Türkiye Büyük Millet Meclisi bu yasama döneminin son günlerinde Finlandiya’nın NATO’ya katılımına onay verdi ve Finlandiya böylece resmen NATO üyesi oldu. İsveç ise NATO’ya girmek için iyimser ihtimalle seçimden sonra yeni Meclis’in oluşmasını bekleyecek.
Finlandiya’nın NATO’ya katılım protokolünün onaylanmasına ilişkin kanun teklifinin kabulü, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg tarafından, “Bu bütün NATO ailesini daha güçlü ve güvenli yapacak” sözleriyle kutladı.
I welcome the vote of the Grand National Assembly of #Türkiye to complete the ratification of #Finland’s accession. This will make the whole #NATO family stronger & safer.
— Jens Stoltenberg (@jensstoltenberg) March 30, 2023
Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö de, “Finlandiya, NATO’nun güvenliğine kendini adayan, güçlü bir müttefik olacak” dedi. Finlandiya’nın NATO üyeliği hafta başında Macaristan Parlamentosu’nda onaylanınca son olarak Türkiye’nin onayı bekleniyordu.
— Sauli Niinistö (@niinisto) March 30, 2023
Bu kararı New York Times, “Finlandiya’nın, Türkiye’nin resmen onay vermesinin ardından askeri ittifaka katılması, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için önemli bir yenilgi anlamına geliyor” şeklinde değerlendirdi.
İsveç sadece Türkiye’yi beklemiyor, Macaristan da onaylamadı
Finlandiya’nın NATO üyeliğine dair Türkiye’nin evet oyu vermesinden sonra gözler üyelik sırası bekleyen İsveç’e çevrildi. İsveç’e tek engeli Türkiye çıkartmıyor. Henüz Macaristan da bu ülkenin NATO üyeliğini onaylamış değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 Mart’ta Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö’yle ortak basın toplantısında, İsveç’in Türkiye’nin terörle ilgili kaygıları konusunda adım atmadığını, bu nedenle ittifaka katılım aşamasına gelmediğini belirtmişti.
Macaristan Hükümet Sözcüsü Zoltan Kovács ise, About Hungary adlı portal için yazdığı yazıda İsveç’in NATO’ya katılımına dair anlaşmayla ilgili oylamayı ertelediklerini açıklarken bunun için üç sebep sıraladı. Bunları, İsveç’in Macaristan’la ilişkileri sürekli baltalaması, ahlaki üstünlüğün çökmekte olan tahtı olarak nitelediği ırkçılığı ahlaki üstünlük maskesi arkasına saklaması, ve son olarak ilgi ile saygı eksikliği olarak sıraladı.
Kovacs’ın yazısında Türkiye’ye de atıf vardı: “Büyük Müslüman gücün de yer aldığı bir süreç olan İsveç’in NATO’ya katılım süreci doruk noktaya ulaşırken Kuran yakan, ‘yabancı düşmanı’ Macaristan veya ‘baskıcı rejimi’ olmadığını okurlara hatırlatmak isterim. Bunun ‘ifade özgürlüğü’ olduğunu beyan ederek bariz ırkçılığı ahlaki üstünlük maskesi altında saklayıp Türkiye, NATO ve her bir makul insana karşı işlenen bu provokasyonu haklı çıkaran da, hukuk üstünlüğünü ihlal etmekle suçlanan Macaristan değildi.”
Ankara’nın da süreçten rahatsız olduğunu yazan Kovacs, kötüleşen ilişkileri onarmanın zor olacağını belirtip, İsveçlilerin ses tonunu düzeltip eski yaraları sarması gerektiğini öne sürdü.