Deprem sebebiyle çıkarılan ve şirketlerin Kurumlar Vergisi yükünü arttıran düzenleme, Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasaya uygun bulundu. Ama bu konudaki tartışma bitecek gibi değil.

Anayasa Mahkemesi 19 Nisan 2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kararında 2022 hesap dönemine ilişkin ek Kurumlar Vergisi düzenlemesinin Anayasa’ya uygun olduğuna oybirliğiyle karar verdi.

Ek bir vergi yükü ile karşılaşan mükelleflerin aklına gelen ilk soru, söz konusu yükün Anayasa’ya uygun olup olmadığı. Gerçekten de ek vergi düzenlemelerinin mükelleflerin mülkiyet hakkına yönelik bir sınırlama oluşturduğu tartışmasız. Bununla beraber, temel hak ve özgürlüklere ilişkin her sınırlama Anayasa’ya aykırı değildir. Vergi yüklerinin Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiği haller sanılanın aksine son derece kısıtlı. Özellikle doğal felaket, savaş, ekonomik kriz gibi toplumu derinden etkileyen olayları müteakiben getirilen ek vergi yükleri, kamu yararının kişisel faydadan daha üstün tutulması nedeniyle, çoğu zaman uygulamayı hayata geçiren devletin anayasasına ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine uygun olarak nitelendiriliyor.

“Asrın felaketi” olarak da anılan 6 Şubat depremlerinin büyük bir hasar ve yıkıma yol açtığını tekrar hatırlatmaya gerek dahi yok. Depremlerin Dünya Bankası tarafından belirlenmiş doğrudan maliyeti yaklaşık 34,2 milyar ABD Doları olmak ile birlikte dünya genelinde edinilen tecrübe, toparlanma ve yeniden inşa sürecinin toplam maliyetinin, bu doğrudan maliyetin yaklaşık iki katı (68,4 milyar ABD Doları) kadar olacağını gösteriyor. Öngörülen maliyetin hatırı sayılır olması, bölgenin yeniden yapılanması için ek kaynaklar temin edilmesini zaruri hale getirdi. Bu noktada ek vergi alınması yoluna gidilmesi son derece doğal ve pek çok ülke tarafından uygulanan bir yöntem. 12 Mart 2023 tarihinde 7440 sayılı Kanun’un 10 (27) maddesi ile getirilen ek kurumlar vergisi, güncel kurumlar vergisi oranının çok altında bir oranla, sadece bazı mükellefler tarafından indirim konusu yapılan tutarlar üzerinden hesaplanan ve bir defalığa mahsus olarak tahsil edilmiş olan bir ek vergi. Kurumların kazançlarından indirim konusu yapmak suretiyle sağladıkları vergisel avantaj üzerinden hesaplanan ek verginin, muhatapları orantısız bir yükle karşı karşıya bıraktığının söylenmesi, Anayasa Mahkemesi tarafından da altı çizildiği üzere, mümkün değil.

Ek Kurumlar Vergisi’nin 6 Şubat depremlerinin etkilerinin azaltılması için ihtiyaç duyulan finansmanın sağlanmasına katkı sağlayabileceği ise son derece açık. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Aralık 2023’te yayınladığı bütçe gerçekleşmelerine göre, tahsil edilen toplam ek kurumlar vergisi tutarı 73 milyar 502 milyon TL oldu. Bu tutarın ne kadarının 6 Şubat depremlerinden etkilenen bölgelere aktarıldığını net olarak belirtmenin mümkün olmadığının altını çizmek gerekir. Zira tahsil edilen ek vergi gelirleri 6 Şubat depremleri sonucu oluşan hasarların onarımına özgülenmeyerek genel bütçe geliri olarak kaydedildi.

Ek Kurumlar Vergisi düzenlemesinin geriye yürütüldüğü aşikâr. Bilindiği üzere, hukuk devletinin temel ilkelerinden bir tanesi kanunların geriye doğru yürütülmemesi. Yeni bir düzenleme yapıldığı zaman, eski kural döneminde tamamlanmış ve hukuki sonuçlarını doğurmuş hukuksal durum, ilişki ve olaylara yeni getirilen kuralın uygulanmaması gerekir. 31 Aralık 2022 tarihinde kapanan hesap dönemine ilişkin olarak 2023 senesinde yapılmış ek kurumlar vergisi düzenlemesi ise, bu temel prensip ile çelişir nitelikte bulunuyor. Bu “aykırılığın” herhangi bir Anayasa ihlaline yol açtığından bahsetmek ise mümkün değil. Beklenmedik doğal felaketler, savaş ve seferberlik hâli, ekonomik ve sosyal krizler gibi toplumu temelden sarsabilecek olaylar nedeniyle yapılabilecek düzenlemelerin geriye doğru yürütülmesi mümkün.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne diyor?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin farklı Avrupa ülkeleri tarafından ek kaynak temin edilmesi zorunluluğu ile yapılan benzer düzenlemelerin çok daha ağır vergi yüküne yol açtıkları halde herhangi bir ihlal teşkil etmediklerine yönelik kararları ve Anayasa Mahkemesi’nin benzer düzenlemelere ilişkin önceki kararları göz önünde bulundurulduğunda, ek kurumlar vergisine ilişkin karar malumun ilanından ibaret bulunuyor.