Altının ons fiyatı dün 2 bin 722 dolarla tüm zamanların en yüksek seviyesini görürken, Bank of America (BofA) altındaki yükselişin devam etmesini bekliyor. BofA stratejistleri, geleneksel “güvenli liman” varlıklarının karşı karşıya kaldığı artan riskler nedeniyle altının giderek daha cazip hale geldiğine dikkat çekti. Stratejistler, altının ons başına 3 bin dolara ulaşacağı öngörülerini yineledi. Bu seviye şu anda bulunduğu noktadan yüzde 10,2’lik bir artış anlamına geliyor. Altına olan bu olumlu yaklaşım, dünya genelinde artan harcama ve borçlanma endişeleriyle örtüşüyor.
Merkez bankaları da toplam rezervler içinde altının payını artırdı. Bank of America analistleri, altının merkez bankası rezervlerinin yüzde 10’unu oluşturduğunu ve bunun on yıl önce yüzde 3 seviyelerinde olduğunu kaydetti.
Analistler, yatırımcıların, merkez bankaları da dahil olmak üzere yükselen devlet borçlanmalarından kaynaklanan enflasyon ve borç erozyonuna karşı bir koruma olarak değerlendirilen altına yönelmeleri gerektiğini belirttiler. Analistler “Altın, son kalan ‘güvenli liman’ varlığı olarak görünüyor ve bu da yatırımcılar, merkez bankaları dahil, daha fazla yatırım yapmaları için teşvik ediyor” değerlendirmesi yaptı.
Önümüzdeki yıllarda cazip bir varlık haline gelecek
Ayrıca ABD borcunun artmaya devam edeceği tahmin edilirken hazine arzının risk altında olduğu ve daha yüksek faiz ödemelerinin gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının artacağı belirtiliyor. BofA’ya göre bu durum altını önümüzdeki birkaç yıl içinde cazip bir varlık haline getirecek.
Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre, yeni harcamaların 2030 yılına kadar küresel GSYH’nin yüzde 7-8’ine ulaşabileceği kaydedildi. Analistler, piyasaların tüm borçları absorbe etmekte zorlanması ve volatilitenin artması durumunda altının tercih edilen varlık olabileceğini belirtiyor. Özellikle merkez bankalarının döviz rezervlerini daha fazla çeşitlendirebileceği ifade ediliyor.
CNBC-e’de yer alan habere göre ABD başkanlık seçiminde adayların hiçbirinin mali disipline öncelik vermemesi nedeniyle ulusal borcun önümüzdeki üç yıl içinde ekonomi içindeki payının rekor seviyelere ulaşacağı öngörülüyor. Analistler, bunun faiz ödemelerini GSYH’nin daha büyük bir kısmı haline getireceğini ve piyasaların yeni borcu absorbe edememesi endişeleriyle altının cazip bir varlık haline gelebileceğini söylüyor.
Bu hafta sadece altın kazandırdı
Bu hafta Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 0,93, euro/TL yüzde 0,77, dolar/TL yüzde 0,10 değer kaybederken, altının gram fiyatı yüzde 2,29 artışla 2 bin 991 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 1,35 yükselişle 20 bin 280 liraya çıktı. Geçen hafta sonu 5 bin 20 lira olan çeyrek altının satış fiyatı yüzde 1,37 artarak 5 bin 89 liraya yükseldi.
BIST 100 endeksi, en düşük 8.680,72 ve en yüksek 9.070,02 puanı gördükten sonra haftayı, önceki hafta kapanışına göre yüzde 0,93 değer kaybederek 8.793,61 puandan tamamladı.
Bu hafta dolar yüzde 0,10 değer kaybederek 34,2490 liraya, euro ise yüzde 0,77 azalışla 37,2260 liraya indi.
Yatırım fonları bu hafta yüzde 0,42 ve emeklilik fonları yüzde 0,77 değer kazandı. Kategorilerine göre bakıldığında ise yatırım fonları içinde en çok kazandıran yüzde 3,20 ile “kıymetli maden” fonları oldu.