bir itirafta bulundu. Seçim kampanyasına bağışta bulunan demokratlara konuşan Biden, The Financial Times’da yer alan habere göre, Donald Trump aday olmasaydı yeniden seçime girmemeye karar verebileceğini belirtti.
Tek günlük diktatör: Trump
Demokratların kendisine yönelik “Seçimleri kazanırsa büyük bir intikam duygusuyla gücünü kötüye kullanacak” eleştirilerine Fox News’e verdiği röportajda değinen Trump, bu ihtimali reddetmedi. Eski başkan Donald Trump, Fox News sunucusu Sean Hannity’nin sorularını yanıtladı. Hannity, trump’ın demokratların eleştirilerini boşa çıkaracağını düşündüğü açıklaması için şu soruyla pas att: “Amerika’ya, kimseye karşı intikam olarak gücünü kötüye kullanmayacağına dair söz veriyor musun?”
Ancak Hannity istediği cevabı alamadı. Trump, “Birinci güç hariç” dedi. Yeniden seçilirse tek günlük diktatör olacağını iddia eden Trump o gün için olan planlarını da sıraladı: “Meksika ile olan güney sınırını kapatmak ve petrol sondajını genişletmek.”
ABD’nin önde gelen gazetelerinden The New York Times (NYT) da aynı sorunun peşine düştü. NYT, Trump’ın seçimleri kazanması durumunda elde ettiği gücü intikam aracı olarak kullanıp kullanmayacağı sorusu üzerinden, “Trump’ın İkinci Başkanlığı Neden İlkinden Daha Radikal Olabilir?” başlıklı bir yazı yayınladı. Trump’ı denetleyecek mekanizmaların zayıfladığını yazan NYT, Çin’de 1989’da yaşanan Tiananmen Meydan olaylarından örneklerle analizini yaptı. Donald Trump, katliamdan bir yıl sonra (1990) Playboy dergisine verdiği bir röportajda “Öğrenciler Tiananmen Meydanı’na akın ettiğinde Çin hükümeti neredeyse her şeyi mahvediyordu” demişti.
Ve şöyle devam etmişti Trump, “O zaman gaddardılar, korkunçtular ama bunu güçle bastırdılar. Bu size gücün gücünü gösterir. Ülkemiz şu anda zayıf olarak algılanıyor.”
NYT’ye göre, kapsamlı röportaj o zamanlar iç siyasette ya da uluslararası arenada bir oyuncu olmayan 43 yaşındaki ünlü bir işadamının profilini gösteriyordu. Bir gazeteciye söylediği sıradan bir cümleydi ancak Trump’ın bugün geldiği nokta göz önüne alındığında, demokrat muhalifleri acımasızca ezmeyi meşrulaştıracağı bir önsezi niteliği taşıyor.
Bu önseziyi de şimdiki Trump söylemlerine bağlıyor gazete. Trump’ın örnek olarak sıralanan bazı açıklamaları ise şöyle:
- 2024 seçim kampanyası sürecinde kullandığı şiddet yanlısı ve otoriter söylem,
- Son haftalarda rakiplerini “kökünün kazınması” gereken “haşarat” olarak nitelemesi,
- Göçmenlerin “ülkenin kanını zehirlediği” yönündeki açıklaması…
Ve daha nicesi…
Gazete Trump’ın hakkında açılan davalardan dolayı ilk dönemine kıyasla daha öfkeli, çaresiz ve Amerikan tarzı demokrasi için daha tehlikeli bir hale büründüğünü yazdığı analizde, “Ancak ortaya çıkan çizgi çok daha uzun soluklu: On yıllardır siyasi şiddeti yüceltiyor ve otokratlardan hayranlıkla söz ediyor” diyor.
Bunun için de örnekler var elbet: Eski Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte gibi.
Temmuz 2016’da başkan adayı olarak, eski Irak diktatörü Saddam Hüseyin’i teröristleri öldürme konusunda “çok iyi” olduğu için övmüştü. Göreve geldikten aylar sonra Filipinler’in diktatör lideri Rodrigo Duterte’nin, uyuşturucuyla mücadele adına binlerce yargısız infaz gerçekleştiren acımasız kampanyasının “inanılmaz bir iş” olduğunu söylemişti.
Bu örnekler bağlamında gazete trump’ın yeni döneminin çok daha sert geçme ihtimalini mercek altına alırken şunu da ekliyor: “Trump ikinci döneminde iyi finanse edilen bir yapı tarafından desteklenecektir. 2016’da muhafazakar düşünce kuruluşları George W. Bush tarzı Cumhuriyetçiliğin kaleleriydi ancak Trump yönetiminde yenileri ortaya çıktı ve Heritage Vakfı Trumpizm’e ayak uydurmak için kendini yeniden şekillendirdi.”
Biden’ın motivasyonu: Trump
İngiltere’nin yüksek tirajlı gazetelerinden The Financial Times’da (FT) ise madalyonun öteki yüzü yani demokratlar vardı. Gazete mevcut başkanın kampanyasını destekleyen bağışçılara resmen bir itirafta bulunduğunu gündeme getirdi. Buna göre Biden, Trump aday olmasaydı aslında ikinci dönem yarışı için pek de hevesli değildi. Yani 81 yaşındaki mevcut başkanın ikinci dönem yarışındaki itici gücü Trump’ın aday adayı olması oldu.
Biden’ın bu itirafı, aleyhine sonuçların ağırlıklı olduğu kritik anket sonuçları, bazı Demokratların yaşını ve dört yılı daha kaldırıp kaldıramayacağı yönündeki eleştirilerin arttığı bir dönemde gündeme geldi. Biden, “Trump aday olmasaydı aday olacağımdan emin değilim” dedi, ve ekledi: “Ancak ülkemizin iyiliği için kazanmasına izin veremeyiz.”
Bu açıklamaları yapmasının ardından Beyaz Saray’a döndükten sonra Biden’a Trump’ın çekilmesi halinde 2024 yarışından çekilip çekilmeyeceği soruldu. Biden ise “Şimdi değil,” diye cevap verdi.
81 yaşındaki Biden, kendisini Demokratların Trump’a karşı sahip olduğu en etkili “siyasi silah” olarak görüyor.
Anketlerin ibresi neyi gösteriyor?
Seçimlere dair geri sayım başladı başlamasına ama ABD’de de kamuoyu yoklamaları kafaları karıştırıyor. NBC News ve New York Times/Siena College’ın son anketlerini yayınladı. Bu anket mevcut Başkan Biden için “kötü haber” niteliğindeydi. Çünkü anket, onu eski Başkan Trump’ın çok az gerisinde gösteriyordu.
Geçen hafta yapılan The Economist/YouGov ve Morning Consult gibi diğer anketlerde ise durum tam tersiydi. Sonuçlar, Biden’ın Trump’ın bir ya da iki puan önünde olduğu yönündeydi.
Cumhuriyetçi çizgide yayın yapan Fox News’e göre ise önde olan isim tabii ki Trump. Hatta diğer anketlerde iki rakip arasındaki fark bir-iki puan kadarken bu makas Fox’un anetinde oldukça açık görünüyor. Fox News, Biden’ı yüzde 46’da, Trump’ı ise yüzde 50’de gösteriyor.
Kafaların oldukça karışık olduğu seçimler için tüm anketleri ele alırsak önde olan isim Trump gibi görünüyor. Tabii anketleri ele alıp kesin bir yargıya varmak, seçimlere henüz 11 ay varken imkansız gibi.