Türkiye’nin Ekim 2021’de ‘Faiz sebep, enflasyon neticedir” öngörüsüyle, yükselen enflasyona rağmen başlattığı faizi düşürme macerasının tabutuna son çivi dün çakıldı. Yüksek enflasyon ortamında ve deprem harcamalarının etkisiyle patlama yaşayan olağanüstü bütçe açıklarını finanse etmeye çalışan Hazine, iç borçlanmada çok yüksek faizlere mecbur kaldı. Dün yapılan iki ihalede Hazine 2 yıllık tahvile yüzde 42,18; 10 yıllık tahvile ise yüzde 31,98 faiz verdi.
Hazine ihalelerinde ortaya çıkan bu sonuç, özellikle 10 yıllık tahvilde verilmek zorunda kalınan 31,98’lik faiz, Hazine’nin oldukça uzun bir aradan sonra yeniden pozitif faizle borçlanması anlamına geliyor. Eğer enflasyon söylendiği gibi 2026 yılında yüzde 8,5’e kadar düşecekse, yüzde 32’ye varan faizi 10 yıl boyunca almak yatırımcıların çok hoşuna gidebilir.
Hazine 1,5 trilyon liraya varan bir bütçe açığını finanse etmek zorunda olduğu için bu ihalelere devam edecek ve yüksek faiz vermeyi de sürdürecek. Hazine ayrıca bir büyük dış borçlanmanın da eşiğinde. ‘Sukuk’ adı verilen İslami kira sertifikası satışı için uzun bir aradan sonra uluslararası tahvil pazarına çıkan Hazine’nin bu tahvilde dolara yüzde 8,75 faiz vereceğine dair dün bazı haberler vardı. İhale henüz sonuçlanmadığı için kesin rakamı bilmiyoruz.
Piyasada pek çok uzmana göre, hem TL hem de dolar cinsi bu borçlanmalar yabancı yatırımcıların ve sıcak paranın ilgisini çekebilecek seviyede. Hazinenin bir yan umudu da bu: TL borçlanmalar sayesinde Türkiye’ye dolar girişini sağlamak.
Her iki ihalede de rekor faiz
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın dünkü 2 yıllık gösterge tahvil ihracında ortalama bileşik faiz oranı yüzde 42,18 ile 20 yılın zirvesine çıkarken, 10 yıllık gösterge tahvil faizi de yüzde 31,98’e yükselerek 2010 yılından bu yana en yüksek seviyeyi gördü. İhaleler öncesinde iki yıllık tahvil faizi 275 baz puanlık artışla yüzde 42,4 seviyesine kadar yükseldi. Hazine dün düzenlediği düzenlediği iki ayrı tahvil ihalesinde toplam 11 milyar 90,9 milyon TL borçlandı. İhaleler öncesinde kamu kuruluşlarına ve piyasa yapıcılarına yapılan 10 milyar TL net rekabetçi olmayan tekliflere satışlarla birlikte bugünkü toplam satış tutarı 21 milyar 90.9 milyon TL ‘ye ulaştı.
2 yıl vadeli 6 ayda bir kupon ödemeli sabit kuponlu devlet tahvilinin yeniden ihraç edildiği ihalede net 3 milyar 986.6 milyon TL satış yapıldı. İhaleye nominal olarak 23 milyar 949 milyon TL teklif gelirken, nominal satış 5 milyar 838 milyon olarak gerçekleşti. İhalede; ortalama minimum fiyat 67,988 TL, ortalama fiyat 68,286 TL, ortalama basit faiz yüzde 38,48, ortalama bileşik faiz yüzde 42,18 oldu.
2 yıl vadeli tahvil ihalesi öncesinde kamuya 3 milyar TL, piyasa yapıcılarına 4 milyar TL net satış yapıldı. Piyasa yapıcı bankaların net teklif tutarı ise 7 milyar 413 milyon TL olarak gerçekleşti.
10 yıl vadeli tahvil 6 ayda bir kupon ödemeli sabit kuponlu devlet tahvilinin yeniden ihraç edildiği bugün valörlü ihalede net 7 milyar 104.3 milyon TL satış yapıldı. İhaleye nominal olarak 16 milyar 585.4 milyon TL teklif gelirken, nominal satış 7 milyar 876 milyon olarak gerçekleşti. İhalede; ortalama minimum fiyat 89.319 TL, ortalama fiyat 90.202 TL, ortalama basit faiz yüzde 29,77, ortalama bileşik faiz yüzde 31,98 oldu.
10 yıl vadeli tahvil ihalesi öncesinde kamuya satış olmazken, piyasa yapıcılarına 3 milyar TL net satış yapıldı. Piyasa yapıcı bankaların net teklif tutarı ise 4 milyar 649.5 milyon TL oldu.
Yüzde 8,.875 getiriyle dolar cinsinden sukuk ihracı
Türkiye iç piyasada Hazine ihaleleriyle TL cinsinden rekor düzeyde yüksek faizlerle borçlanırken, uluslararası piyasalarda da durum farklı değil. Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden buyana ilk kez uluslararası piyasalara dönecek olan ABD doları cinsinden tahvil ihraç edecek. Hazine ve Maliye Bakanlığı hafta başında 5 yıl vadeli dolar cinsi sukuk ihracı gerçekleştireceğini açıkladı. Edinilen bilgiye göre bankalarla yaklaşık yüzde 8,875 gibi çok yüksek bir potansiyel başlangıç getirisi üzerinde konuşuluyor. Bloomberg’e konuşan ve kimliği açıklanmayan bir kaynak, ihracın en az 500 milyon dolar değerinde olacağını söyledi.
Türkiye en son Nisan ayında dolar tahvili ihraç etmiş ve yüzde 9,3 getiri ile 2,5 milyar dolarlık konvansiyonel tahvil satmıştı. Bloomberg’e göre fiyat o zamandan bu yana yükseldi ve getiri şu anda yüzde 8,6 civarında bulunuyor.
Reuters Eylül ayında Türkiye’nin ekonomik ortodoksiye dönüşü ve yabancı yatırımcıları geri çekme çabalarının bir parçası olarak yıl sonundan önce uluslararası tahvil piyasasına dönebileceğini öngörmüştü.
Enflasyon düşecekse neden ek risk primi ödeniyor?
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın sürekli olarak enflasyonun inişe geçeceği dillendirilen bir dönemde yüksek faizle uzun vadeli borçlanmaya gitmesi önümüzdeki yıllarda ödenecek faiz faturasının daha da kabarmasını beraberinde getirecek.
Orta Vadeli Plan’da (OVP) enflasyonun 2026’da yüzde 8,5’e düşürüleceği belirtilmesine karşılık Türkiye kalan 7 yılın her bir yılı için 22 puan risk primi ödeyecek ve yeni dönemdeki ihalelerde de aynı yöntem izlenirse faiz yükü altından kalkılamaz hale gelecek.
Türkiye’de politika faizini düşürme operasyonunun başladığı 2021 Ekim ayına kadar kamu borcundan düşük seyreden faiz ödemeleri o tarihten sonra tırmanışa geçti. 2022 yılının Mart ayında ise ana para ödemelerini sollayıp geride bıraktı. Uzun vadeli ve lüksek faizli borçlanmaların devamı halinde farkın daha da açılacağı görülüyor.
En çok borçlanma 2024 Ocak ayında
Hazine ve Maliye Bakanlığı, açıkladığı iç borçlanma stratejisine göre kasımda 78,4 milyar liralık iç borç servisine karşılık 78 milyar liralık, aralıkta 39,4 milyar liralık iç borç servisine karşılık 40 milyar liralık, ocakta 92,8 milyarlık iç borç servisine karşılık 126,4 milyar liralık iç borçlanmaya gidecek. Kasımda iç borçlanmanın 71,5 milyar lirasının piyasadan, 1,5 milyar lirasının doğrudan satışlardan, 5 milyar lirasının kamuya satışlardan, aralıkta iç borçlanmanın 38 milyar lirasının piyasadan, 2 milyar lirasının kamuya satışlardan, ocakta ise iç borçlanmanın 112,2 milyar lirasının piyasadan, 10.2 milyar lirasının doğrudan satışlardan 4 milyar lirasının da kamuya satışlardan oluşması bekleniyor. Bu dönemde 19 tahvil ihalesi düzenlenecek, 1 hazine bonosu yeniden ihraç edilecek ve 2 kira sertifikasının doğrudan satışı yapılacak. Kasımda 95,9 milyar lira, aralıkta 110,4 milyar lira ve ocakta 121,7 ödeme yapılacak. Bu ödemelerin 117,3 milyar lirası dış borç servisinden oluşacak.