Ekonomi yönetiminin cari açığı kapabilmek için altın piyasasına sert sınırlamalar ve yasaklar getirmesi piyasayı tam anlamıyla toz dumana boğdu. Önceki gün Kapalıçarşı’da fiziki altının gram fiyatı bir ara 1800 liranın üzerine sıçradı. Bu yazının yazıldığı dakikalarda 1,730 lira civarındaydı. Oysa yine bu yazının yazıldığı dakikalarda bankalararası piyasada gram altın 1,672 liraya kadar gerilemişti. Bu karmaşanın sebebi ekonomi yönetiminin arka arkaya aldığı kararlar.
Altınla ilgili arka arkaya üç karar alındı. Birincisi, ziynet eşyalarının ithalatına yüzde 20 ek mali yükümlülük getirildi. İkincisi altın ithalatını kota getirileceği duyuldu. Bu arada bir gramın altında altın üretilmesi ve satılması yasaklandı. Daha önce 0.50 gram ve 0,10 gram altın üretilebiliyordu.
Bu yazı için biraz araştırınca büyük rafinerilerin aylık limitlerinin 1 tona düşürüldüğünü öğrendim. Daha önce bu rafineriler ayda 2-3 ton ithalat yapıyordu.
Yani Ankara üç koldan altın talebini bastırmaya çalışıyor. Ekonomi yönetimi altın piyasasını toza dumana boğma pahasına neden bu sınırlamaları getirdi? Çünkü altın ithalatında patlama yaşanıyor. Ocak-Temmuz döneminde Türkiye’nin altın ithalatı yüzde 180 arttı. Aynı dönemde ithalattaki genel artış yüzde 5’le sınırlıydı.
‘150 milyar dolarlık açık Türkiye’nin boyunu aşar’
Altın ithalatındaki patlama cari açığın gemi azıya almasının en önemli nedeni. Nasıl Bir Ekonomi gazetesinden Hüseyin Gökçe’nin haberine göre Türkiye ekonomisi 2023 yılı Ocak-Mayıs döneminde 37 milyar 696 milyon dolar cari açık verirken, bunun yarısına yakını 16 milyar 550 milyon dolarla altın ithalatından kaynaklandı.
İşin kötüsü, geçmişte Türkiye’nin yaz aylarında kapanan dış ticaret açığı bu yaz dikiş tutmuyor. Son olarak Temmuz ayı dış ticaret açığı açıklandı: 12.4 milyar dolar. Korkunç bir rakam. Şu açıdan korkunç: Türkiye her ay bu kadar dış ticaret açığı verse bir yılda 150 milyar dolar açık vermiş olur. Geçen yılki açık 110 milyar doların biraz üzerindeydi, onu finanse etmek için bile akla kara seçildi. 150 milyar dolarlık açık Türkiye’nin boyunu aşar.
Altına getirilen sert önlemlerin sebebi işte bu, ithalattaki patlama. İyi de altın ithalatı neden patladı? Ekonomi yönetimi bu minik soruyu unutuyor.
Altın ithalatı vatandaşların altın aşkı bir anda depreştiği için değil enflasyon ve gevşek para politikası nedeniyle patladı. Resmi enflasyonun yüzde 50’ye dayandığı ortamda bankalar mevduata yüzde 25-30 faiz veriyor. Yani bankaya yatıranın parası eriyor.
‘Parası erimesin diye altın alıyor’
Yani vatandaş sebepsiz yere değil, parası erimesin diye altın alıyor. Bu topraklarda yüzyıllardır yapıldığı gibi. Türkiye’nin altın ithalatındaki patlamanın gerçek sebebi işte bu.
Altın ithalatını azaltmanın yolu yasaklardan, sınırlandırmalardan değil, vatandaşın tasarrufunu koruyacak Türk Lirası enstrümanlar yaratmaktan geçiyor. Adı faiz olmuş olmamış, fark etmez. İster “süper bono”, ister kar payı, insanlara birikimlerinin buhar olmasını engelleyecek bir yol göstermeniz lazım.
Onun dışındaki önlemler, yasaklar altın kaçakçılığını hortlatmaktan başka bir işe yaramaz.