Geçen yazıda enflasyonun birkaç faiz artışıyla çözülecek noktayı çoktan geçtiğini, sorunun yapısal olduğunu ve yapısal sorunları çözme fırsatını kaçırdığımızı ve zaten bu yönde bir siyasi iradenin de olmadığını anlatmaya başlamıştım. İlk yazı kiralardaki astronomik artışın yapısal nedenleriyle ilgiliydi. Bugün gıda enflasyonuyla devam ediyorum.
Gıda Komitesi’ni hatırlıyor musunuz? “Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi” veya kamuoyunda yaygın bilinen adıyla “Gıda Komitesi” gıda enflasyonunun çözümüne katkı vermek amacıyla 9 Aralık 2014 tarihinde kurulmuştu. Komitenin kuruluşu halkın refahını doğrudan etkileyen ve enflasyonda katılığa ve dönemsel yüksek dalgalanmalara yol açan gıda fiyatlarının tek bir araçla veya politika yaklaşımıyla çözülemeyeceği gerçeğinin kabulüne dayanıyordu. Birçok bileşenden oluşan sorunun ilgili bakanlıklar, kurumlar ve paydaşların ortak aklı ve çabasıyla çözülmesi hedefleniyordu.
Dengesizlikler tespit edilip çözüm yolları aranacaktı
Gıda Komitesi’nin öncelikli hedeflerinden biri, “Erken uyarı sistemi”nin kurulmasıydı. Bu sistemin üç temel bileşeni arz izleme, talep izleme ve arz zinciri izleme olarak düşünülmüştü. Böylece üretimde arz eksiği olup olmadığı hızlı biçimde tespit edilecek, gerekirse konjonktürel tedbirlere ihtiyaç belirlenip aksiyon alınacak, spekülatif fiyat hareketleri belirlenecek, arz zincirindeki
yapısal sorunların yol açtığı dengesizlikler tespit edilip çözüm yolları aranacaktı. (Gıdada erken uyarı konusunda dönemin Merkez Bankası Yapısal Araştırmalar Genel Müdürü Semih Tümen’in bir yazısı için bu linki tıklayabilirsiniz.)
Komite konjonktürel ve yapısal tedbirler geliştirecekti. Konjonktürel tedbirler temel olarak dış ticaret tedbirlerinden oluşuyordu. Özellikle gümrük vergileri en etkili araçtı.
Gıda Komitesi’nin bir anlamda en temel bileşeni olan “Erken uyarı sistemi”nin akıbeti ne oldu?
Kasım 2018’de dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarım ve gıda ürünlerinde arz zincirini izleyecek gerekli tedbirlerin anında devreye alınacağını ve erken uyarı sisteminin etkin şekilde uygulamaya sokulacağını söyleyerek bir anlamda kendisinden önce (Mehmet Şimşek döneminde) geliştirilen uygulamaya sahip çıkmıştı. Fakat erken uyarı sistemi bir türlü hayata geçmiyordu…
Ocak 2021’de Gıda Komitesi bu kez dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan başkanlığında toplanmıştı. Toplantı sonrası yapılan açıklamada şu ifadeler yer alıyordu:
“Tarımsal ürünler ve gıda piyasalarındaki gelişmeler konusunda zamanlı kararlar almaya fayda sağlayacak bir Erken Uyarı Sistemi’nin oluşturulmasına ilişkin teknik altyapı çalışmaları Komiteye sunulmuş ve kurumlar arası işbirliğinin çerçevesi belirlenmiştir.”
Yani çalışmalar sürüyordu!
Gıda Komitesi, kuruluşundan 9 yıl sonra, geçen ay (12 Eylül 2023) bir kez daha, bu kez Bakan Mehmet Şimşek başkanlığında toplandı. Toplantı sonrasında yapılan açıklamada yine benzer ifadeler yer vardı. Gıda fiyatlarında öngörülebilirliğin artırılması ve gerekli tedbirlerin daha etkin şekilde alınmasını teminen erken uyarı sisteminin güçlendirilerek uygulanmasına karar verilmişti.
Konuya yakın kaynaklar, erken uyarı sisteminin yıllardır gerçek anlamda çalıştırılamadığını ve altyapının halen kurulamadığını söylüyor. Muhtemelen Bakan Şimşek 2016 yılında kurulacağını söylediği bu sistemin yedi yıl sonra hala etkin olmadığını açıklamaktan çekinmiş olacak ki, yazılı metinde sistemin güçlendirilmesi ifadesine yer verilmişti.
Devlet bir türlü sağlıklı ve güvenilir veri oluşturamıyor
Gıdada erken uyarı sistemi neden bir türlü kurulamadı? En temel sorunlardan biri, tarım, hayvancılık ve gıdaya ilişkin başlıklarda devletin bir türlü sağlıklı, güvenilir, yakın zamanlı veriler oluşturamamasıydı. Eldeki veriler yetersiz olduğu için kapsamlı analizler ve gerçekten zamanlı uyarılar oluşturacak modeller üretilemiyor.
Bunun ne kadarının bir kapasite sorunu olduğu, ne kadarının başka saiklerden kaynaklandığı belirsiz. Ama sonuç ortada: Bakanların üyesi olduğu Komite veriye dayalı bir sistemi bile on senedir kurabilmiş değil!
Geçen hafta enflasyon konusunda iki yazı yazacağımı söylemiştim ama gıda enflasyonu konusunu bitiremedim. Yarın Hal Yasası’nın yılan hikayesiyle devam edeceğim.