Flu TV’nin çok sevilen ‘Aydaki Adam’ programına denk geldiniz mi? Kanalın kurucusu İlker Canikligil ve ekibi Emeklilikten Sonra Ne var? başlıklı bir programda ortağım Zeynep Kurmuş ile beni davet etti.
Üç emekli oturduk ve sonrasında yeni bir hayat mümkün mü? diye görüşlerimizi anlattık. Sonlara doğru Flutv’nin gençleri de sohbete katılarak emeklilikle ilgili
düşüncelerini paylaştılar.
Biz emeklilik yaşı gelenler ya da yaklaşanlar, emeklilik diye bir meslek yok ve daha yapacak çok iş var derken, gençler emekli olana kadar o kadar stres çekiyoruz ki bir de emeklilikte iş güç stresine girmesek diye ısrarcı oldu.
Kaç Yaşında Emeklilik Planı Yapmalı?
Sanırım bu soruyu emeklilik yaşları gelince ya da yaklaşınca daha çok sormaya ve düşünmeye başlıyoruz. Yani ellilerinden sonra. 25 yaşında ne diye emeklilik planı düşünüp beyin hücrelerinizi buna harcayacaksınız dedik gençlere. Yaklaşınca düşünürsünüz bizler gibi. 20 sene önce ben de emeklilikte ne yaparım diye hiç düşünmemiştim. Böyle bir konum yoktu. Ama kırklarından sonra bir kıpırdanma ve anlam arayışı başladı. Ben bu dünya için ne yapabilirim ve yaptığım iş veya meslek bana bu anlamı sağlıyor mu diye sormaya başladık.
Emeklilik tüm toplumlarda bitiş ve tükenmişlik hali olarak algılanabiliyor. Hatta sıkışmışlık ve uzaklaşma hali de. Emekli olunca ve yapacağın bir iş ya da üretim yoksa kovuğuna çekiliyorsun. Birilerinin seni ziyaret edip, sohbet etmesini bekliyorsun. Biz de çıkıp bu kadar deneyimi ve tecrübeyi ortaya koyup yeniden başlamalıyız diyoruz. 40’larda 50’lerde hatta 60’larımızda hala yapacak o kadar yapılacak iş varken neden girişmeyelim diye sorguladık.
45 yaşa girişim kampı olur mu?
Gerçekten çok örneğini duymadık ve görmedik. Yaptığın bir şeyde iyiysen, yaptığın o işi seviyorsan ve senin yaptığın üretim, başkaları için de bir şey ifade ediyorsa o zaman tamam, hadi başla diyoruz. Burada cesaret, yaşınız kalma ya da para yakma gibi konular bizi kafamızda durduruyor. Üstelik yıllarca kurumsalda çalışsak bile, pozisyonlarımız gereği kimimiz hiç satın alma, kimimiz hiç satış ya da muhasebe yapmamış durumdaysak. İşte orada yardım isteme ve çevrende destek vermeye hazır pozitif dostların olması devreye giriyor.
Üstelik bu mesele sadece bize ait bir konu değil, tüm dünyada bu sorun var ve artacak. Çünkü ortalama ömür sadece bizde değil tüm dünyada artıyor. Hobi olarak yapacağımız işlerden bahsetmiyoruz, onu zaten yaparız. Balık tutmak, bisiklete binmek, seramik yapmak. Biz işin ucunda bir ticaret, bir para alışverişi olmasından konuşuyoruz. Hiç bir işi de büyük küçük ayırmıyoruz. İş fikirleri ve gerçek üretimden konuşuyoruz.
Dünyada yapılmayan iş fikri kaldı mı?
Acayip ve yepyeni fikirler bulmaktan bahsetmiyoruz, gerekiyorsa yapmayı sevdiğimiz ama denenmiş bir işi başlatarak daha iyisini yapabiliriz. Ya da sosyal bir girişim kurmak, kitap yazmak da bir üretim. Bu da bir girişmek işi.
Bana göre hala çalışırken ve girişimin için hazırlık yaparken, yine kurumsaldan gelen iş fırsatları ile karşılaşmak ve daha aradığı anlamlı bir işe geçiş yapmak da bir girişme işi-özellikle bugüne kadar yapmadıysanız-. Ya da yapmak istediğimiz işe daha yakın bir işe girip kuracağımız işle alakalı deneyimler kazanmak da güzel olmaz mı?
Artık bu yaşlarda memleket için çalışmak ve bir meseleyi çözmeye kalkışmak yeni işimiz olmalı. Ama hazırlık yapmazsak ve düşünmeye başlamazsak, yatmak da son tercih olarak kalıyor.
Gençler emeklilikte yatarım diyor!
Gençlere emeklilikte ne yapacaksın diye sorduğumuzda yatacağız ya da hiç bir şey cevabını duyuyoruz. İş hayatının başlarında okulu bitirmek veya iş bulmak o kadar büyük zorluklar içeriyor ki, 25 yıl sonrasını düşünmek çok da mantıklı gelmiyor bana da. Ama inanıyorum ki o yaşlar geldiğinde gençlerde yerinde duramayacaklar ve hatta bizim kuşağa göre daha atak ve cesur işlere girişecekler.
Biz üçüncü çeyrek konuşurken, artık dördüncü çeyrek konuları açılmaya ve tartışılmaya başlandı. Yani yüz yaşını konuşuyoruz. 45-50’lerde bıraksak daha geride 30-40 sene ne yapacağız. Ne iş yapmıştın diye sorduklarında, ben aslında çok çalışmıştım ama 40 yıl önce mi diyeceksin, bana göre en son 40 sene önce ne iş yaptığımızı bile hatırlayamayabiliriz.
İnsan emeklilik hayalini hep kurar ama sonrada o dönem üretmemek çok da iyi gelmez. Hala fiziksel ve beyinsel olarak üretim mümkünse niye devam edilmesin? Hatta önyargılarımız var, ‘girişimcilik sadece gençlerde olur, bizden geçti artık’. Ya da ‘teknolojik gelişmeler veya girişimler bizim yaşlardan çıkmaz’. Neden? Bizim teknolojik ihtiyaçlarımızı, bizden iyi kim bilebilir ki?
Çözmek istediğimiz bir iş fikri varsa ve alıcısı da varsa, neden gençlerle beraber bir kurmayalım?
Gençlerle beraber girişmek.
Hayatım boyunca yatmak istemedim, bizim yaşlar ve bize benzeyen arkadaşlar da böyle düşünüyor. Gençler yatarız diyor, haklı sebepleri de var. O kadar zor ve değişik bir dönemde çalışma hayatına girdiler ki hemen her gün olumsuzlukla karşılaşıyor.
Bir gün yatarsın iki gün yatarsın sonra, yatılmaz. Çalışmanın şekli değişiyor, manası olan bir şeyin peşine düşmek bize iyi geliyor.
Hayatın dışına itilmek, değersizlik hissi, bugün ne yapacağım sorusunun cevabı olmaması, 20-30 yıl süremez. 50’lerinde hiç olmamalı, devam etmeli üretim.
Ama en güzeli gençlerle beraber girişilen girişimler.