Eczacılar zammı beğenmedi, ‘İlaç sorunu devam edecek’ dedi
Eczacılar ilaç sektöründe euro kurunun, gerçek kurdan farklı belirlenmesi nedeniyle son 3 yılda ilaç sektöründeki sorunların gözle görülür hale geldiğini söylüyor.
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Nurten Saydan, fiyatlandırmada kullanılan euro kurunda yapılan artışın yeterli olmadığını belirterek, "İlaca ulaşmayı kolaylaştıracak gerçek iyileştirmeleri de bekliyoruz" dedi.
İlaç fiyatlarında bugünden itibaren uygulanacak yüzde 30,5’lik zammın ardından açıklama yapan Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan piyasada bulunmayan ilaç sorununun devam edeceğini düşündüğünü söyledi. Saydan yaptığı yazılı açıklamada, Resmî Gazete’de yayımlanan, “Beşerî Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar” ile ilaç fiyatlandırılmasında kullanılacak 1 euro değeri için belirlenen 14,0387 liranın, güncel kurun çok altında olması nedeniyle piyasada bulunamayan ilaç sorununun devam edeceğini düşündüğünü belirtti.
Euroda güncel kur 30 TL
Nurten Saydan, güncel euro kurunun yaklaşık 30 lira olması nedeniyle ithal edilen ilaçların güncel kura göre ithalatında sıkıntıların yaşanmaya devam edeceğini ifade ederek, “Bu güncellemenin, ilacın hastaya ulaşmasına imkân sağlayacak seviyede olmadığını, yarayı iyileştirmeyeceğini, sadece pansuman olabileceğini belirtmek istiyoruz. İlaca ulaşmayı kolaylaştıracak gerçek iyileştirmelerin de bir an önce yapılmasını bekliyoruz” değerlendirmesini yaptı.
İlaç sektöründe euro kurunun, gerçek kurdan farklı şekilde belirlenmesi nedeniyle son 3 yılda ilaç sektöründe yaşanan sorunların gözle görülür hale geldiğini aktaran Saydan, şunları kaydetti:
“Uygulamanın ilk başladığı dönemde, ilaç için belirlenen euro kuru, reel euro kuru ile aynı seyirde ilerliyordu. Ancak bugün itibarıyla ilaç euro kuru 14,03 lira olarak belirlenirken, reel euro kuru 30 lira seviyelerine çıkmıştır. Gerçekçi yaklaşımlarla, ilaç euro kurunun, güncel ve ekonomik gerçeklere mutlaka uygun hale getirilerek sorunun acilen çözülmesi ve vatandaşın ihtiyacı olan ilaçların eczanelerimize gelmesi sağlanmalı.”
Fahrettin Koca’ya yazılan mektup etkili oldu
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS), Araştırmacı İlaç Firmaları derneği (AİFD), Sağlık ürünleri Derneği (SURDER), Türkiye İlaç Sanayi Derneği (TİSD) başkanları önceki hafta Sağlık Bakanı Prof. Dr. Fahrettin Koca’yı bir ortak mektup göndererek 2022 Aralık ayında ilaç fiyat belirlemelerinde kullanılan euro değerinin 10,75 TL. olarak belirlendiği ve o tarihte güncel euro güncel yüzde 54’ü olan bu değerin bugün yüzde 38’i düzeyine düştüğü belirtmiş ve faaliyetlerini sürdüremez hale geldiklerini ifade etmişlerdi.
Bakan Koca’ya gönderilen mektupta düşük kurun yanı sıra temmuzdaki ara zamla birlikte asgari ücretteki artışın yüzde 107’ye ulaştığı, üretim maliyeti ve işletme giderlerinin arttığı belirtilerek “Bu durum, hem ilaç firmalarımızın üretim ve ticari faaliyetleri hem de sağlık sisteminin sürdürülebilirliği konusunda ciddi kaygılar uyandırmaktadır’ denilmişti.
Türkiye’de ilaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan euro değeri 2022’de kurun çok hızlı artması nedeniyle birden fazla kere belirlenmişti. Son belirleme ise Aralık ayında yapılmış ve 2023 yılı için yeni bir belirleme yapılmayacağı ifade edilmişti. Ancak son yapılan ilaç zammı, “geçen yılın aralık ayındaki “euro kuru için 2023’te yeni belirleme yok” açıklamasının dövizdeki hızlı tırmanış nedeniyle göz ardı edildiğini ve Prof. Dr. Koca’ya gönderilen mektubun işe yaradığını gösteriyor.
Türkiye, ilaç fiyatlarını belirlerken 2003- 2004’ten beri dünyada yaygın olan “referans fiyatlandırma” sistemini “ülke koşullarına uyarlayarak” kullanıyor. Bu sistemde her ülke kendi demografik özelliklerine göre birtakım kriterleri alarak referans ülkeler seçiyor. Kimisi o ülkelerdeki fiyatlara göre aritmetik ortalama, kimisi medyan alıyor. Kimisi en düşük fiyatı, kimisi de en düşük üç fiyatı göz önünde bulunduruyor. Yani referans fiyatlandırma sisteminde de farklı hesaplama yöntemleri var.
Türkiye hem patent koruması devam eden hem de jenerik ilaçların fiyatlandırmasında 5+2 formülünü uyguluyor. Formüldeki “5” hiçbir zaman değişmeyen, yani sabit olan ve euro kullanan AB üyesi beş ülkeyi temsil ediyor: Yunanistan, Portekiz, İspanya, Fransa ve İtalya. Kalan 2’nin bir tanesi serinin serbest bırakıldığı ülke (ilacın tüketiciye ulaşmadan önce üretici tarafındaki son nokta), diğeri ise ilacın ithal edildiği ülke. Ancak serinin serbest bırakıldığı ya da ilacın ithal edildiği ülkenin sabit beşliden biri olması durumunda, referans fiyat için yine bu beş ülkeye bakılıyor.
Jenerik ürünler ve jeneriği olan orijinal ürünlerde üretici ruhsat izni almak için bu beş ülkedeki en düşük fiyatın yüzde 60’ı, jeneriği olmayan orijinal ürünlerde ise en düşük fiyat “kaynak fiyat” olarak alınıp başvuru yapılıyor. Türk Lirası cinsinden fiyatın tespitinde ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) euro satış kuru yerine özel bir kur uygulanıyor. Bu kur rakamı ise TCMB’nin yayımladığı bir önceki yılın ortalama euro satış değerinin yüzde 60’ı olarak belirleniyor. Sağlık Bakanlığı Fiyat Değerlendirme Komisyonu da (FDK) her yılın ilk 45 günü içinde o yıl uygulanacak euro değerini, yani dönemsel euro değerini ilan ediyor.
Kaynak fiyatın açıklanan dönemsel euro değeriyle çarpılmasıyla ürünün Türkiye’de TL cinsinden depocuya satış fiyatına ulaşılıyor. İlaç üretiminde ham maddenin ve ambalaj dahil birçok girdinin ithal edildiği, dünyada ham madde alanındaki az sayıda üreticinin sürekli zam yaptığı düşünüldüğünde dönemsel euro değerinin kârlılık bakımından hem yerli hem de yabancı şirketler için neden önemli olduğu kolaylıkla anlaşılıyor. İlacın fiyatlandırılma sürecini şöyle özetlemek mümkün:
Patent koruması altındaki bir orijinal ürünün “referans ülkedeki depocuya satış fiyatının” 100 TL’ye tekabül ettiği durumda, dönemsel euro değeriyle güncel euro kuru arasındaki fark sebebiyle 70 TL kayboluyor. Ürünün geri ödemeye girmesi, yani bedelinin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından ödenmesi durumunda uygulanan yüzde 41 kamu iskontosunun ardından net fiyat 18 TL’ye düşüyor.
Jeneriği olan orijinal bir ürünün “referans ülkedeki depocuya satış fiyatının” 100 TL’ye tekabül ettiği durumda, ürünün piyasada jeneriği bulunduğu için fiyat önce 60 TL’ye düşüyor. Dönemsel euro değeriyle güncel euro kuru arasındaki fark sebebiyle 42 TL daha kayboluyor. Ürünün geri ödemeye girmesi durumunda yüzde 28’lik kamu iskontosu da uygulandıktan sonra ortaya 13 TL’lik net fiyat çıkıyor.
Dönemsel euro nereden çıktı?
Türkiye 2003-2004’ten beri referans fiyat uyguladığı ilaçta dönemsel euro kuruyla tanışma süreci 2011’de başladı. Daha önce euronun yüzde 10’dan fazla değer kazanması durumunda toplanıp yeni kur değerini açıklayan Fiyat Değerlendirme Komisyonu 2011’de bu düzenlemeyi yapmadı. Düzenlemenin yapılması için Sağlık Bakanlığı’nın kapısını çalan ilaç endüstrisi başvurudan sonuç alamayınca Danıştay’da dava açtı. Danıştay “Yürütmenin kararı yanlıştır. Mevzuata göre FDK’nın toplanıp karar vermesi gerekir” diyerek ilaç endüstrisi lehine karar verdi. Bunun üzerine FDK toplandı ancak kur değeriyle ilgili değişiklik yapmama kararı aldı. İlaççılar bunun üzerine “FDK toplanmış olmak için toplanamaz. Eğer kurda yüzde 10’dan fazla artış varsa yeni kur değeri açıklamak zorundadır” gerekçesiyle ikinci bir dava daha açtı. Danıştay uygulamanın yanlış olduğuna ve düzeltilmesine ilişkin karar verdi ama aradan da zamsız bir dört yıl geçti ve ilaççıların iddialarına göre yüzde 30’luk bir kayıpları oldu. O arada. 2015’te Danıştay kararının kesinleşmesinden sonra devlet bu konudaki mevzuatı bir Bakanlar Kurulu Kararnamesi’yle değiştirdi ve kur belirlemede her yıl bir önceki yılın ortalama kurunun yüzde 70’inin alınması kabul edildi. 2016 ve 2017 yıllarında bu sistem uygulandı. Uygulanması gereken artışın yüzde 22’ye tekabül ettiği 2018’de devlet ilaççıları masaya çağırıp “Biz bunu pazarlık etmek istiyoruz” dedi. O nedenle 2018 için fiyat artışı yüzde 15’te kaldı.
2018’de ise Rahip Brunson nedeniyle ABD ile Türkiye arasında baş gösteren gerginlik Türk Lirası’na ciddi oranda değer kaybettirdi. Yüzde 70’lik oran üzerinden dönemsel euro değeri belirlemek 2019’da ilaç fiyatlarına yüzde 43-44 gibi uygulanması mümkün olmayan zam anlamına geldiği için Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ilaççıları çağırdı ve “Yüzde 70’i, 60’a indireceğiz, bunu da bir daha değiştirmeyeceğiz. Size söz veriyorum” dedi. Dönemsel euronun ve yüzde 60’ın öyküsü böyle.