1984-1988 yılları arasındaki iç savaştan 40 yıl sonra Yeni Kaledonya 13 Mayıs’ta yeniden ağır çatışmaların yaşandığı bir yer haline geldi. Halkın öfkesini tetikleyen neden 80’lerdeki çatışmaları tetikleyenle aynı: Yeni Kaledonya’nın geleceğine karar verme konusunda kimin oy kullanma hakkına sahip olduğu.
Pasifik’te bir takımada olan Yeni Kaledonya 1853 yılında Fransa tarafından sömürgeleştirildi. Günümüzde takımada sömürgeyi destekleyen Avrupalılarla Fransa’dan tamamen kopmak isteyen yerli Kanak halkı arasında bölünmüş durumda. 40 yıl önceki iç savaşta sorunların başında daha birkaç hafta ya da birkaç ay önce gelmiş Fransızların ülke yönetiminde söz hakkına sahip olması vardı.
Savaş sonucu imzalanan Nouméa Anlaşması’na göre Yeni Kaledonya’da yapılan seçim ve referandumlarda yalnızca yerli Kanak halkı ve anlaşma imzalanmadan önce Yeni Kaledonya’da yaşayan Fransızlar ve onların soyundan gelenler oy kullanacaktı. 1998’den sonra takımadaya gelenlerin oy hakkı olmayacaktı.
Bugün çatışmaların çıkma sebebiyse Fransa parlamentosunda oylamaya sunulan yeni tasarı. Fransa İçişleri Bakanı Gérald Darmanin mart ayında “Kaledonyalılar, Yeni Kaledonyalı ailelerin Yeni Kaledonya’da doğan Fransız çocukları var ve bunlar yerel seçimlerde oy kullanamıyor. 20 yıl boyunca Yeni Kaledonya’da yaşasanız, çalışsanız, çocuk yapsanız ve vergilerinizi ödeseniz bile çevre kanunu, çocukların refahı ve küresel ısınmayla mücadele konusunda kararları verecek temsilcileri belirlemek için oy kullanamıyorsanız” dedi. Darmanin bu durumu “demokratik ilkelere ve cumhuriyet değerlerine aykırı” bulduğunu söyledi.
Bu konuşmadan da anlayacağınız üzere 13 Mayıs’ta ortalığı karıştıran tasarı Yeni Kaledonya’da doğmuş ya da en az 10 yıl orada yaşamış kişilerin seçmen sayılabilmesini amaçlıyor. Bu da şu an 43 bin olan seçmen sayısına 25 bin kişi daha eklenmesi anlamına geliyor. Kanaklar yeni eklenecek seçmenlerle azınlığa düşecekleri için öfkeli. Bu yasa tasarısı salı günü 351 evet, 153 hayır oyuyla meclisten geçti.
Denizaşırı diğer bölgelerden destek geldi
Hikayenin bundan sonrası malum; 13 Mayıs’tan beri Kanaklar ve Fransa’nın bölgede görevlendirdiği güvenlik güçleri arasında çatışmalar var. Fransa çatışmaların ilk gününde TikTok’u yasakladı. Hükümet yasağa gerekçe olarak da TikTok’un Fransız yönetimine karşı ayaklanmak ve şiddetli protestoları organize etmek için kullanıldığını iddia ediyor. Ancak Fransa her ne kadar bu yola başvurmuş olsa da bir VPN sağlayıcısına göre yasaktan sonra VPN kullanan Yeni Kaledonyalıların sayısında yüzde 150’lik bir artış oldu.
Ayrıca adadaki kontrolün tamamen Fransa’nın eline geçtiği söylenemez. Fransız kuvvetleri başkent Nouméa’yı büyük havaalanına bağlayan ana yolun kontrolünü sağlamak için 600’ü aşkın ağır silahlı jandarmayı bölgeye gönderdi. Olaylar başladığından beri adadan uçuşlar durdu, yolcular adada mahsur kaldığı gibi ticarette de aksama yaşandı.
Nouméa Belediye Başkanı Sonia Lagarde cumartesi günü akşamdan sabaha uygulanan sokağa çıkma yasağı nedeniyle gece görülen şiddet olaylarının bir nebze hafiflediğini söylemekle birlikte “normale dönmekten çok uzak olduklarını” belirtti. Nouméa’yı “kuşatma altında” olarak niteleyen Lagarde “Sükûnet çağrılarına rağmen durum iyi gitmekten ziyade kötüleşiyor. Hasar inanılmaz boyutlarda” dedi.
Bununla birlikte Fransa’ya bağlı denizaşırı Réunion, Guadeloupe, Martinique ve Fransız Guyanası’nın liderleri de Kanaklara destek verdi. Fransız hükümetine yazılan açık mektupta “Artan şiddete son verecek ve iç savaşı önleyecek tek şey verilecek siyasi yanıttır. Fransa’nın denizaşırı bölgelerinin seçilmiş temsilcileri olarak bizler, barışçıl diyaloğun yeniden başlatılmasının ön koşulu olarak hükümetten Yeni Kaledonya’daki seçimlerle ilgili yasa tasarısını derhal geri çekmesini istiyoruz” dendi.
Mektubu imzalayanlar arasında Réunion Bölgesel Konsey Başkanı Huguette Bello, Guadeloupe’dan Ary Chalus, Martinik’ten Serge Letchimy ve Guyana’dan Gabriel Serville vardı.