Tam on yıl önce aynı şirkette farklı ülkelerde birlikte çalıştığımız ve kurumsaldaki ilk yıllarımızı birlikte geçirdiğimiz sekiz arkadaş bir Whatsapp grubu kurmuşuz. Bugün sekizin beşi ayrılmış, farklı işler yapıyor veya farklı kurumlarda işler üretiyor. Çok verimli bir grup değiliz ve maalesef bir türlü buluşmayı beceremiyoruz. Biz kırk sene sonra ilkokul arkadaşları olarak bir araya gelmeyi ve buluşmayı becerdiğimiz için bunu söylüyorum. Kimse üstüne alınmasın.
Üst düzeye çıkıldıkça ortak zamanları tutturmak zorlaşıyor. Birlikte çalışırken bazen her gün farklı ülkelerde olsak bile telefonda ya da yüz yüze görüştüğümüz bu arkadaşlarla toplu olmasa da bazen yüz yüze, bazen de yazışarak haberleşiyoruz. Gruptan ilk ayrılan arkadaş, yıllarca iş geliştirme ve lojistik işleri yaptıktan ve sistemler geliştirip tüm ülkelere yerleştirdikten sonra tiyatro ve oyunculuk kurslarına giderek hem oyuncu hem de tiyatro yapımcısı oldu. Harika oyunlar sahneye koyuyor. Echoes sahne olarak “Bir Tatlı Kaşığı Çamur ve Herkes Yolunda” oyunlarını izledim ve tiyatro seviyorsanız çok tavsiye ederim. Kurumsaldan çıkıp sanat alanına geçilir mi? sorusuna çok iyi ve gurur duyduğumuz bir örnek. Çok zor alanda çok güzel işler yapıyor.
Yine bizim sekizli gruptan diğer bir arkadaş ve ben kurumsaldan ayrıldık ve kafamızda biriktirdiğimiz ve yapmak istediğimiz işlerin peşine düştük.
İki arkadaş farklı kurumlara geçerek en tepelere tırmandılar. Diğer üç arkadaş da yine en tepelerde işlerini icra ediyor.
Niye bu kadar uzun mu yazdım? Bu grubu kurarken ortak amacımız, hem eğlenmek hem de grupta bu kadar finansçı varken biraz da tüyo alıp yolumuzu buluruz diye düşünmüştük herhalde. Sonrasındaki on sene hiç döviz, faiz veya Çin borsası, kripto yazdık mı hatırlamıyorum bile. Bizim grup çok sık olmasa da yılda iki üç yazıştığımız, doğum günü kutlama veya yeni işlerde tebrikleşme alanına döndü. Ara sıra spor veya iş ile ilgili haber ve dedikodulara girmişiz ama icraat yok gibi.
Ayrılanlardan bir arkadaş, bu sene başında “Arkadaşlar bu grubu kuralı on sene oldu artık bir atak yapalım ve zengin olalım” diye yazmış. Yine sekiz kişinin birinden gelen tek öneri şu oldu: “Arsa, tarla, borsa, başka bir yatırım imkanı göremiyorum.” Diğer mesajlar şu içerikte: “Çok gülelim, çok sağlıklı olalım, kafamız rahat olsun yeter” ya da “Ailelerle birlikte güzel ve sağlıklı bir yıl” mesajlarını doldurduk. Hatta ben en düzünü yazmışım: “Aman bu yıl çok problem çıkarmasın yeter, arkasından keşke gitmese iyiydik böyle diyeceğimiz bir yıl olsun”.
25-30 sene önce beraber başladığımız, aynı yollardan geçtiğimiz ve birlikte birbirimizi beslediğimiz ve benzer kariyerler çizdiğimiz arkadaşlar bile çok farklı yollarda devam edebiliyor. Kimisi başladığı şirkette devam ederken, kimisi başka bir şirkette daha mutlu olacağı bir role geçebiliyor. Bir başkası kurumsaldan çıkıp Linkedin’de harika bir içerik üreticisi olabiliyor ya da tiyatro yapımcılığına soyunabiliyor.
“Herkes girişimci olabilir” diye düşünürken ve yazarken bunun o kadar kolay olmadığının elbette farkındayım. Alışkanlıkların veya konfor alanının bizi nasıl durdurduğunu yaşadım ve görüyorum. Buradaki en önemli mesaj: “Mecbur kalmadan ve işten ayrılmadan ne yapacağın konusunda düşünmeye ve çalışmaya başla. Yoksa güvenin kırılıyor, cesaretin yok oluyor.” Elbette kiminle konuşursam ilk söylediğim “Önce faturalar ödenmeli.” Okuyan çocuklar, ödenen kiralar varsa yeni maceralara ‘hemen’ yelken açın demiyoruz. Ama hazırlıklara başlayın, ilk tohumlarını atın, insanlarla fikrinizi konuşun diyoruz. Zaten aklınızda bu ödeme ve faturalar varken iş fikriniz çok iyi olsa bile odaklanmanız ve başarılı olmanız da güç. Ama opsiyonları bilmek güzel, o zaman da tekrar kurumsala dönüp tekrar bir süre maaşlı çalışma opsiyonu olduğunu unutmayın. Artık girişim kuran veya girişimde çalışanların kurumsalda daha değerli olacağını hep yazıyor ve söylüyorum.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta şu: Hem birikim yapıp hem de aman banka hesabımdan para azalmasın diyorsanız bu işi zorlaştırır. İyi girişimlerin bazıları neredeyse sıfır sermaye ile kurulmuş. Ama kurumsalda her şeyi çok büyük bütçelerle yapmaya alışkın olan bizler için bu opsiyonları bulmak çok kolay değil. Çevremizdeki kaynaklar da buna göre kurulmamış. İyi bir plan ve bütçeyle para harcamamız gerekecek. İyi bir iş fikri ve kanvasımız varsa ilk yıl olmasa bile kazanma ihtimali de olacaktır. Denemeden ve görmeden anlamak mümkün değil. İyi ve paralı bir ortak veya yatırımcı bulursanız o başka iyi bir çözüm olur.
“Sen niye daha erken çıkmadın ve girişimci olmadın?” soruları da geliyor bana. Sanırım büyük iş, büyük marka ve bütçe yönetmenin keyfini alınca çıkmak zor oldu. Hep farklı işler ve alanlar hatta ülkelerde yaptığımız işler beni hep canlı ve diri tuttu. Aklımdan “Kendi işimi yapsaydım bu kadar çalışmazdım” dediğim çok zamanlar hatırlıyorum. Onca saat yoldan gelip tatile gidip ikinci gün “Neler oluyor, acaba geri dönsem mi” diye düşündüğümü ya da telefon gelmeyince arayıp “İşler yolunda mı? Niye aramıyorsunuz” dediğimi çok hatırlarım. Büyük iş derken gerçekten büyük işlerden bahsediyorum. Milli futbol takım sponsorlukları, Avrupa ve Dünya Artistik Buz Pateni sponsorlukları, Matrix filminin görüntü yönetmeni ile reklam filmi çekmek gibi bir pazarlamacı için rüya gibi işler. Bırakın kendi işinizi kurmayı düşünmeyi, tatilden nasıl daha çabuk dönerim, acaba bir şey mi kaçıyor düşüncesi var kafada. Hayat ve iş çok hızlı akıyor ve büyüyor. Girişimlerde olduğu gibi büyüme varsa motivasyon ve tutku artıyor. Biz de öyle bir on yıl yaşadık. Birleşmeler, satın almalar, entegrasyonlar, farklı ekiplerle hizalanma, birden ikiye, ikiden beşe, beşten sekize.
Çok inandığın bir cümle; bir şeyi bitirmeden başka bir şeye başlanmıyor.
Biraz kafayı hazırlamak, biraz ortamı ve çevreyi yenilemek, biraz da odaklanmak.
İlk vermemiz gereken kararlar, kendimizle ilgili kararlar. Biz bir değişime hazır mıyız? Bu değişim bizi nereye götürsün istiyoruz?
Genelde cevap evet ama eyleme geçmek zor oluyor, değil mi?
Bu soruların cevapları genelde kurumsalda birlikte çalıştığımız arkadaşlarla da olmuyor. Bu işi bizden önce denemiş ve farklı yollara çıkmış arkadaşlarla bunları değerlendirmek önemli. Aksi takdirde yatırım konularımız arsa, tarla, yazlık ya da daha başlarda Hermes, Rolex, takım elbise olarak kalıyor.
Yatırım alanlarımızı, yeni insanlara, merak ettiğimiz iş fikirlerine, aldığımız eğitimlere ve kendimizle ve geleceğimizle ilgili alanlara kısacası yepyeni ve heyecanlı bir yöne çevirebiliriz.
Biriktirdiğimiz arkadaş ve ilişkiler çoğu zaman diğer biriktirdiklerimizden daha değerli olabiliyor.