Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Körfez turunun son durağı olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile sanayi, savunma, hukuk, yargı, yenilenebilir enerji ve uzay endüstrisi alanlarında imzalanan toplam 50,7 milyar dolarlık anlaşmaların detayları belli olmaya başladı. İmzalanan anlaşmalar kapsamındaki yatırımların gerçekleşmesinin zaman alacağı ifade edilirken, kısa vadeli kaynak girişinin sukuk ve Eximbank’ sağlanacak kredi şeklinde olacağı görülüyor.
BAE’yi oluşturan emirlikler içinde en büyüğü olan Abu Dabi’nin ulusal varlık fonu ADQ tarafından yapılan açıklamada, anlaşmalar kapsamında Türkiye’nin deprem sonrası yeniden inşa faaliyetleri için ihraç edeceği 8,5 milyar dolar büyüklükte sukuk (şeriata uygun tahvil) satın alınması ve Türk Eximbank’a ihracatçıya kullandırılmak üzere 3 milyar dolar büyüklükte finansman sağlanması için iki ayrı mutabakat zaptı imzalandığı ifade edildi.
Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Finans Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakkı Öztürk, Körfez’den kısa vadede gelecek kaynağın sukuk ihracı ile olacağını belirtti. Doç, Dr. Öztürk, Twitter hesabında şu görüşleri dile getirdi:
Körfez’den kısa vade gelecek fon tahvil ihracı (Sukuk) ile olacak
2. el 2027 SUKUK getirisi %7.8
Sukuk ilk ihraçta genelde 2.el Sukuk getirisinden daha yüksek aynı vade EB faizine yakın oluyor(ilk ihraç primi, sukuk genelde htm, EB göre az trade aynı vade EB faizi biraz daha⬆️) pic.twitter.com/RGsMtfrDrr
— Doç. Dr. Hakkı Öztürk (@hakkiozt6) July 20, 2023
Bloomberg’den Kerim Karakaya da, sukuk ihracı ile gelecek paranın neredeyse Türkiye’nin yıllık borçlanmasına yakın önemli bir rakam olduğunu belirterek tweet’inde şu görüşleri dile getirdi:
BAE ile yapılan anlaşmalarda kısa vadede sıcak para girişi sağlayacak en önemli madde 8.5 milyar dolarlık sukuk satışı.
Bu Türkiye’nin neredeyse yıllık dış borçlanmasına yakın, önemli bir rakam.
— Kerim Karakaya (@kerimkarakaya34) July 19, 2023
Körfez finansmanı CDS’te düşüşü hızlandırabilir
Bankacılar BAE ile açıklanan 50.7 milyar dolarlık anlaşmalara Suudi Arabistan ve Katar için henüz resmi tutar açıklanmayan anlaşmaların da dahil olacağını tutarın bu nedenle tarihte “eşi görülmemiş” miktarlara işaret ettiğine dikkat çektiler. Bu kapsamda ilgili tutarların hangi yöntemle ve ne zaman Türkiye’ye geleceği konusunun önümüzdeki dönemde açıklığa kavuşacağı ifade ediliyor.
Bir bankanın döviz masası işlemcisi Körfez sermayesinin piyasalara etkisine ilişkin, “Mevcut kur yapısında TCMB’nin her kaynağı rezervlerine almak isteyeceğini düşündüğümüzden kurda düşüş yönünde ancak sınırlı bir etki olabilir” dedi ve şunları söyledi:
““Tek seferde 50 milyar dolar gelmiyor. Ancak, açıklanan 8,5 milyar dolar sukuk Türkiye’nin neredeyse bir yıllık dış borçlanmasına eşit bunlar daha önce Türkiye ekonomisinde eşi görülmemiş rakamlar. Bu nedenle süreç kurda önümüzdeki dönem yaşanabilecek yükselişleri sınırlar ve dış finansman endişelerini de önemli derecede azaltacağı için CDS tarafında ve eurobond faizlerinde düşüşe destek olur” dedi.
Tahvilde ‘sukuk’ dopingi
BAE’nin Türkiye’den sukuk alacağı haberleri yurt dışında işlem gören Türk tahvillerini primlendirdi. Bloomberg News’un haberine göre Türkiye’nin dolar cinsinden tahvilleri, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin Ankara’dan 8,5 milyar dolara varan miktarda sukuk alma sözü verdiği haberlerinin etkisiyle değer kazandı ve gelişmekte olan piyasa tahvilleri için ön plana çıktı.
BAE’nin alacağı sukukların Türk hükümeti üzerindeki fonlama baskısını azaltacağı değerlendirmelerinin Türkiye’nin yurt dışı tahvillerine talep getirdiğine işaret eden BN, Türkiye’nin en uzun vadeli yurt dışı tahvili olan 2047 vadeli tahvilin fiyatının 7 cent artarak 71,1 dolara çıktığını, getirinin de yüzde 8,7’nin altına inerek mayıs ayından bu yana görülen en düşük seviyeye gerilediğini bildirdi. 2033 vadeli tahvilin getirisi yüzde 3,34’e gerilerken JPMorgan Chase’in gösterge kotalarına göre Türkiye’nin ülke risk primi 19 baz puan azalarak 405 baz puana düştü.
Özel sektör Körfez turundan 26 anlaşmayla döndü. DEİK Başkanı Olpak, ilişkilerde bahar döneminin yaşandığını söylerken, MÜSİAD Başkanı Asmalı’dan da ‘gezi amacına ulaştı’ mesajı geldi. Pegasus Başkanı Nane’nin ise “Bunu yeni bir askerlik olarak tanımlıyorum” demesi dikkat çekti.
500 milyar dolarlık inşaat projesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez turuna katılan iş insanları heyetinde bulunan yurtdışı müteahhitlik şirketlerinin yetkililerinin de özellikle Suudi Arabistan’da önemli projelerle ilgili görüşmeler yaptıkları öğrenildi. Suudi Arabistan’nın hızlı ve kaliteli iş yapmalarıyla tanınan Türk şirketlerine özellikle Ekim 2017’de Prens Muhammed bin Selman tarafından Tebuk bölgesinde Kızıldeniz kıyısı boyunca 26,500 kilometrekarelik alanda inşa edileceği açıklanan Neom City’de iş vermek istediği belirtiliyor. Suudi Arabistan’ın en büyük hayallerinden biri olan ve sıfırdan inşa edilecek olan bu şehrin neredeyse Belçika kadar büyük olması ve maliyetinin 500 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Yeni bir geleceği temsil eden NEOM’un adı eski Yunanca’da yeni anlamına gelen “neo” ön ekinden, ve Arapçada gelecek anlamına gelen “mostaqbal” kelimesinin kısaltmasıyla oluşturulmuş.
İş insanları Körfez turundan memnun
Körfez turundan 26 anlaşmayla dönen özel sektör temsilcileri, gezi dönüşü yaptıkları açıklamalarda ilişkilerde bahar döneminin yaşandığını söylüyorlar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ve geniş bir heyetle Körfez turuna çıkan Türk iş insanları, 3 ülkede 26 anlaşma imzalarken birçok yeni yatırım konusunda da görüş birliğine vardı.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, ülkeler arasında ilişkileri siyasi liderlerin ve devlet başkanlarının belirlediğini, onların açtığı yoldan kendilerinin ilerlediğini belirterek, son dönemde Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar ile siyasi ilişkilerin çok olumlu ilerlediğini söyledi. Bu ilerlemenin yansımasını da artık somut olarak gördüklerini dile getiren Olpak, Suudi Arabistan ve BAE ile ilişkilerde bahar döneminin yaşandığını kaydetti. Olpak, Türk özel sektörünün toplamda 26 ayrı anlaşma imzaladığını belirterek, bu iş birliklerinin resmi anlaşmaların dışında olduğunu söyledi. Olpak anlaşmalarla ilgili şöyle konuştu:
“Bu anlaşmalar arasında enerji, sağlık, bilgi teknolojileri, gayrimenkul, gıda var. Sanayi alanında yatırımlar söz konusu. Onun dışında güneş enerjisiyle ilgili ve hidrojen alanında yatırımlarla ilgili anlaşmalar var. Gerçekten çok zengin bir anlaşmalar süreci. Bunların yansımalarını da ticari anlamda çok kısa vadede görürüz. Yatırımlar bazındaki sonuçlarını ise bu yılın içerisinde, yani yılın sonuna kadarki bir süreçte alırız ki orta vade için oldukça önemli bir kazanım diye düşünüyorum.”
‘Ziyaretlerimiz artarak devam edecek’
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı da Körfez turunda özel sektörün de çok ciddi görüşmeler yaptığını belirterek şunları söyledi:
“Bu görüşmeler kapının kilidini açan birer anahtardır. Dolayısıyla bundan sonra ziyaretleri artırarak devam edeceğiz. Onları ülkemize, tesislerimize ve fabrikalarımıza davet edeceğiz, onlara ürünlerimizi göndereceğiz. Daha sık gidip gelerek bu ziyaretlerin büyük iş birliklerine dönüşmesini sağlayacağız.
Ama şunu söyleyebilirim ki, bu 3 ülkede de hakikaten Türk iş adamlarına, Türk ürünlerine, Türk yatırımcısına büyük bir ilgi var. Aynı şekilde ülkemize de çok büyük bir ilgi var. Seçimden sonra müthiş bir ivme yakalandı. Dolayısıyla bu oluşan havayı çok iyi değerlendirmeliyiz. Bu gezi bence bu manada da amacına ulaşmıştır.”
Nane: Pastadan pay almak için üzerimize düşeni yapıyoruz
Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nane ise 3 günlük yoğun bir maratondan çıktıklarını belirterek, bu ziyaretlerde devletler arasında, ülkeler ile Türk iş dünyası arasında ve yeni bağlantılar anlamında güzel görüşmeler yapıldığını söyledi.
Bu ülkelerin yurt dışında yaptıkları yüksek yatırım nedeniyle ziyaretin büyük önem arz ettiğini vurgulayan Nane, “Bizler bu tür misyonlara katılarak ülkemizin hem tanıtımını yapıyoruz, hem de bu pastadan pay almak için bize düşen ne görev varsa yapıyoruz. Yani ben bunu bir yerde ülkemiz için yapılmış bir askerlik, yeni bir askerlik olarak tanımlıyorum” diye konuştu.
Nane, ülkeye gelebilecek her bir yatırımın “istihdam ve refaha katkı” manasına geldiğini kaydederek, “Bu üç ülkeden önümüzdeki dönemde çok büyük yatırımlar gelecek. Bunun en güzel örneği Abu Dabi ile yapılan 50,7 milyar dolarlık anlaşma. Bunun eş zamanlı olarak Katar ve Suudi Arabistan ile de ön çalışmaları yapıldı” dedi.
Türkiye’nin havacılık konusunda bu ülkeler ile neler yapacağının konuşulup konuşulmadığına ilişkin soru üzerine Nane, “Havacılık konusunda da konuşulan ana konu, biz bu ülkelerin hepsine uçuyoruz. Burada frekansların artırılması, teknik hangar ve teknik bakım yapan şirketlerle ortak birtakım çalışmalar yapılması da gündemimizde vardı” diye konuştu.