Tuğrul Ağırbaş
Merhaba sevgili okuyucu. Karşına çıkan her yazar gibi, tabii ki benim de söylenecek çok sözüm var. Öyle büyük yazarlardan sanma beni. Bir şeyler karalıyor deyip geç hatta. Tanışalım istersen, ben Tuğrul Ağırbaş. 31 yılımı tek bir şirkette çok farklı pozisyonlarda ve değişik ülkelerde geçirdim. 54 yaşıma geldiğimde, bilirsin kariyerde ilerlemek için en güzel yaşlardır, başka hayallere yelken açıp kurumsal hayatı terk ettim.
Yaşımla ya da kariyerimle karşında değilim. Klasik bir söz vardır bilirsin, “Yaşlanarak değil, yaşayarak tecrübe kazanılır. Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.” O yüzden hep tersine gitmeyi sevdim. Birileri en deneyimliden akıl almamı söylerken, ben en genç olanın peşinden gittim. Birileri bu işi erkekler bilir derken, ben kadınlardan o işi öğrendim. Şimdi yalan söylemeyeceğim. Tabi ki ben de ciro, karlılık gibi metrikleri çok sıkı takip ettim. Ama hep daha büyük bir meselem oldu. Herkesin kaçtığı, ütopik işler dediği meseleleri dert ettim. Ben kendime meydan okurken, tek derdi 3-4 yıl içinde cebini doldurmak olan expatlarla da mücadele ettim.
Peki sana ne anlatacağım? Hatalarımı, keşkelerimi, en sevdiğim girişimcilik hikayelerini, hepimizin dudağını uçuklatacak başarı hikayelerini anlatacağım. Bazen bir kitabı, bazen bir insanı seninle paylaşacağım. Hedefim, kendi gözümden sana hayatın aynasını tutmak. Benim yazdığım, senin sadece okuduğun bir köşe olmayacak burası. Birlikte üretelim istiyorum. Eleştirilerine, içerik önerilerine, her zaman açığım. Aklına gelen bir şey olursa hemen bana yazmanı isterim.
Hayatım boyunca seyirci kalanları, şikayet edip edip yerinde sayanları hiç takdir etmedim. Ben bir şeyi dert edinip çözüm olanları, çözüm olamasa da çözüm bulanları daha çok seviyorum. Tabii bu da girişimci zihinler demek. Bir insan, bir sorunu sorun olarak değil de, çözüm fırsatı olarak görüyorsa o kişinin peşini asla bırakmıyorum. Sordukça soruyor, öğrendikçe öğreniyorum. Bana ilham veren girişimci zihinleri de bu köşede seninle paylaşacağım.
Anlayacağın, bu köşede paylaşacağımız her şey beni çok heyecanlandırıyor. Çünkü hepimizin hayal ettiği değişimin öncüsü olmak istiyorum. Bizim yaptığımız hataları çocuklarımız, torunlarımız yapsın istemiyorum. Yeni neslin doğrularından beslenip, hayatımızın geri kalanını güzelleştirelim istiyorum. Ne dersiniz? Dünyayı değiştirmek için, kendi dünyalarımızı değiştirebilir miyiz sizce?