Eski Merkez Bankası Başkanı'nın yönettiği BDDK bireysel kredilerde gevşeme anlamına gelen bir adım atınca Merkez Bankası kredi genişlemesini önlemek için harekete geçti. Ekonomi yönetiminde koordinasyon tartışması var.

Ekonomi yönetiminde, özellikle de para politikası uygulamaları konusunda koordinasyon sorunu olduğu izlenimi veren gelişmeler yaşanıyor. Türkiye enflasyonla mücadele programı içinde para politikası araçları kullanarak tüketimi kısmaya, TL cinsi tasarrufları arttırmaya çalışıyor. Bu amaçla Merkez Bankası bankalara haftalık borç verme faizini yüzde 50’ye kadar yükseltti ve daha bu haftaki toplantıda bu faizi sabit tuttu. Bu arada bankalardan da özellikle tüketici kredilerini kısması, bu yolla tüketimin pompalanmaması istendi. Zaten faizler de yüksek olduğu için konut, araç veya ihtiyaç alanlarında tüketici kredileri dibe vurmuş durumda. Örneğin otomobil satıcısı  firmalar otomobil kredisine getirilen kısıtlamaları kendi imkanlarıyla potansiyel alıcılarına kredi vererek gidermeye çalışıyor, ama kredi miktarları çok düşük.

Fakat dün bu konuda ilginç bir gelişme oldu ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) bankaların sermaye yeterliliği hesaplamasında ihtiyaç kredilerine, bireysel kredi kartlarına, taşıt ve konut kredilerine 2023 Temmuzu’ndan beri uygulanan ve tüketici kredisi faizlerinin yükselmesine de katkıda bulunan ilave risk ağırlıklarını kaldırdı. Bu adım tüketici kredilerinde gevşeme olasılığı doğurdu.

Ancak BDDK’nın bu beklenmedik hamlesine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası geceyarısından sonra zorunlu karşılıkların artırıldığı açıklamasıyla karşılık verdi. Yani Merkez Bankası kredi genişlemesini istemiyor.

Merkez’in geceyarısı hamlesi

Perşembe günü faizi sabit bırakan ve yaptığı açıklamada sıkılaştırmanın devam edeceğini söyleyen Merkez Bankası “makrofinansal istikrar ve parasal aktarım mekanizmasının desteklenmesi” amacıyla gece yarısından sonra Türk lirası (TL) mevduat hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranları ile yabancı para (YP) mevduat için TL cinsinden tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranlarını yükseltti.

Buna göre kısa vadeli TL mevduatta yüzde 12 olan oran yüzde 15’e, uzun vadeli TL mevduatta yüzde 8 olan oran da yüzde 10’a çıkarılırken YP mevduat için TL tesis oranı yüzde 8’den yüzde 5’e indirildi. Zorunlu karşılıklar 27 Eylül 2024’te tesis edilecek.

TL mevduat için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıklara faiz uygulamasında TL’ye geçiş oranı koşulu kaldırıldı.

TL’ye geçiş oranı seviyesine göre uygulanan azami komisyon oranı yüzde 5’ten yüzde 8’e yükseltildi.

Koordinasyonsuzluk mu?

Halen BDDK Başkanlığı görevini bir önceki dönemde Merkez Bankası Başkanı olan ve faizleri yüzde 8’e kadar indiren Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu yapıyor. Kavcıoğlu yönetimindeki BDDK’nın durumun normale doğru evrildiğini ima eden ifadelerle tüketici kredilerinde gevşemeye yol açacak bir adım atmasının Merkez Bankası’ndan hızlı bir tepki gördüğü anlaşılıyor. Merkez Bankası geceyarısı açıkladığı kararlarla parasal sıkılaştırmayı arttırdı ve bankalar için kredi vermeyi zorlaştırdı, çünkü bankaların elindeki TL’nin pahalanmasına neden oldu.

Aslında Merkez Bankası’nın bu adımı atmasının arkasındaki yegane güdü BDDK’nın koordinasyon dışı davranışı olmayabilir. 10Haber yazarı Erdal Sağlam iki haftadır Merkez Bankası’nın doların fiyatının 34 liranın altına düşmemesi için 10 milyar doları aşkın döviz aldığını, bu nedenle de piyasada TL bolluğu yaşandığını anlatıyor yazılarında. Bu TL bolluğu yüzünden bankaların TL aradıklarında fonlama maliyetleri Merkez Bankası faizinin altına, yüzde 47’ye kadar inmiş durumda. Merkez Bankası bunu da yükseltmeye ve piyasadaki fazla TL’yi toplamaya çalışıyor.

Merkez ‘faizi indireceğim ama zamanını konuşmak için erken’ demeye çalışıyor

Merkez Bankası, dolar 34 liranın altına düşmesin diye bir haftada 10 milyar dolar aldı