Ülkelerin temiz enerjide yatırım ihtiyacının bu yıl altı kat artarak 2 trilyon dolara ulaşması gerekiyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol bu ihtiyacın nasıl karşılanacağına ilişkin yeni bir finansman modelleri üstünde çalışıldığını açıkladı.
Bu yılki iklim zirvesi COP29 11-22 Kasım’da Bakü’de düzenlenecek. Azerbaycan hükümetiyle üç yeni küresel taahhüt önerisi üzerinde çalıştıklarını söyleyen Fatih Birol “Bunlardan ilki bataryalar üzerine. Batarya kapasitesinin 2030’a kadar ne kadar artması gerektiğini çalışıyoruz. İkincisi şebekeler ve üçüncü konu da metan emisyonlarının azaltılması. Azerbaycan önderliğinde o bölgedeki Kazakistan, Türkmenistan ve diğer ülkeleri bir araya getirecek bir taahhüt öneriyoruz. COP29 öncesi bu 3 konuya odaklandığımızı söyleyebilirim” diye konuştu.
Görüşmelerin bir diğer ana temasının ise temiz enerji finansmanı olduğunun altını çizen Birol, özellikle gelişmekte olan ülkelere giden temiz enerji finansmanının altı kat artması gerektiğini söyledi.
Temiz enerji finansmanı 2 trilyon dolar
Birol bu artışın sağlanması için neler yapılabileceğini görüştüklerini belirterek şöyle konuştu: “Yaptığımız toplantıda finans sektöründen çok yüksek bir katılım vardı, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Dünya Bankası, Uluslararası Finans Kurumu’ndan (IFC) ve özel sektör finansman kuruluşlarına kadar. Halihazırda sadece gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaç duyduğu temiz enerji finansmanı (yıllık) 2 trilyon dolar. Bu kapsamda hep birlikte bir finansman modeli çıkarmak ve somut bir çerçeve oluşturmak için çalışıyoruz. Bundan sonraki bir toplantımız da BM Genel Kurulu çerçevesinde olacak. Oraya kadar çalışıp somut bir öneriyle gelmeyi istiyoruz. Azerbaycan bizi stratejik partner olarak ilan etti ve çok yakın çalışıyoruz. Bence bu yıl COP29’un iki tane önemli sonucu olabilecek. Bunlardan biri bahsettiğim üç küresel taahhüdün herkes tarafından kabul edilmesi ve ikincisi de yeni finansman hedefleri ve buna nasıl ulaşılacağı konusunda bir anlaşma sağlanması.”
Şu anki görüşmelerde (küresel ısınmada) hangi ülkenin sorumluluğunun ne kadar olduğunun tespitinin nasıl olabileceği, tarihi ve mevcut sorumlulukların belirlenmesine ilişkin konuların zorlu olduğunu dile getiren Birol ülkeler ve özellikle uluslararası kalkınma bankaları arasında bir rol dağılımı yapılması için çalışıldığını da vurguladı.
Temiz enerji yatırımlarının yüzde 15’i gelişen ülkelerde
IEA’in bu ay açıkladığı Dünya Enerji Yatırımları raporuna göre, bu yıl küresel enerji sektöründeki yatırımlar ilk kez 3 trilyon doları aşacak. Finansman maliyetlerindeki artışa karşın bu yatırımın 2 trilyon dolarının yenilenebilir enerji, elektrikli araçlar, nükleer enerji, şebekeler, batarya, düşük emisyonlu yakıtlar ve enerji verimliliği çözümleri olmak üzere temiz enerji teknolojilerine yapılması bekleniyor. Kalan 1 trilyon doların biraz üzerindeki yatırımın ise kömür, petrol ve gaz olmak üzere fosil yakıtlara ayrılacağı öngörülüyor. Dünya genelinde temiz enerji teknoloji yatırımları artmasına rağmen bölgeler arasında dengesiz bir dağılım gösteriyor. Temiz enerjideki toplam yatırımların bu yıl 675 milyar dolarının sadece Çin’de yapılacağı, yatırımların Avrupa ve ABD’de ise sırasıyla 370 ve 315 milyar doları bulacağı öngörülüyor. Böylece bu üç büyük ekonomi küresel temiz enerji yatırımlarının üçte ikisinden fazlasını oluştururken uluslararası sermaye akışlarındaki eşitsizliği de gösteriyor.
Çin haricindeki en büyük gelişmekte olan ekonomilerden Hindistan ve Brezilya başta olmak üzere temiz enerji teknoloji yatırımlarının ilk kez 300 milyar doları bulması bekleniyor ancak bu miktar toplam temiz enerji yatırımlarının sadece yüzde 15’ine karşılık geliyor. Söz konusu ülkelerde yüksek sermaye maliyetleri yeni projelerin geliştirilmesini zorlaştırıyor. Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerdeki temiz enerji dönüşümünün adil şekilde gerçekleşmesi için bu ülkelere gerekli finansmanın sağlanması kritik önem arz ediyor.