Paralı asker grubu Wagner’in lideri Yevgeni Prigojin, 23 Haziran Cuma akşamı başlattığı ‘Adalet Yürüyüşü’nü bir buçuk gün sonra Moskova’ya 200 km kala durdurarak, ‘Rus kanının dökülmesinin sorumlusu olmak istemediğini’ söyledi ve Wagner savaşçılarının ele geçirdikleri Rostov’dan çıkarak cepheye geri döneceği mesajını verdi. Prigojin, kendisinin de bu süreçte Belarus’ta kalacağını belirtti.
Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Prigojin hakkında başlatılan ‘silahlı isyan’ suçlamasının düşürüleceğini ve ‘Adalet Yürüyüşü’ne katılan Wagner savaşçılarının Rusya’ya daha önce yaptıkları hizmetlerden ötürü herhangi bir yaptırımla karşılaşmayacağını söyledi.
Wagner lideri daha sonrasında Rostov’daki karargahdan ayrılırken görüntülendi. Rostov sakinlerinin Wagner’i ve Prigojin’i şehirden alkışlarla uğurlaması ise dikkat çekti.
Rus haber ajansı TASS, Wagner’in ilerleyişini önlemek için Rostov’a konuşlandırılan Çeçen kuvvetlerinin geri çekilmeye başladığını bildirdi. İngiliz haber ajansı Reuters’a göre Komutan Abdi Aladinov, ‘Ahmat’ özel kuvvetlerinin daha önce savaştıkları yerlere geri döndüklerini söyledi.
Afrika’ya ne olacak, merak konusu
Prigojin’in geleceği, Wagner’in siyasi, askeri ve ekonomik nüfuzunu istikrarlı bir şekilde büyüttüğü Afrika kıtası için de önemli sonuçlar doğuracak.
Wagner’in Afrika’da konuşlandırılmış tahmini 5 bin askeri bulunuyor. Prigojin ile bağlantılı şirketler, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Mali hükümetleriyle güvenlik ve askeri yardım sözleşmeleri imzaladı. Kremlin’in Wagner’i söz konusu iki ülkeyi Rusya’nın tarafına çekmek için kullandığına inanılıyor.
Wagner’in Afrika’dan olası ayrılığı, bölgedeki güvenlik için gruba güvenen hükümetler için belirsizlikler yaratırken, Moskova’nın kıtadaki jeopolitik etkisini de zorlaştırabilir.
Malili siyaset analisti Bassirou Doumbia, “Wagner’in Mali’deki varlığı Kremlin tarafından destekleniyor ve eğer Wagner Kremlin’le anlaşmazlığa düşerse doğal olarak Mali, güvenlik cephesinde bunun sonuçlarına katlanacaktır” diyor.
Brüksel Uluslararası Çalışmalar Okulu’nda kıdemli öğretim görevlisi Yvan Guichaoua, “Mali için kesin sonuçlar, Wagner’in örgütsel özerkliği ve komuta zinciri gibi büyük ölçüde bilinmeyen faktörlere ve tabii ki Putin ile Wagner arasında olayların tırmanıp tırmanmamasına bağlı” diye belirtti.
İsyanın gölgesinde Çin-Rusya görüşmesi
Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang ve Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Rudenko, dün Beijing’de bir araya geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ikili, ‘ortak endişe kaynağı olan uluslararası ve bölgesel meseleler’ hakkında görüş alışverişlerinde bulundu.
Bakanlığın internet sitesinde yer alan açıklamaya göre iki siyasetçi ayrıca Çin-Rusya ilişkileri hakkında da görüş alışverişinde bulundu. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Çin’in Moskova yönetimine desteğini ifade ettiğini açıkladı.
Beijing, Wagner liderinin Rusya’dan ayrılacağı kesinleşene kadar Rusya’da yaşanan olayla ilgili yorum yapmaktan kaçındı.
Kuzey Kore Rusya’ya desteğini iletti
Kuzey Kore devlet medyasının bildirdiğine göre Kuzey Kore Dışişleri Bakan Yardımcısı Im Chon Il, dün Rusya büyükelçisi ile yapığı görüşmede Rus hükümetinin isyanla başa çıkmak için alacağı her türlü kararı desteklediğini bildirdi.
KCNA’ya göre Im, Rus ordusunun ‘zorlukların ve çilelerin üstesinden geleceğine’ ve ‘Ukrayna’ya yönelik özel askeri operasyonundan zaferle çıkacağına’ inandığını söyledi.
Putin: Güne Ukrayna operasyonuyla başlıyor, Ukrayna operasyonuyla bitiriyorum
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in devlet televizyonunda isyan öncesi çekilen bir röportajı yayımlandı. Ukrayna’daki savaşa bağlılığını yineleyen Putin, ‘askeri operasyonun’ en önemli önceliği olduğunu söyleyerek, “Güne bu operasyonla başlıyor bu operasyonla bitiriyorum” dedi. Putin ayrıca savunma bakanlığı yetkilileriyle ‘sürekli temas’ halinde olduğunu da söyledi.
Putin, Ukrayna’daki ‘operasyon’ ile ilgili tüm planlarını ve ‘sorumluluklarını’ yerine getirme konusunda ‘kendinden emin’ olduğunu belirtti. Öte yandan Putin’in gelecek hafta güvenlik konseyi toplantısı gerçekleştireceği bildirildi.
ABD’nin önceden haberi varmış
Washington Post’un ismi belirtilmeyen ABD’li yetkililere dayandırdığı haberine göre ABD’nin istihbarat güçleri, Wagner lideri Yevgeni Prigojin’in haziran ortası gibi Rusya’nın askeri yönetimine karşı harekete geçmeyi planladığını gösteren bilgilere sahipti.
Gazetenin bir yetkiliden aktardığına göre Prigojin’in planının ne zaman başlayacağı ve niteliği yürüyüş başlayana kadar net değilse de ‘ortada bir şeylerin döndüğünü söyleyebilecek kadar işaret’ vardı.
New York Times ise ABD’li üst düzey ulusal güvenlik yetkililerinin Prigojin’in harekete geçmeye hazırlandığına dair çarşamba günü Biden yönetimi ve savunma yetkililerine brifingler vermişti.
Gazete, Prigojin’in harekete geçmesinde tetikleyici olan olayın 10 Haziran’da Savunma Bakanlığı’nın tüm gönüllü birliklere hükümetin kontrolü altına girmesini istemesi olduğunu yazdı. Bakanlığın bu talebi, Prigojin’in Wagner üzerindeki kontrolünü kaybetmesi anlamına geliyordu.
Blinken: Nükleer alanda duruşumuz değişmedi
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Rusya’daki isyanın ardından ABD’nin nükleer duruşunda bir değişiklik olmadığını söyledi. Wagner isyanının, Rusya’nın askeri çizgisinde ‘çatlaklar’ olduğunu gösteren, ‘Putin’in otoritesine doğrudan bir meydan okuma’ olduğunu da sözlerine ekledi.
Blinken, ‘Putin hükümetinin olası düşüşüne ABD’nin hazırlıklı olup olmadığı’ ve Rusya’nın nükleer stoğunun ‘güvende’ olup olmadığı sorusuna , “Biz her zaman her türlü olasılığa karşı hazırlıklıyız” dedi.
“Rusya’da ne olacağı Rusların kendi iç meselesi. Elbette büyük bir güçle, özellikle de nükleer silahlara sahip büyük bir güçle karşı karşıya olduğumuzda, bu endişe verici bir şeydir ve üzerinde durduğumuz bir konudur” diyen Blinken, “Rusya’nın nükleer duruşunda bir herhangi bir değişiklik görmedik. Bizimkinde de bir değişiklik olmadı ama bu çok dikkatli bir şekilde takip edeceğimiz bir mesele” diye devam etti.
Blinken ayrıca isyandan bu yana ABD Başkanı Joe Biden’ın Putin’e ulaşma girişiminde bulunmadığını belirtti.
Kadirov isyancılara gözdağı verdi
Çeçen lider Ramazan Kadirov, Telegram uygulamasında yaptığı açıklamada Prigojin’i kınayarak bu sefer kan dökülmesinin önlendiğini ancak ileride bunun ‘olabileceğini’ söyledi. “Bazı insanlara güvenilebileceğini düşünmüştüm” diye yazan Kadirov, “Anavatanlarını gerçek vatanseverler gibi iliklerine kadar sevdiklerini. Ancak kişisel hırslar, çıkarlar ve kibir uğruna vatan sevgisini hiçe saydıkları ortaya çıktı” diye devam etti.
Wagner savaşçılarına ‘kararlarında sağduyulu olmaya devam etmeleri’ çağrısında bulunan Kadirov, ‘bu tür eylemlerin feci sonuçlara yol açabileceği’ uyarısında bulundu. Kadirov ayrıca gelecekteki bir isyanın ‘Rusya’nın bütünlüğüne zarar veren herkesin sert bir şekilde bastırılması ve yok edilmesiyle’ sonuçlanacağını söyledi.
‘Arabuluculuğu Lukaşenko’ya avantaj sağladı’
ABD’li düşünce kuruluşu Savaş Çalışmaları Enstitüsü (ISW), Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko’nun Moskova’ya yönelik askeri ilerlemenin durdurulmasında oynadığı rolün, ‘Putin için küçük düşürücü olduğunu’ ve ‘Lukaşenko’ya başka avantajlar sağlamış olabileceğini’ söyledi.
ISW, “Lukaşenko’nun Prigojin ile başarılı müzakereleri, Belarus liderinin kaynağı Prigojin üzerinde kaynağı belirtilmemiş yatıştırıcı bir etkisi olduğunu gösteriyor. Lukaşenko bu silahlı isyanın bastırılmasınıi Rusya-Belarus Birliği’nin resmileşmesini geciktirmek ya da Putin’in Ukrayna’da Belarus kuvvetlerini kullanmasını engellemek gibi hedefler için kullanmaya çalışacaktır” dedi.
Gazete manşetleri ne diyor?
Sunday Times, Wagner savaşçılarının Ukrayna işgalinde kilit öneme sahip güneydeki Rus kenti Rostov-on-Don’daki Rus askeri karargahına silah doğrulttuğunu gösteren bir fotoğrafın yanına, “Putin isyanla küçük düşürüldü” başlığını attı.
Observer, Rostov’daki Wagner tankının üstüne, “İsyancıların şefi ‘kan dökülmesini durdurmak için’ Moskova’ya tanklarını ilerletmeyi durdurdu” diye yazdı. Luke Harding’in, Prigojin önderliğindeki isyanın Putin’in yıllar sonra en zayıf durumda bıraktığını söylediği analize de manşette yer verildi.
Almanya’da Bild gazetesinin manşetinde Wagner savaşçılarının resimlerinin yanına, ‘Putin’e karşı ayaklanma: Rusya’daki darbe girişimi ve bunun bizim için anlamı’ başlığı atıldı. Die Welt ve Der Spiegel ilk sayfalarında Rusya’daki ‘güç mücadelesi’nden söz etti.
New York Times, kısa süren isyanın Putin’in iktidarı hakkında ne söylediğine dair bir analiz yayımladı. Gazeteci Peter Baker, bu olayın ABD’ye sunduğu risklere ve fırsatlara dikkat çekildi. Risk olarak başı sıkışan Putin’in nükleer füzelere sahip olmasından bahsedilirken avantajların Rusya’nın savaştaki konumunun zayıflaması ve Ukrayna’nın kazanması sayıldı.
Washington Post, 24 saatlik isyanın Putin’in ‘şimdiye kadar başkanlığına yönelik en ciddi tehdit’ olarak değerlendirdi. Haber, “20 yılı aşkın bir süredir otokratik bir yönetim tarzı benimseyen Putin’in kibri, hem Ukrayna’yı işgal etmesi hem de Prigojin’in bir tehdit oluşturup oluşturmayacağını yanlış değerlendirmesinde muhakeme yeteneğini zedeledi” şeklinde devam etti.
Wall Street Journal ise dijital manşetinde Ukrayna savaşının ‘Putin aleyhine teptiğini’ yazdı. Gazete, Dışişleri Bakanlığı’nın yurt dışı temsilciliklerine gönderdiği ‘ABD’nin Rusya’daki olaylara müdahil olma niyeti yoktur’ notuna atıfta bulunarak, Batı’nın ‘geride durmasına ve taraf tutmaktan kaçınması’na dikkat çekti.
Putin, Zelenski’nin diline düştü
Cumartesi günü Rusya Devlet Başkanı Putin’in Moskova’dan ayrıldığı yönünde iddialar ortaya atılmıştı. Bu iddialar doğrulanmasa da Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, her akşam yaptığı günlük konuşma sırasında Putin’in ‘çok korktuğunu’ ve ‘muhtemelen saklandığını’ öne sürdü.
“Putin’in artık Rusya’da olmadığından eminim. Neden korktuğunu biliyor çünkü bu tehdidi kendisi yarattı” diyen Zelenski, “Bugün dünya Rusya’nın yöneticilerinin hiçbir şeyi kontrol edemediğini gördü. Hem de hiçbir şeyi. Tam bir kaos. Öngörülebilirlikten eser yok. Ve bunların hepsi silahlarla dolu Rus topraklarında yaşanıyor” diye devam etti.
Prigojin’in Rusya’dan ayrılması ve Wagner’in Rostov’dan çekilmesine dair herhangi bir yorumda bulunmayan Zelenski, “Bir gün içinde bir milyondan fazla insanın yaşadığı şehirlerini kaybettiler. Rus haydutlara, paralı askerlere, oligarklara ve diğer herkese Rus şehirlerini ve silah cephaneliklerini ele geçirmenin ne kadar kolay olduğunu gösterdiler” dedi.
Ukrayna taarruza devam ediyor
İngiltere Savunma Bakanlığı’nın son istihbarat güncellemesinde, Ukrayna güçlerinin son birkaç günde Ukrayna’nın güney ve doğusundaki üç ana hatta büyük taarruz operasyonlarına başladığı açıklandı.
Raporda Rus güçlerinin Luhansk’ın doğusundaki Kremine yakınlarında Serebryanka Ormanı’nda bir saldırı başlatmak için çabalarda bulunduğu belirtildi.
Ukrayna Savunma Bakanlığı’na göre dün itibarıyla Ruslar savaşın başından bu yana 224 bin 630 asker kaybetti. Ordu, dün 24 saat içinde 720 Rus askerini ‘tasfiye ettiğini’ iddia etti. Bunun yanı sıra altı tank, 19 topçu sistemi, iki uçaksavar savaş sistemi ve 41 seyir füzesinin imha edildiği bildirildi.