Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İsveç'in NATO üyeliğini TBMM'ye taşımaya yeşil ışık yakarak rotasını Batı'ya kırarken, Washington Post ise Erdoğan-Putin ilişkilerini ele aldığı haberinde 'Ukrayna savaşının Rusya açısından yeni zaiyatı Erdoğan-Putin ilişkisi olabilir' başlığını attı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan İstanbul’da Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi sıcak bir şekilde karşıladı, Ukrayna’nın NATO üyeliğini hak ettiğini söyledi ve Ukraynalı lideri evine gönderirken 5 Azov komutanını da yanında götürmesine izin verdi. Bu komutanlar, geçen yıl Ukrayna ve Rusya arasında yapılan esir takası anlaşmasında savaş bitene kadar Türkiye’de tutulmaları şartıyla serbest bırakılmıştı. Dolayısıyla Rusya, Türkiye’nin çatışmalar devam ederken komutanları serbest bırakmasını ‘anlaşmanın ihlali’ olarak değerlendirildi.

Ayrıca Zelenski’nin ziyareti sırasında Bayraktar insansız hava aracı fabrikasının inşasına başlandığının teyit edildiği ve stratejik endüstrilerde işbirliği konusunda anlaşma imzalandığı bildirildi. Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi’nin  Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkanı Viktor Bondarev, Türkiye’nin son dönemde Ukrayna’yı desteklemek için attığı adımları eleştirerek, “Türkiye yavaş yavaş ve istikrarlı bir şekilde tarafsız ülkeden dost olmayan ülkeye dönüşmeye devam ediyor” dedi.

Bunun üzerine Erdoğan’ın İsveç’in NATO üyeliğini TBMM’ye taşımayı kabul ederek ittifakın genişlemesi yönünde bir adım atması, Türkiye’nin Avrupa ve ABD ile daha sıcak ilişkiler kurmaya yöneldiği şeklindeki spekülasyonları doğurdu. ABD gazetesi Washington Post, Rusya’nın jeopolitik açıdan Türkiye ile ilişkisini korumanın önemli olduğunu, ancak son dönemde Türkiye’nin attığı adımlarla ilişkilerin zarar görüp görmeyeceği sorusunun gündeme geldiğini yazdı. Gazete haberinin başlığında “Rusya’nın Ukrayna savaşındaki yeni zaiyatı Erdoğan-Putin ilişkisi olabilir” ifadelerine yer verdi.

Kremlin’in Ankara’ya yönelik eleştirileri ihtiyatlı olsa da Rus milletvekilleri ve aşırı milliyetçiler Erdoğan’ı sert bir dille kınadı. Rusya’nın ana akım basını, Türkiye’nin Rusya’dan kalıcı bir şekilde uzaklaşıp uzaklaşmadığını sorguladı. Rus analist Sergey Markov Washington Post’a verdiği demeçte, Erdoğan’ın Azov komutanlarını Zelenski’ye vermesinin ‘Rusya’da şok dalgası yarattığını’ çünkü Moskova’nın Azov birliğini, ‘Ukrayna neo-Nazizmi’nin ve Rus halkına karşı işlenen savaş suçlarının bir sembolü’ olarak gördüğünü söyledi. Moskova ve Ankara arasındaki çıkar ilişkilerinin devam edeceğini düşünen Markov, bunun ‘liderler arasında güven olmadan’ gerçekleşemeyeceğini de sözlerine ekledi.

Washington Post’a göre, Moskova için potansiyel olarak daha endişe verici konu, Ukrayna Genelkurmay Sözcüsü Oleksiy Gromov’un geçen hafta Ukrayna’nın T-155 Fırtına motorlu obüslerini almayı beklediğine dair yaptığı yorumdu. Ancak Türkiye tarafı, Gromov’un sözlerini doğrulayacak bir açıklama yapmadı. Rus gazetesi Nezavisimaya Gazeta’nın manşetinde Türkiye’nin Ukrayna’ya T-155 Fırtına vermesi halinde ‘Türkiye’nin Rusya-Ukrayna çatışmasına ilişkin politikasında niteliksel bir değişiklik olduğu anlamına geleceğini’ yazdı.

Türkiye ve Rusya daha önce Suriye ve Libya meselelerinde birbirlerine karşıt taraflarda kalsalar da iki lider arasındaki ilişkiler hiç kesilme noktasına gelmedi. Bu bağlar Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle daha da güçlendi. İşgalden bu yana Türkiye’nin Rusya’ya yaptığı ihracat geçen yılın ilk yarısında 2.6 milyar dolarken, bu yılın aynı döneminde 4.9 milyar dolara yükseldi. Türkiye’nin Rusya’ya yönelik Batı yaptırımlarına katılmayı reddetmesi sayesinde 2022’de Rus petrolü ithalatı da hızla arttı. Ayrıca seçimlerden önce Erdoğan, Rus devletine ait gaz şirketi Gazprom’un 600 milyon dolarlık gaz ödemesini 2024’e kadar erteletme konusunda Moskova’dan yardım aldı.

Analistlere göre Erdoğan’ın hesaplarının merkezinde Türkiye’nin yüksek enflasyon, liranın düşen değeri ve diğer ülkelere ihracatın azalması sonucu ortaya çıkan ekonomik krizi düzeltmek var. Rusya ile artan ticarete rağmen, Türkiye’nin toplam ihracatı haziran ayında geçen yılın haziran ayına göre yüzde 10,5 düşerek 20,9 milyar dolara geriledi. Siyaset bilimci ve ekonomistler, Erdoğan’ın bu hareketleriyle Batı’nın yatırımlarını ülkeye çekmeye çalıştığını söylüyor.

Vilnius’taki NATO zirvesinin ikinci gününde neler yaşandı?