Tüm dünya, nefesini tutup Titanik enkazına yolculuğu sırasında kaybolan Titan mini denizaltısının sağ salim bulunması ve içindeki beş kişinin kurtulmasını bekliyor. Her geçen saniye ümitler biraz daha kararırken, bu dehşet veren yolculuğu 2000 yılında gerçekleştiren ABD’li gazeteci Michael Guillen’in anlattıkları, oturduğu yerden insanın nefesini kesecek şiddette.
O dönem yaşadıklarını anlatan Guillen, yolculuğu Titan mini denizaltısına benzer bir araçla gerçekleştirdiklerini belirtiyor. O dönem ABD’nin ABC televizyononda bilim editörü olan Guillen, dalıştaki ortağı Brian ve Rus pilot Viktor’la Akademik Mstislav Keldysh araştırma gemisinden küçük bir denizaltıyla suya dalmış. Titanik enkazını dolaştıklarında her şeyin yolunda olduğunu söyleyen Guillen, pruva tarafından kıç tarafını da görmek için hareket ettiklerinde su altı akıntısına kapılmışlar ve kâbus başlamış.
“Geminin ‘dev’ pervanesine sıkıştık. Birden bir çarpışma oldu. Sonra enkaz parçaları, Titanik’in paslı enkaz parçaları üzerimize düşmeye başladı.” Sıkıştıklarını anlayan Guillen, eski bir Rus Mig savaş uçağı pilotu olan Viktor’un denizaltıyı kurtarma çabalarını anlatırken gerilimi hissediyorsunuz: “Sanki aracınızın çamura saplanması gibi. İleri, geri, ileri, geri gidiyor, kendinizi kurtarmaya çalıyorsunuz. Hepimiz sessiz kaldık. Viktor’u rahatsız etmek ya da dikkatini dağıtmak istemiyorduk. Bir kriz yaşadığımızı biliyorduk, o yüzden sessiz kaldık. Şanslıydık. Neredeyse bir saat sıkışmış halde kaldık. Ben ise bu sürede aklımda bütün vedalarımı yaptım. Aklıma gelen şu düşünceyi asla unutmayacağım: ‘İşte senin de sonun bu olacakmış’. Ama sonunda bir şeylerin değiştiğini hissettik. Yüzmeye başladığımızı anladık.”
Guillen, pilot spot ışığını kapattığı için tüm bunların tamamen karanlıkta yaşandığını belirtirken, Viktor’un kötü İngilizcesiyle “Sorun yok” deyişini asla unutamayacağını anlatıyor.
İki buçuk saat sonra yüzeye döndüklerini belirten Guillen 2000 yılında sadece Rusya ve Fransa’nın büyük su basıncına dayanabilecek denizaltılara sahip olduğunu belirtti.
Titan’ı lüks araç olarak niteleyen Guillen, “Bizim denizaltımızın, bu lüks araçla alakası yoktu. Titan’ın içinin fotoğraflarını gördüm; villa gibi” ifadesini kullanıyor.
“Sudan korkarım. Bu işi yapmak benim için zaten zordu” diyen Guillen, bu haberi yapma fırsatını kaçırmak istemediğini söylüyor. Fakat dalış öncesi çok önemli bir eğitimden geçmişler.
Şöyle anlatıyor: “Bir kriz durumunda başka birinin başına gelen gerçek bir hikayeyi dinledik. İlk içgüdüsü denizaltının kapağını açmaya davranmak olmuş. Çünkü aşağıda mahsur kaldığınızda ilk tepkiniz ayağa kalkmak, hemen üstteki kapağa uzanmak ve bu yolla kurtulacağınızı düşünmek. Bu kişi de panikle bunu yapmış ama tabi böyle kendi sonunu hazırlamış. Müthiş su basıncı altında bunu yaparsanız tek gereken bir çatlak, su içeri girer. Jilet gibi bir şey, sizi ikiye böler.”
"I'm sick to my stomach to think of those poor people down there, I know what it is like".
Scientist Dr Michael Guillen speaks to Sky News about his trip to the bottom of the Atlantic Ocean in a submersible 20 years ago.https://t.co/77CAUrZAZS pic.twitter.com/C0RzaoZyau
— Sky News (@SkyNews) June 21, 2023
Devam ediyor:
“Denizaltında böyle bir şey yapmaktan kaygılıydım. Dolayısıyla duyularımı açtım. Panik yapmadım ve denizaltında panik yapabilecek herkesi yere indirmeye kararlıydım. Bu benim dikkatimi krizden uzaklaştırmama yardımcı oldu. Bana bir tür amaç verdi. Başka bir şey düşünmemek için bir neden. Daha sonra bir bilim insanı olarak aklımda bir envanter çalışması yaptım. Oksijenimiz ne kadar yetecek? Ne yapabiliriz? Kendi kendime bundan nasıl kurtulabileceğimizi düşündüm. Sonra hiçbir çıkış olmadığı gerçeğiyle karşılaştım. İşte o zaman kafamın içindeki bir ses, senin de sonun böyle olacak dedi. Neredeyse gerçek üstü bir huzur geldi.”
BBC’ye konuşan Guillen, Titan denizaltısı sorulduğunda ağlayarak yanıt vermiş: “Kalbim aşağıdaki beş kişiyle birlikte. Neler yaşadıklarını biliyorum. Kelimelerle anlatılamaz. Onlar için dua ediyorum.”