Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın hazırladığı “Merkez Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri ve Beklentiler” raporuna göre, son 6 ay içinde yurttaştan alınan Motorlu Taşıtlar Vergisi’nden (MTV) elde edilen gelir geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 63 oranında artarak 19 milyar TL’ye, Özel Tüketim Vergisi’nden (ÖTV) elde edilen gelir ise yüzde 96 oranında artarak 325 milyar TL’ye yükseldi. Böylece seçimlerden sonra yağmur gibi yağan ÖTV ve KDV zamlarından sonra, yılın kalanında vergi gelirlerindeki artışın yüzde 100’ü kat kat aşacağı da kesinleşti.
Vergi gelirleri 6 ayda yüzde 55 arttı
Geçen yılın ocak-haziran döneminde 1 trilyon 33 milyar 791 milyon TL olan vergi gelirleri, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 55 oranında artarak 1 trilyon 602 milyar 312 milyon liraya ulaştı. 2023 yılı için bir defaya mahsus olmak üzere iki defa ödenecek MTV’den elde edilen gelir geçen yılın ilk 6 ayına kıyasla yüzde 63,4 oranında arttı. MTV’den bu yılın ilk altı ayında toplam 19 milyar 540 milyon TL gelir elde edildi.
7 Temmuz 2023 tarihinde Cumhurbaşkanı kararına göre, mal ve hizmetlerde uygulanan yüzde 18’lik KDV yüzde 20’ye çıkarılmış, bazı mal ve hizmetler için uygulanan yüzde 8’lik KDV ise yüzde 10’a yükseltilmişti. 2023 yılı ocak-haziran dönemi dahilde alınan KDV’den elde edilen gelir yüzde 69 oranında artarak toplam 125 milyar 937 milyon TL oldu. Geçen yılının aynı döneminde alınan vergi tutarı ise 74 milyar 528 milyon TL idi.
Akaryakıt, motorlu taşılar, kolalı ve alkollü içecekler ile tütün mamulleri, dayanıklı tüketim malları ile lüks olarak adlandırılan ürünlere uygulanan ÖTV’den bu yıl toplam 325 milyar 68 milyon TL gelir elde edildi. ÖTV gelirleri geçen yılan oranla yüzde 96,6 oranında arttı.
‘Dış finansmanda riskler artabilir’
Raporda, Türkiye ekonomisinin geleceğine yönelik strateji ve risk faktörleri de ele alındı. Borç yönetiminde şeffaflığın ve öngörülebilirliğin artırılmasına yönelik bilgilendirme yapılacağı belirtilen raporda, şu değerlendirme yapıldı:
“Dış finansman hedefine ulaşılmasında tek bir piyasaya odaklanmamak, çeşitlendirme stratejisi izlemek ve yatırımcı tabanını genişletmek amacıyla dolar ve euro gibi geleneksel piyasaların yanında diğer piyasalarda da potansiyel işlem olanaklarının takip edilmesi dış finansman faaliyetleri çerçevesinde benimsenen stratejilerden birisidir. Küresel ve/veya bölgesel spesifik gelişmeler sebebiyle uluslararası sermaye piyasalarında işlem yapmanın mümkün olmaması veya aşırı maliyetli olması ve uluslararası piyasalardaki muhtemel riskler çerçevesinde sağlanacak tutar ve maliyetlerde değişiklik olması, dış finansman temini çerçevesinde karşılaşılan riskler arasında yer almaktadır.”