İngiltere Merkez Bankası Para Politikası Komitesi’nin kurucu üyelerinden DeAnne Julius mevcut piyasa beklentilerine meydan okuyarak ABD Merkez Bankası’nın (Fed) Avrupa Merkez Bankası’ndan (ECB) önce faiz oranlarını düşürebileceğini söyledi. İngiliz finansal bilgi şirketi London Stock Exchange Group (LSEG) verilerine göre piyasa oyuncuları şu anda ECB’nin haziran ayında faiz oranlarını tarihsel olarak en yüksek seviye olan yüzde 4’ün altına düşürme ihtimalini yüzde 92,8 olarak fiyatlıyor. Aynı veri tabanı Fed’in indirim ihtimalini ise yüzde 53,5 olarak gösteriyor.
Julius tahminlerinin Fed’in hem enflasyon hem de istihdamı ele alan verilere dayandığını belirterek “Açıkçası ABD’de işlerin biraz daha hızlı ilerlediğini düşünüyorum. İşgücü piyasası daha hızlı uyum sağlıyor. Fed’in çok fazla hareket edeceğini sanmıyorum ancak yılın ikinci yarısına doğru bir yerlerde küçük bir hareket olabileceğinden şüpheleniyorum” dedi. Son istihdam rakamları ABD işgücü piyasasının canlı olduğuna işaret ederken enflasyon da Fed’in yüzde 2’lik hedefinin hâlâ üstünde olmasına rağmen düşüş gösterdi.
ABD’den gelen güçlü ekonomik veriler piyasa oyuncularının Fed’den faiz indirimi beklentilerini azaltmasına yol açtı. Yılın başında bu yıl için yaklaşık altı faiz indirimi beklenirken şimdi bu rakam üçe inmiş durumda.
Bu yorumlar haftaya perşembe günü yapılacak ECB toplantısının hemen öncesinde geldi. ECB’nin bu toplantıda faiz oranlarını değiştirmesi beklenmese de piyasalar Christine Lagarde liderliğindeki kurumun haziran ayında borçlanma maliyetlerini düşürecek bir pozisyonda olup olmayacağına dair bazı ipuçları arıyor. Julius ECB’nin uzlaşmaya varmasının biraz zaman aldığını belirterek “Çünkü durum şu ki enflasyon bazı ülkelerde hâlâ çok yüksek, bazılarında ise yüzde 2’lik hedefin altında. Dolayısıyla işini gerçekten iyi yapan Christine Lagarde’ın uzlaşı olabilecek bir şeye doğru dikkatli bir şekilde ilerlemesi gerektiği anlamına geliyor ve henüz faiz indirimi için bir uzlaşıya yakın olduklarını sanmıyorum.”
Lagarde şu ana kadar politika yapıcıların haziran toplantısında faiz oranlarını düşürmeyi değerlendireceklerini vurguladı, ancak bu noktadan sonra belirsiz bir yolun sinyalini verdi. Özellikle haziran toplantısı ilkbahar ücret görüşmelerinden elde edilecek verilerin sunulacağı ilk toplantı olacak.
Euro bölgesinden gelen son enflasyon rakamları fiyatlardaki düşüş eğilimini destekledi. Şubat ayında yüzde 2.6 olan manşet enflasyon martta beklenmedik şekilde yavaşlayarak yüzde 2.4’e geriledi. ECB fiyat istikrarını yüzde 2 seviyesinde tutmayı hedefliyor.
Yatırımcıların gözü merkez bankalarında
Yatırımcılar büyük ekonomilerde enflasyonun önemli ölçüde düşmesi nedeniyle merkez bankalarının hamlelerini yakından takip ediyor. Faizlerin düşeceği beklentisi 2023’ün sonlarından bu yana hisse senetleri piyasalarını canlandırdı. İsviçre şimdiye kadar mart ayı sonunda faiz oranlarını düşüren ilk büyük ekonomi oldu.
AXA Investment Managers Grup Baş Ekonomisti Gilles Moëc yayınladığı notta “ECB’nin enflasyon tahminini aşağı yönlü revize etme kararı, tüketici fiyat endeksinin mart ayı sonuçlarıyla doğrulanmış görünüyor: Dezenflasyon piyasanın beklediğinden daha hızlı bir şekilde devam ediyor. Hizmet fiyatlarındaki dayanıklılık halen hassas bir nokta olmaya devam ediyor. Ancak firmaların gelecekteki fiyat davranışlarına ilişkin anketlerden çıkan mesajlar ve hâlâ cılız seyreden iç talep enflasyonist baskının miktarı konusunda güven verici. Görünen o ki Avrupa ekonomisi şimdilik düşük viteste istikrar kazanıyor” dedi.
Fed: Son veriler enflasyonun düştüğüne dair güveni desteklemiyor
Bu arada Fed tutanakları son verilerin enflasyonun düştüğüne dair güveni desteklemediğini gösterdi. Fed, Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) 19-20 Mart’ta düzenlenen toplantısına ilişkin tutanakları yayımladı. Politika faizinin değiştirilmeyerek 23 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tutulduğu son toplantının tutanakları, Fed yetkililerinin ekonomik görünüme ilişkin belirsizlikleri ele aldığını gösterdi.
Tutanaklarda “Yetkililer genel olarak yüksek enflasyonun kalıcılığı konusundaki belirsizliklere işaret etti ve son verilerin enflasyonun sürdürülebilir şekilde yüzde 2’ye indiğine dair güveni artırmadığı görüşünü dile getirdi” ifadelerine yer verildi. Bazı Fed yetkililerinin jeopolitik gerilimler ve artan enerji fiyatlarının enflasyonu daha da yukarı çekebilecek riskler olmaya devam ettiği görüşünde olduğu belirtilen tutanaklarda, bazı yetkililerinin ise finansal koşulların arzu edilenden daha gevşek olabileceğine ilişkin riskin talebe ivme kazandırabileceğini ve enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturabileceğini dile getirdiği aktarıldı.
Tutanaklarda bazı Fed yetkililerinin enflasyondaki son artışların nispeten geniş tabanlı olduğunu ve bu nedenle yalnızca istatistiksel sapmalar olarak göz ardı edilmemesi gerektiğini belirttiği ifade edildi.
İş gücü piyasasında ise koşullar genel olarak sıkı kalsa da arz ve talebin daha iyi dengelenmeye devam ettiği vurgulanan tutanaklarda, tüm Fed yetkililerinin mevcut ekonomik koşullar, ekonomik aktivite ve enflasyon görünümü ile risk dengesi ışığında faiz oranının mevcut seviyesinde tutulmasının uygun olduğuna karar verdiği kaydedildi.
Tutanaklarda, politika faizinin sıkılaşma döngüsünde muhtemelen zirvede olduğu yinelenerek, neredeyse tüm Fed yetkililerinin ekonominin genel olarak bekledikleri gibi seyretmesi halinde bu yılın bir noktasında para politikasını daha az kısıtlayıcı bir duruşa taşımanın uygun olacağı görüşünde olduğu ifade edildi.
Yetkililerin son aylarda güçlü ekonomik ivmeye işaret eden göstergelere ve enflasyona ilişkin hayal kırıklığına neden olan verilere dikkati çektiği belirtilen tutanaklarda, yetkililerin enflasyonunun sürdürülebilir şekilde yüzde 2’ye düştüğüne dair daha fazla güven kazanana kadar faiz oranlarını düşürmenin uygun olacağını öngörmediği aktarıldı.
Fed’in gelecek toplantısı 30 Nisan-1 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek.
