Davos Zirvesi bugün dünyada iş insanı olsun politikacı olsun “elitler”in katılmaya can attığı ve görüş alışverişinde bulunduğu bir etkinlik. Alman asıllı iktisatçı Dr. Klaus Schwab’ın 1970’li yılların başında kurduğu Dünya Ekonomik Forumu yılda bir defa ocak ayının sonunda, şubat ayının başında İsviçre’nin Davos kentinde yapılıyor. Bugün yüz milyonlarca dolar cirolu bir yapıya dönüşen Dünya Ekonomik Forumu bu prestij toplantısının yanı sıra düzenlediği ülke ve sektör toplantılarıyla dünyanın seçkinlerini bir araya getirip görüş alışverişinde bulunmalarını sağlıyor.
Davos Zirvesi’nin Türkiye’de geniş kitleler tarafından tanınması 80’li yıllarda Başbakan Turgut Özal’ın bu toplantıların düzenli katılımcısı olmasıyla başlamıştı. Ama esas tanınırlık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres’e ünlü “Van Minüt” çıkışını yaptığı 2009 yılının ocak ayı. Erdoğan o günden beri Davos’a gitmiyor ama Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucusu Dr. Klaus Schwab’ın Türkiye ile ilişkilerinin geçmişi hayli eski.
Dr. Klaus Schwab’ın yıldızı yolu yıllar önce Enka Holding’in kurucusu rahmetli Şarık Tara ile kesişince parladı. 1970’li yıllarda o zamanın öne çıkan akımı olan “sevk ve idare modası”nda para kazanmak isteyen Dr. Klaus Schwab adlı bir iktisatçı “European Management Forum” (Avrupa Sevk ve İdare Forumu) adında bir özel şirket kurdu. Dr. Schwab’ın şirketi çalışanlar için “sevk ve idare kursları” düzenliyordu.
O dönemde yurtdışında taahhüt işlerine girme arayışında olan Tara, İsviçre’de rastladığı Dr. Schwab’ı sevk ve idare konusunda konferans vermek için İstanbul’a davet etti. Dr. Schwab konuya ilgi duyan TÜSİAD’ın desteğiyle ilk uluslararası toplantısını 1975 Nisan ayında Tarabya Oteli’nde düzenledi.
Ardından gene Şarık Tara’nın desteği ile İsviçre’nin Montrö kentinde 1976 Ekim ayında Batılı ve Türk işadamları ile petrol krallarını bir araya getirmek için uluslararası ilk büyük organizasyonunu yaptı. Daha sonra da sevk ve idare konusunun modasının geçmekte olduğunu, uluslararası toplantıların ilgi gördüğünü fark ederek şirketin adını da World Economic Forum (Dünya Ekonomi Forumu) olarak değiştirdi. Yeni dönemde ise şirket eğitim vermek yerine Davos kentinde katılımcıların yüksek ücretler ödediği uluslararası toplantılar düzenlemeye başladı.
Şarık Tara Dr. Schwab’ı o kadar beğendi ve destekledi ki kendisini yıllarca ENKA Holding’de yönetim kurulu üyesi olarak görevlendirdi. Ben de Dr. Schwab’ı o dönemde sık sık geldiği İstanbul’da katıldığı toplantılarda tanıdım. O zamanlar yolun hayli başında olduğu için mütevazı ve alçak gönüllüydü. Sorularımızı yanıtlar ve biz gazetecilerden kaçmazdı. İyi pazarlamacıydı.
Yıllar sonra Washington’da herhalde 1987 yılıydı, IMF- Dünya Bankası toplantısının katılımcılarıyla muhabbetini gördüğümde bu düşüncemde yanılmadığımı anlamıştım. Zaten ilk başlarda katılımcıları arasında ağırlıklı olarak Batıların olduğu Davos Zirvesi’nin yıllar içinde daha kapsayıcı hale gelmesi ve özellikle batıda ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde Asya’dan katılımın artması bu pazarlama dehasının da göstergesi.
Dönemin başbakanı Turgut Özal ile de tanıştı ve iyi ilişkiler kurdu. Ancak Davos’un “yıldızının parladığı yıl” olarak 1988’i kabul etmek şart. Çünkü Türk- Yunan ilişkilerinin en gergin olduğu o yıl Şarık Tara’nın da devreye girmesiyle Turgut Özal ile Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu birlikte Davos Zirvesi’ne katıldılar. Ardından da iki ülke ilişkilerinde yeni dönemin kapılarını açtığı kabul edilen Davos Deklarasyonu’na imza attılar. Olmayacağı sanılanı olduran Davos Zirvesi’nin yıldızı o tarihten sonra ekonomik krizlere, siyasi gerginliklere rağmen parlamaya devam etti.
Dünya Ekonomik Formu’nun bilinmeyen yüzünde neler var?
Ancak her yıl düzenlenen Zirve’de sürdürülebilirlik, ekonomik krizler, siyası gelişmeler, kadın erkek eşitliği gibi birçok konuda görüş alışverişi yapan küresel elitler şimdi Dünya Ekonomik Forumu’nun ve Davos’un bugüne kadar pek de bilmedikleri bir yüzüyle karşılaştı. The Wall Street Journal gazetesinde yayınlanan habere göre bugün Dünya Ekonomik Forumu’nda misyonuna uymayan işler oluyor ve bu uygunsuzlukları yapanlar da cezalandırılmıyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 86 yaşındaki kurucusu Klaus Schwab birkaç yıl önce organizasyonun gençleştirilmesi gerektiğine karar verdi. Konu hakkında bilgi sahibi kişilere göre 50 yaşın üzerindeki bir grup çalışanı seçti ve insan kaynakları bölümünün başındaki kişiye hepsinden kurtulması talimatını verdi. Bu sayede işgücünün yaş ortalamasının düşeceğini söylüyordu. Paolo Gallo adında deneyimli bir eski Dünya Bankası yöneticisi olan insan kaynakları yöneticisi birini işten çıkarmak için performans düşüklüğü gibi makul açıklama olması gerektiğine işaret ederek isteği reddetti. Schwab da çok geçmeden Gallo’yu kapının önüne koydu.
Hamile kadının başına neler geldi?
The Wall Street Journal’ın (WSJ) haberine göre Schwab’ın Forum’un önde gelen kurumsal ortaklarının (küresel şirketlerin) standart işyeri politikalarını ihlal edecek davranışlarda bulunduğu tek örnek bu değil. Çalışanlar arasında hala konuşulan bir başka olay, 2017 yılında yeni kurulan şirketlere yönelik bir girişimi yönetmesi için görevlendirilen genç kadının hamile olmasından sonra başına gelenlerdi. Hamile olduğunu öğrenen kadın işteki ilk günlerinde Schwab’ın Cenevre’deki ofisine giderek durumunu anlatmış.
Olayı bilen kişilere göre Schwab kadına aynı tempoda çalışmaya devam edemeyeceği için üzüldüğünü ve bu nedenle de yeni liderlik rolü için uygun olmadığını söylemiş. Kadın da görüşmenin ardından işten çıkarılmış. Ancak WEF kadının kısa deneme süresinden sonra görevden alındığını iddia ediyor.
WEF misyonuna uygun davranıyor mu?
Her yıl Davos’ta dünya liderlerini ve üst düzey yöneticileri bir araya getiren Dünya Ekonomik Forumu misyonunun dünyanın durumunu iyileştirmek olduğunu ifade ediyor. Ancak Schwab’ın on yıllardır yönettiği Dünya Ekonomik Forumu iç şikayetlere, e-posta yazışmalarına, düzinelerce mevcut ve eski çalışanla ve bilin kişilerle yapılan görüşmelere göre işyerinde kadınlara ve siyahilere karşı düşmanca atmosfer oluşmasına göz yumdu.
En az altı kadın çalışan hamileyken ya da doğum izninden döndükten sonra işten çıkarılmış ya da kariyerleri zarar görmüş. Bir bu kadar çalışan da, bazıları Dünya Ekonomik Forumu’nda halâ çalışan üst düzey yöneticilerin cinsel tacizine uğradığını anlattı. İki kişi ise yıllar önce kadın personelin katılımcıların emrinde olmasının beklendiği Davos dahil tüm toplantılarda VIP’lerin cinsel tacizine uğradığını dile getirdi.
WSJ’ye göre yakın zamanda meydana gelen iki olayda ise çalışanlar beyaz yöneticilerinin siyah çalışanların yanında N- (Negro- Zenci) kelimesini kullanması üzerine kurum içi şikayette bulundu. Siyahi çalışanlar şirket yöneticilerine terfilerde pas geçildiği ya da Davos Zirvesi’nde görevlendirilmediklerine ilişkin resmi şikayetlerde de bulundu.
Dünya Ekonomik Forumu kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Schwab ile röportaj isteğini kabul etmedi. Şirket sözcüsü Yann Zopf WSJ’nin haberinin kurucuları da dahil olmak üzere kuruluşlarını, kültürlerini ve meslektaşlarını yanlış tanıtacağını iddia etti.
WEF The Wall Street Journal’a verdiği yazılı yanıtta güvenilir raporlama kanalları ve kapsamlı bir soruşturma süreciyle hem şirket hem de çalışanlar için yüksek değerler belirlediğini ifade etti. Yanıtta Schwab’ın çalışanlar için asla yaş sınırı getirmediği, insanların normal emeklilik yaşının ötesinde çalışabilmesini mümkün kılmak için insan kaynakları bölümü başkanıyla işbirliği yaptığı ifade edildi.
WSJ’nin olayları tanımlama şekline itiraz eden Dünya Ekonomik Forumu taciz ya da ayrımcılığa sıfır tolerans gösterdiğini ve gelen tüm şikayetlere uygun şekilde yanıt verdiğini belirtti. WEF’ye göre 2020’den bu yana ırk ayrımcılığına ilişkin üç şikayet kapsamlı şekilde soruşturuldu ve hamilelik ayrımcılığı iddiaları dahil The Wall Street Journal tarafından habere konu edilen olayların çoğu performans nedenleriyle veya yeniden yapılandırmaların bir parçası olarak işten çıkarılan eski çalışanlarla ilgili. Şirketin sözcülerinden biri kadınların doğum izninden sonra daha yüksek bir işten ayrılma oranıyla karşılaşmadıklarını ve sekiz yıllık bir sürede en az 150 çalışanın hamilelik izninden sonra aynı ya da daha iyi bir pozisyonda çalışmaya başladığını dile getirdi.
Schwab 21 Mayıs’ta çalışanlara uzun süredir planladığı geçiş sürecinin bir parçası olduğunu belirttiği icra kurulu başkanlığı görevinden ayrılmayı planladığını açıkladı. Mütevelli heyetinin icracı olmayan başkanı olarak kalacağını söyledi. Duyuru Schwab’ın The Wall Street Journal’ın yayıncısı ve baş editörüne mektup göndererek bu haberi yayınlanmasıyla ilgili endişelerini paylaşmasının ardından yapıldı.
Dünya Ekonomik Forumu’nun işyeri kültürü, kuruluşun toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden kamusal duruşu nedeniyle birçok çalışan için özellikle sıkıntı verici. Kuruluş çeşitli ülkelerin cinsiyet eşitliği konusunda kaydettiği ilerlemeyi detaylandıran yıllık bir “Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu” yayınlıyor. Yani bir “Dediğimi yap, yaptığımı yapma” durumu. Üstelik cinsiyet eşitsizliğine ilişkin iddiaların bazılarının raporu hazırlayan ekibin üyelerinden gelmiş olması durumun vahametini gösteriyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nda üst düzey yönetici olan ABD Enerji Bakanlığı eski yetkilisi Cheryl Martin “WEF’un hedefledikleriyle perde arkasında yaşananlar arasındaki mesafeyi görmek en büyük hayal kırıklığıydı” diyor.
The Wall Street Journal haber için 1980’lerden günümüze kadar kurumda çalışan 80’den fazla mevcut ve eski çalışanla görüştü. Bazıları yüzlerce eski çalışanın yer aldığı “WEFugees” adlı bir WhatsApp grubunda ortak travma olarak tanımladıkları durum nedeniyle bağ kurmuş.
2019’da istifa etmeden önce bir yıldan fazla bir süre Dünya Ekonomik Forumu’nda çalışan ABD’li eski medya yöneticisi Farid Ben Amor “Üst düzey personelin tacizine uğrayan meslektaşlarımın gözle görülür şekilde kendilerinden uzaklaştıklarına, sosyal ve neşeliyken kendilerini soyutladıklarına, göz temasından kaçındıklarına ve yıllar sonra kabuslarını paylaştıklarına tanık olmak üzücüydü” diyor ve ekliyor: “Birçoğumuzun Dünya Ekonomik Forumu’na katılma hevesi ve ciddiyetiyle karşılaştırıldığında bu durum özellikle üzücü.”
Patron kimin zayıflamasını istedi?
Schwab 1971 yılında ilk Davos konferansını düzenlediğinde genç bir Alman akademisyendi. Etkinliği dünya liderlerini, milyarderleri ve ünlüleri bir araya getiren küresel bir zirveye dönüştürdü (The Wall Street Journal’ın yayıncısı Dow Jones Dünya Ekonomik Forumu’nun kurumsal destekçisi ve Davos’taki etkinliğe kalabalık bir ekiple katılıyor).
Schwab liderliğini yaptığı elli yıl boyunca Dünya Ekonomik Forumu’nu küçük bir sivil toplum kuruluşundan Cenevre, New York ve diğer şehirlerde yaklaşık 1.000 çalışanıyla yıllık 400 milyon dolardan fazla gelir elde eden geniş bir organizasyona dönüştürdü. Çalışanların birçoğu dünyayı değiştirmeye hevesli genç profesyoneller olarak geldi. Bazıları organizasyonda geçirdikleri zamandan fayda sağladıklarını, entelektüel meslektaşlarla tanıştıklarını ve yardımsever patronlara sahip olduklarını söylüyor.
Diğerleri ise daha karanlık bir tablo çizerek, kadınların rutin olarak cinselleştirildiğini ve nesneleştirildiğini, bu tonun organizasyonun en tepesinde belirlendiğini öne sürüyor. Çalışanlar Dünya Ekonomik Forumu’nun ilk yıllarından beri kadınların Schwab ile ilgili olarak “Onunla yalnız kaldığınızda görünüşünüz hakkında rahatsız edici yorumlar yapabilir” uyarısı aldıklarını iddia ediyor. Onlara göre Schwab’ın davranışları tehditkâr olmaktan çok garip ama bir lider için uygunsuz. Schwab 1971’den beri eski asistanı Hilde ile evli.
WSJ’nin haberine göre Dünya Ekonomik Forumu’nun eski kurumsal iletişim yöneticisi Barbara Erskine, Schwab’ın bir yönetim kurulu üyesine Erskine’nin kilo vermesi gerektiğini söylediğini aktardı. Kurumda on yıl çalışıp 2000 yılında ayrılan Erskine Schwab’ın diğer yöneticilere kendisinin cazibesinin olmadığını söylediğini da belirtti.
Cenevre’de Schwab ile yakın çalışan biri resepsiyonist, biri kişisel asistan, diğeri ise Avrupalı bir personel olan üç kadın The Wall Street Journal’a patronlarının onlarca yıl boyunca kendilerini rahatsız eden müstehcen yorumlar yaptığını söyledi. Diğer bazı iş arkadaşları da Schwab’ın bu kadınların her birine davranışlarından haberdar olduklarını ifade etti.
Patron için çalışan resepsiyonist de kendisini özel yemeklere ve gezilere davet eden Schwab’dan birden fazla kez “profesyonel ve cinsel olmayan bir ilişki” talep ettiğini açıkça belirtmek zorunda kaldığını anlattı.
1990’larda Dünya Ekonomik Forumu’nda Schwab’ın kişisel asistanı olarak ortak şirketlerle ilgili görevde çalışan Myriam Boussina, Schwab’ın kıyafetine, saç kesimine ve vücuduna bir işyeri için uygun olmayan ve kendisini rahatsız eden bir şekilde iltifat ettiğini söyledi.
Boussina “Benden hoşlandığını ve beni güzel bulduğunu biliyordum. Çok fazla güce sahip her erkek her kadını elde edebileceğini düşünür ve bundan utanmaz” dedi.
O dönemde gidip haber verebileceği gerçek bir insan kaynakları departmanı olmadığını belirten Boussina “Gidip şikayet edemezdiniz, bu imkansızdı” diye konuştu.
Ancak WEF Schwab’ın hiçbir zaman bir çalışanına cinsel yaklaşımda bulunmadığını ve kadınların iddialarının temelsiz ve yanlış olduğunu söyledi. Forum sözcüsü “Bay Schwab tarif ettiğiniz kaba davranışlarda bulunmaz ve hiçbir zaman bulunmamıştır” dedi.
2000’li yıllarda Cenevre’de çalışan Avrupalı personel Schwab’ın kendisiyle hiçbir zaman fiziksel temasa geçmediğini, ancak müstehcen söz ve davranışlarının “bir kadın olarak yaşanması korkunç bir şey” olduğunu söyledi. Bir keresinde Schwab’ın bacağını masasının üstüne koyduğunu, kasıklarını yüzüne doğru tuttuğunu ve Hawaiili olmasını dilediğini çünkü onu Hawaiili kostümü içinde görmek istediğini söylediğini anlattı.
Schwab ona birden fazla kez “Sana bir erkek bulmam lazım ve evli olmasam kendimi bu listenin başına koyardım” demiş. Dünya Ekonomik Forumu’nun eski bir üst düzey yöneticisi Avrupalı çalışanın kısa bir süre sonra Schwab’ın bazı çapkın yorumlarını kendisine anlattığını doğruladı.
O ve başka bir WEF çalışanı Schwab’ın Avrupalı çalışanın ve diğer kadınların önünde kasık pozu verdiğine tanık olduklarını söyledi. Dünya Ekonomik Forumu Schwab’ın asla böyle bir şey yapmadığını öne sürdü. “Bu iğrenç ve yanlış” diyen Forum sözcüsü Schwab’ın Hawaii kostümlerine aşina olmadığını da sözlerine ekledi.
Mütevelli heyetinde kimler var?
Dünya Ekonomik Forumu uluslararası bir organizasyon olmasına rağmen aynı zamanda bir aile işi. Schwab’ın iki çocuğu kurumda üst düzey görevlerde ve eşi de Dünya Ekonomik Forumu’nun kardeş kuruluşu Schwab Sosyal Girişimcilik Vakfı’nın eş başkanı.
Kurumun iç tüzüğüne göre Schwab’ın ya da birinci derece yakınlarından en az bir kişinin mütevelli heyetinde yer alması gerekiyor. Tüzüğe göre kurucu, yönetim kurulundaki halefini kendisi belirliyor.
Dünya Ekonomik Forumu internet sitesine göre mütevelli heyeti aralarında çellist Yo-Yo Ma, Ürdün Kraliçesi Rania Al Abdullah ve Dünya Bankası ile Uluslararası Para Fonu başkanlarının da olduğu, hayatın çeşitli alanlarından yaklaşık 30 üyeden oluşuyor.
‘Mavi üzerinde beyaz eylem’ ne demek?
Forum’un eski yöneticileri de Schwab’ın Davos’taki yıllık etkinlik için genellikle çekici kişileri işe almayı sevdiğini söyledi. Eski Forum yöneticileri durumun cinsel taciz için olgunlaşmış olduğunu ve birçok çalışanın kendilerine katılımcıların uygunsuz davranışlarından şikayet ettiğini anlattı. Eski bir çalışan VIP’ler ve Dünya Ekonomik Forumu çalışanları arasındaki cinsel temas için iki tarafın taktığı rozetlerin renginden yola çıkan “mavi üstüne beyaz eylem” diye bir terim olduğunu bile söyledi.
Ancak Dünya Ekonomik Forumu’na göre etkinliklerde tacize sıfır tolerans politikası uygulanıyor. Bu tür olaylara ilişkin raporlar derhal soruşturulup uygun önlemler alınacak. Bu arada “mavi üstüne beyaz eylem” teriminden de haberdar değillermiş.
Kadın çalışanlar iş arkadaşlarının -özellikle de erkeklerin- sık sık dış görünüşleri hakkında yorum yaptıklarını söyledi. 2010’larda kurumda çalışan bir kadın “Hoş görünmek ve dar elbiseler giymek için çok baskı vardı” dedi ve ekledi: “Tüm kariyerim boyunca dış görünüşün Forum’daki kadar önemli bir konu olduğunu hiç görmemiştim.”
Genç çalışanlara etkinliklere katılanlar tarafından teklifte bulunulması da yaygın hale gelmiş. Aynı kadın bir WEF Afrika zirvesinde bir CEO’nun odasına gelip kendisiyle özel bir Japon viskisi içmek isteyip istemediğini sorduğunu hatırlıyor. Ama yanıtı “hayır”mış.
‘Bu akşam dışarı çıkacak kız var mı, biliyor musun?’
Dünya Ekonomik Forumu’nda çalışmaya 2006 yılında başlayan bir başka kadın ise destekçilerden çok güzel göründüğüne ve günün etkinliklerinden sonra bir şeyler içmek isteyip istemediğine ilişkin mesajlar aldığını söyledi. Hatta otel odasındaki sözde bir sorunla ilgili olarak kendisini arayan bir bakanı da savuşturmak zorunda kalmış. Erkek çalışanların da “Bu akşam dışarı çıkacak kız var mı, biliyor musun” gibi mesajlar aldığını belirten kadın hiçbir zaman gerçekten korunduklarını hissetmediklerini söylüyor.
WSJ’nin haberine göre Enerji Bakanlığı eski yetkilisi Martin Dünya Ekonomik Forumu yönetim kurulunda görev yaptığı süre boyunca taciz sorununu ele almak için kurum içi değişiklikler istediğini söylemiş. Davos’taki davranış kurallarını güçlendirmek ve çalışanları etkinlikteki herhangi bir tacizi bildirmeye teşvik etmek için baskı yapmış. Ancak Schwab ve diğer yönetim kurulu üyeleri kadının savunmacı tavırlarını aşırı tepki olarak görmüş. Schwab 2018 yılında görevini değiştirerek sorumluluklarını, personelini ve bütçe kaynaklarını elinden alırken hiçbir gerekçe göstermemiş. Martin de o yıl istifa ederek ayrılmış. Dünya Ekonomik Forumu ise Martin görevden ayrılmaya karar vermeden önce kendisine yeni sorumluluklar verildiğini söyledi. Martin ise “Yapabileceklerimi değiştirdim ve gerçekten daha fazlasını yapamayacağımı anladığımda istifa ettim” dedi ve ekledi: ”Kaldırabildiğiniz kayaları kaldırdınız.”
Benzer şikayetler ve eşit olmayan uygulamalar terfilerde de var. Şikayetçilerle yapılan görüşmelere The Wall Street Journal tarafından incelenen ve İnsan Kaynakları bölümüne ya da diğer üst düzey yöneticilere gönderilen belgelere göre Dünya Ekonomik Forumu yıllar içinde haklarında çok sayıda şikayet bulunan on kadar yöneticiyi görevde tutmuş ve bazı durumlarda terfi ettirmiş. Dünya WEF bu iddialara karşın her şikayeti araştırdığını, kuralları ihlal edenlerin işine son verdiğini ve bazı suçlamaların ise haksız olduğu sonucuna vardığını söylüyor.
Justyna Swiatkowska 2018 yılında Hukuk ve İnsan Kaynakları (İK) departmanlarına yöneticisi George Karam’ın kendisini işten sonra içki içmeye davet ettiğine, istenmeyen dokunuşlarda bulunduğuna ve zorla öptüğüne ilişkin şikayette bulundu.
Swiatkowska İK müdürü ile yönetim kurul başkanına gönderdiği ve Tha Wall Street Journal tarafından da görülen bir e-postada ”Takip eden aylarda bu olay ve Bay Karam’ın kurumdaki varlığı beni travmatize etti. İşe gitmekten korkar hale geldim. Ayrıca bu konuda yalnız olmadığımı ve benzer hikayeleri olan başka kadınlar bulunduğunu da öğrendim” dedi.
O yıl bir başka meslektaşı da Karam hakkında benzer bir şikâyette bulunmuştu. Karam’ı suçlayan iki kadın yıllar önce yöneticiyi şikayet eden başka kadınlar da olduğunu öğrendi.
Swiatkowska İK başkanına gönderdiği bir başka e-postada “Forum, Bay Karam’ın davranışları hakkında en azından ilk şikayetten bu yana kurumsal bilgiye sahipti, ancak tacizi durdurmak ve mağdurlarla ilgilenmek için neredeyse üç yıl boyunca hiçbir şey yapmadı” dedi.
WEF ise soruşturma başlattığını ve Karam’ı bir hafta içinde işten attığını açıkladı. Ancak Karam kısa süre içinde bir Dünya Ekonomik Forumu’nun iş ortaklarından birinde çalışmaya başladı. WEF, Karam’a yeni görevinde Forum veya çalışanlarıyla temas kurmasına izin verilmeyeceğinin açıkça söylendiğini belirtti. Haklarında benzer şikâyetler bulunan diğer Dünya Dünya Ekonomik Forumu yöneticileri ise görevlerine devam ediyor.
Schwab ve bir başka Forum yöneticisine gönderilen bir şikayete göre halen teknoloji ve dijital hizmetler başkanı olan Malte Godbersen 2010 yılındaki bir grip aşısı uygulaması sırasında genç bir kadın personel geldiğinde tıp doktoru gibi davranmış.
Şikayete ve olaya aşina olan kişilere göre Godbersen genç kadına tıbbi sorular sormuş ve kadın tişörtünü çıkarıp çıkarmayacağını sorduğunda olumlu yanıt vermiş. Ancak öncelikle vücudunu farklı pozisyonlara sokmasını istemiş. Tam o sırada gerçek doktorun içeri girmesiyle kandırıldığını anlamış genç kadın. Olaya şahit olan bir kişiye göre Schwab’ın odada bulunan üst düzey yardımcısı Jeremy Jurgens buna gülüp geçmiş.
WEF’te hayat yeni anneler için kolay değil
Şikayete göre Godbersen daha sonra şikayet edilince bunun şaka olduğunu söyleyerek kadının evine çiçek göndermiş. Şikayette bulunan kadın konunun görüşülmesi için İnsan Kaynakları’na çağrılmış. Görüşmenin hemen ardında, dış paydaşlardan gelen olumlu geri bildirimlere rağmen, işteni performansı amiri olan Godbersen tarafından sürekli eleştirilmeye başlanmış ve kadın birkaç ay içinde de kapı önüne konmuş. İnsan Kaynakları ise kendisine işten çıkarmanın bu olaydan dolayı değil düşük iş performansı nedeniyle olduğunu söylemiş.
Dünya Ekonomik Forumu olayın bir yanlış anlaşılma olduğunu ve Godbersen’in özür dilediğini söyledi. Belgeler Godbersen’in kınama cezası aldığını ve yıl sonu ikramiyesinden kesinti yapıldığını gösteriyor. Halen kurumda çalışmaya devam eden Godbersen yorum taleplerine yanıt vermedi.
WSJ’nin haberi çalışma hayatında yeni annelerin desteklenmesini tavsiye eden WEF’un kendi içindeki tavrının ise çok farklı olduğunu gösteriyor. Anlatılanlara göre, birçok kadının kurumdaki talihi hamile kaldıktan ya da doğum yaptıktan sonra kötü yönde değişmiş. Bazıları performansları hakkında sert eleştiriler almış ya da doğum izninden döndüklerinde eski pozisyonunu kaybetmiş. Kendilerine bazen de geçici işler ya da tenzili rütbe olarak algıladıkları pozisyonlar teklif edilmiş. Bu olaylarla karşılayan kadınlar bunun yeni annelerin işgücünde desteklenmesinin önemini vurgulayan birçok makale ve beyaz kitap yayınlayan Dünya Ekonomim Forumu’nun kamusal duruşuyla çeliştiğini söylüyor.
Schwab’ın en üst düzey yöneticisi Jurgens yeni bir anneye doğum izninden işe döndükten kısa bir süre sonra aşağılayıcı yorumlar yapmış ve olayı bilen kişilere göre defalarca ondan hoşlanmadığını söylemiş. Kadın Jurgens’i 2018 yılında kendisine zorbalık yaptığı gerekçesiyle İnsan Kaynakları’na şikayet ettiğinde bir yetkili onu terapiste yönlendirmiş.
Düşük yapan kadın kocasına ne dedi?
WSJ’nin haberine göre 2021’de yeni bir müdürle çalışan başka bir kadın düşük yaptı. Hastane yatağından kocasına gönderdiği bir günlük yazısında tükenme noktasına gelene kadar nasıl çalıştığını ve hamile olduğunu açıklamadığını anlattı: “Burası müdürünüze hamile olduğunuzu gizlice söyleyebileceğiniz ve ilk üç aylık dönemin yorgunluğuyla başa çıkmaya çalışırken iş yükünüzün hafifletilmesini bekleyebileceğiniz türde bir yer değil.”
Dünya Ekonomik Forumu yükü üstlenebilecek ekiplerin bulunması şartıyla talep edildiğinde çalışma koşullarında esneklik sağlandığını belirtti. Kurumun New York ofisinde 2022’de çalışmaya başlayan Topaz Smith geçen yıl ikizlerini dünyaya getirdi. Şubat ayında doğum izninden dönmeden bir hafta önce kendisine performansla ilgili herhangi bir sorun olmadığının ifade edilmesine rağmen pozisyonunun ortadan kaldırıldığının söylendiğini belirtti. Kendisine altı aylık geçici bir pozisyon teklif edilmiş.
Topaz Smith, Dünya Ekonomik Forumu’nun birkaç hafta içinde kendi görev tanımı olan “ortak lider” pozisyonu için yerine birini işe aldığını söyledi. Smith bu deneyimden sonra ”Bu psikolojik olarak şiddet içeren bir kurum ve bir Cinsiyet Uçurumu raporu yazacak, ekonomilerin ve endüstrilerin küresel olarak nasıl yönetileceğini dikte edecek güvenilirliğe nasıl sahip olduğunu anlamıyorum” dedi.
Dünya Ekonomik Forumu ise pozisyonun daha büyük bir yeniden yapılanmanın parçası olarak değiştirildiğini ve Smith’in başka bir fırsat bulmasına yardımcı olmak için geçici bir pozisyon oluşturulduğunu söyledi.
Terfilerde siyahi çalışanlar pas mı geçiliyor?
WEF çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığı teşvik konusundaki misyonunun gereklerini yerine getirmekte zorlanıyor. Kurumun geçmişteki siyahi çalışanları terfilerde pas geçildiklerini, Davos’ta her yıl düzenlenen önemli etkinlikten dışlandıklarını ve yöneticilerin düpedüz ırkçılığa varan yorumlar yaptıklarını anlattı.
Altı siyah çalışan WSJ’ye terfileri kaçırdıklarını ya da daha iyi fırsatların aniden ellerinden alındığını, amirlerinin bazılarına üst düzey yöneticiler tarafından yeterince “görünür” olmadıkları ya da daha fazla gülümsemeleri gerektiği yönünde geri bildirim yaptığını anlattı. WEF ise benzer iddialarla karşılaşan tüm kurumların yaptığı gibi terfilerin liyakate dayalı olduğunu dile getirdi.
Bu yılın başlarında, Cenevre’de çalışan Kimberly Bennett adlı siyahi çalışan İK’ya mektup göndererek siyahi çalışanlar arasında önemli oturumların düzenlemesine yardımcı olmalarına rağmen Davos’a katılacak personel için belirlenen kotalarının dışında bırakıldıklarına dair endişeler olduğunu dile getirdi.
Verdiği örnekte de Dünya Ekonomik Forumu’un DEI (Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık) ekibinin, farklı üyelerin varlığına rağmen Davos’a gönderilen personelin tümünün “beyaz ve Avrupa’dan” olmasına dikkat çekti. Mektupta “En önemli etkinliğimize göndermeyi seçtiğimiz temsilcilerin çoğunun beyaz olması DEI’ye bağlılığımız hakkında ne söylüyor?” diye sordu. Bennett kendisine bir yanıt verilmediğini söyledi.
Dünya Ekonomik Forumu Davos’taki yıllık toplantıya çalışanlarının sadece yarısının katıldığını, kimin gideceğinin belirlenmesinde ırk ve cinsiyetin rol oynamadığını ve seçimin sahadaki ihtiyaçlara göre yapıldığını belirtti.
Son yıllarda iki yönetici yanlarında çalışan siyahi kadınların önünde Z.. kelimesini kullandı. Bunlardan biri Schwab’ın uzun süredir operasyon şefi olan Jean-Loup Denereaz’dı. Birkaç çalışan 2017 yılında bir kadına cinsel tacizle ilgili kendisine bilgi verildiğindeki uygunsuz tavrı dahil yıllar boyunca uygunsuz açıklamalar yaptığını patronlara anlattı. Denereaz ekibindeki siyah bir kadını açık ofiste aşağıladığı bir olayın ardından 2018 yılında işten kovuldu. Olayı bilen kişilere göre Denereaz kurumdan ayrılırken”Bir Z-‘den ne bekleyebilirsiniz ki?” demişti.
Dünya Ekonomik Forumu Denereaz olayının iğrenç olduğunu ve davranış kurallarını ihlal ettiği için olaydan birkaç gün sonra bu kişinin işine son verildiğini ifade etti. Denereaz yorum taleplerine yanıt vermedi.
Diğer olay ise Eylül 2022’de Cenevre’de bir ekip yemeği sırasında iş arkadaşlarının Danimarka’dan gelen çikolata kaplı lokumları paylaştıkları sırada yaşandı.
Olayı bilen kişilere ve The Wall Street Journal tarafından incelenen belgelere göre Margi Van Gogh adlı Güney Afrikalı yönetici ve bir başka beyaz iş arkadaşı Danimarka’da şekerlemeye “N- balls- (z… t..) ” dendiğini ve Güney Afrika’da da benzer bir ismi olduğunu söyledi ve siyahi bir kadın iş arkadaşlarının önünde kelimenin tamamını kullandılar.
Şoke olan siyahi kadın daha sonra konuyu müdürü Van Gogh’a gönderdiği bir e-postada dile getirdi. Sözcüğün “kötü niyetle” kullanıldığını düşünmediğini, ancak kendisi ve diğer siyahiler için rahatsız edici olduğunu belirterek “Bu kelimenin tek doğru kullanımının onu hiç kullanmamak olduğuna dair yaygın bir anlayış var” dedi.
Bazılarına göre Van Gogh’un atalarından kalma suçluluk duygusuyla ağladığı ve siyahi çalışandan ekip için bir DEI eğitimi düzenlemeyi üstlenmesini istediği bir toplantı yapıldı. Ancak İK kadına DEI kaynakları olmadığını söylemiş, Van Gogh da bunu hiç takip etmemiş.
Dünya Ekonomik Forumu bu olayın empatiyle ve dostane bir şekilde çözüldüğünü söyledi. Ancak kurumda tedarik zinciri ve taşımacılık sektörleri başkanı olan Van Gogh yorum taleplerine yanıt vermedi.
Dünya Ekonomik Forumu’nda yaklaşık 10 yılını geçiren siyahi çalışan Tiffany Hart Davos’ta kurumun bir yöneticisinin kendisini peruğu hakkında sorguladığını ve kibrit çakarak peruğu yakıp yakamayacağını sorduğunu belirtti. Yine aynı yönetici başka bir gün de kendisine “Disleksin olduğunu bilseydim seni işe almazdım” demiş. Kadın o yöneticiyi insan kaynaklarına şikayet ettiğini, ancak sonuç alamadığını söyledi. Dünya Ekonomik Forumu ise iddialardan haberdar olmadığını ifade etti.
Şu anda üst düzey bir yönetici olan Roberto Bocca bir ekip görüşmesinde soru sorduğunda onu azarlayıp “kaltak” dediğinde insan kaynaklarının olayı “yönetici İtalyan ve çok tutkulu” diyerek geçiştirdiğini anlattı. Kurum Bocca’nın durumunun incelenerek olayın uygun şekilde ele alındığını ancak sert bir dil kullanıldığının belirtilmediğini ifade etti. Bocca ise yorum taleplerine yanıt vermedi.
Hart 2022 yılında kendi isteğiyle işten ayrıldı. “Biz kendi köpeğimizin mamasını yemeyiz” diyen Hart şöyle devam etti:
“Kapsayıcılığı, dünyanın durumunu ve kadın sorunlarını iyileştirmeyi teşvik ediyoruz ama bunun tam tersini yapıyoruz.”