Fransa'nın denizaşırı toprağı Yeni Kaledonya'da sular durulmuyor. Paris'ten onay alan anayasal reforma karşı yeniden ayaklanan bağımsızlık yanlıları birçok bölgede barikat kurarak polisle çatıştı, ada okullarında eğitime ara verildi.

Fransa’nın Pasifik Okyanusu’ndaki denizaşırı bölgesi olan Yeni Kaledonya’da Paris’in onayladığı anayasa reformu konusunda gerilim devam ediyor. Mayıs ayının ortalarında bağımsızlık yanlılarıyla Fransa’yı destekleyenler arasında çıkan çatışmalarda yağma ve kundaklama sonucu ikisi polis memuru olmak üzere dokuz kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştı. Olaylarda 1.5 milyar euro’dan fazla hasar meydana gelmişti. Fransız hükümeti başkent Paris’ten yaklaşık 17 bin kilometre uzaklıktaki bölgeye üç binden fazla asker ve polis göndererek karşılık vermiş, adada olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmişti.

Tam da bu olayların üstüne Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron adaya adeta çıkarma yapmıştı. Fransız liderin adaya ayak basar basmaz ilk sözleri “Bu reformun mevcut koşullarda bugün geçmeyeceği sözünü verdim” olmuştu. “Tüm taraflar arasında geniş bir mutabakat sağlamak üzere gerilimin yatışması ve diyaloğun yeniden başlaması için birkaç hafta süre tanıyacağız” diyen Macron durumu bir ay içinde gözden geçireceğini sözlerine eklemişti. Ancak Macron bölge sakinlerinin Fransa’nın bir parçası olarak kalma yönünde oy kullandığı son bağımsızlık referandumunun sonucunun sorgulanamayacağı konusunda ısrar etmişti.

300 bin nüfuslu ada için önerilen reform en az 10 yıldır Yeni Kaledonya’da ikamet eden daha çok sayıda Fransız vatandaşının oy kullanma hakkını genişletecek. Nüfusun yaklaşık yüzde 40’ını oluşturan Kanaklar ise değişikliğin siyasi güçlerini azaltmasından, gelecekte yapılacak bağımsızlık referandumunu kazanmayı zorlaştıracağından endişe ediyor. Şu anki sistemde oy kullanma hakkı sadece yerli Kanaklar ve 1998’den önce Fransa’dan gelenlerle sınırlı.

Yeni Kaledonya halkının 24 Eylül 1853’te kolonisi olduğu Fransa’nın anayasa değişikliği tasarısıyla adadaki 25 binden fazla Fransız’a oy hakkı verilmesine karşı çıkması nedeniyle günlerdir Fransız polisi ile yerel halk arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. / Görsel: AA

Barikatlar kuruldu, protestolar alevlendi

Takımadalarda Fransız devletini temsil eden Yüksek Komisyon tarafından yapılan basın açıklamasında “Gece anakara dahil olmak üzere Pins ve Mare adasında çok sayıda takviye kuvvetin müdahalesini gerektiren huzursuzluklar yaşandı: polise saldırılar, kundaklama ve barikatlar…” dendi.

Başkent Noumea’nın kuzeyindeki Dumbea’da belediye polis karakolu ve bir garaj ateşe verildi. Bir AFP muhabiri dört zırhlı aracın olaya müdahale ettiğini söyledi.

AFP Noumea’nın Ducos ve Magenta bölgelerinde çok sayıda yangın çıktığını, Bourail’de polis ve ayrılıkçılar arasında çatışma olduğunu, bir kişinin yaralandığını bildirdi. Yüksek Komisyon özellikle iki bölgede gece boyu süren “birkaç yangının söndürüldüğünü” ve “belediye polisinin binaları ve araçları ile özel araçların” ateşe verildiğini duyurdu.

Mare’de polisin saldırıya uğradığını belirten Yüksek Komisyon Noumea banliyölerindeki “Paita’da da çeşitli yerlerde suiistimal, yıkım ve yangın girişimleri olduğunu” ekledi.

Pazartesi sabahı birçok okulda yeniden başlayan kaos nedeniyle eğitime ara verildi.

Cumartesi günü geçen ayki ayaklanmaları düzenlemekle suçlanan bir grupla bağlantılı yedi bağımsızlık aktivisti suçlanmış, tutuklu yargılanmak üzere Fransa anakarasına gönderilmişlerdi.

Krizin ucu Azerbaycan’a dokunmuştu

Yeni Kaledonya’daki isyanın ucu Azerbaycan’a dokunmuştu. Paris, Bakü’yü gösterileri kışkırtmakla suçlamıştı. Fransız basınına göree krizin bir aktörü de Türkiye.

Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin şiddet olaylarını Azerbaycan’ın aktif olarak desteklediğini ileri sürmüş, “Bu fantezi değil” diye de ısrar etmişti.

“Bazı ayrılıkçıların Azerbaycan ile anlaşma yapmış olmasından üzüntü duyduğunu” dile getiren Darmanin “müdahale girişimleri olsa da Fransa kendi topraklarında egemen ve çok güçlüdür ” demişti.

Politico’ya konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir Fransız istihbarat yetkilisi de “Yeni Kaledonya’da haftalardır, hatta birkaç aydır Rusya ve Azerbaycan’dan gelen faaliyetler tespit ettik. Fransa’nın sömürgeci olduğu söylemini yaymaya çalışıyorlar” diye açıklama yapmıştı.

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ayhan Hacızade ise Azerbaycan’ın söz konusu huzursuzluğun arkasında olduğu iddialarını şiddetle reddetmişti: “Fransa İçişleri Bakanı Azerbaycan’ı Yeni Kaledonya’daki bağımsızlık yanlısı protestoları desteklediği iddiasıyla suçlamak yerine ülkesinin denizaşırı topraklarda bu tür protestolara yol açan başarısız politikasına odaklanmalıdır.”

Azerbaycan ile Fransa geçen yıl büyükelçilerini karşılıklı olarak çekmesiyle gündemdeydi. Büyük bir Ermeni diasporasına ev sahipliği yapan Fransa 2023’ün son aylarında iki eski Sovyet cumhuriyeti arasında arabuluculuk faaliyetlerine katılmış, Ermenistan’a sarsılmaz destek verdiğini açıklamıştı. Azerbaycan bunun üzerine iki Fransız diplomatı sınırdışı ederken Fransa da büyükelçisini geri çekti.

İki ülke arasındaki gerilim Yeni Kaledonya protestolarıyla artarken gerilimin son odak noktası Fransa’nın Ermenistan’a göndereceği Caesar topçu sistemleri olmuştu. İki ülke arasında imzalanan sözleşmeye Azerbaycan Savunma Bakanlığı sert tepki göstererek “Güney Kafkasya’daki gerginliğin artmasının ve yeni bir çatışma kaynağının ortaya çıkmasının sorumluluğu, intikamcı politikalar izleyen Erivan yönetimi ile Macron yönetiminde olacaktır” açıklamasını yapmıştı.

Yeni Kaledonya krizi: Fransa’nın denizaşırı diğer bölgelerinden Kanaklara destek var

Fransa ve Azerbaycan hattında ‘Yeni Kaledonya’ krizi: Fransız basını Türkiye’yi de hedef gösterdi