Fizikçi ve matematikçi Newton çok zengin biri olarak öldü. Sebebi akademisyenliği değil, 30 yılını verdiği darphanede geçirdiği vakitlerdi. Daha açık söylemek gerekirse Brezilya'daki Afrikalı kölelerin çıkardığı altınlardan kazanç sağlamıştı.

Ricardo’s Dream (Ricardo’nun Rüyası) adlı yeni bir kitap,  kütle çekimi teorisiyle bilim dünyasında devrim yaratan, döneminin en önemli bilim insanı olan, sonra da Londra’da uzun yıllar boyunca Kraliyet darphanesini yönetip sahte paranın önüne geçen Sir Isaac Newton’ın zenginliğinin transatlantik köle ticaretinden kaynaklanmış olabileceğini iddia etti.

Kapitalist ekonominin öncü teorisyenlerinden ve dönemin en zengin borsacısı David Ricardo’nun hayatını ve çalışmalarını konu alan Ricardo’s Dream’de Newton’ın Kraliyet Darphanesi’nde darphane müdürü olarak görev yaptığı dönem de mercek altına alınıyor. Kitap Newton’ın Cambridge’de akademik görevinden ayrıldıktan sonra siyasi nüfuz elde ettiğini, büyük servet biriktirdiğini anlatıyor.

Darphanede 30 yılını geçiren Newton’un özellikle Brezilya’daki köleleştirilmiş Afrikalıların çıkardığı altınları denetlediğinin aktarıldığı kitapta söz konusu bilim insanının basılan her sikkeden darphane müdürü olarak komisyon aldığı yazılı.

Kitabın yazarı Nat Dyer “Newton Projesi’yle dijital ortama aktarılan yazışmalarından faydalanarak onun özellikle Brezilya’daki kölelerin çıkardığı altınlardan fayda sağladığını gösterdim. Newton döneminin borsa çöküşünde çok para kaybetmesine rağmen zengin biri olarak öldü. Bunu büyük ölçüde transatlantik köle ticaretine borçluydu” diyor.

Altının darphaneye gelişi Brezilya’daki hızla büyüyen altın madenciliği girişiminin kontrolünü elinde tutan Portekiz ile yapılan ticaretle mümkün oluyordu. Lizbon’da ticaret yapan İngiliz kumaş tüccarlarına genelde altınla ödeme yapılıyor, bu altının büyük kısmı Kraliyet Darphanesi’nde paraya çevriliyordu.

Akademi o zaman da kazandırmıyormuş

Newton 1696’da darphanede göreve başlayana kadar Cambridge’de Lucasian matematik profesörü olarak yılda 100 sterlin (bugünün 36 bin sterlini) kazanıyordu. Bu dönemde  fizik bilimini kökünden değiştiren kütle çekimi teorisini geliştirmişti. Altı yıl sonraysa yılda yaklaşık 3500 sterlin (bugünün 1,26 milyon sterlini) kazanmaya başladı. Serveti öyle büyüktü ki portatif tuvaleti bile som gümüştendi.

Tabii ki bu parayı profesörlükten elde etmesi mümkün değildi. Kitapta Newton’un darphanedeki 30 yılını bugünün parasıyla 14 milyon sterlin değerinde altın para bastığına dair birtakım kanıtlar sunuyor. Newton kendi yazışmalarında altının kaynağını doğruluyor. 1701 tarihli bir yazısında “İspanya ve Portekiz’e ait Batı Hint Adaları (Güney ve Orta Amerika) dışında altın külçesi alamayız” demişti. 1717’de hazineden sorumlu yetkililere yazdığı başka bir mektupta da İngiltere’nin batısının Portekiz’den gelen “altınlarla dolu” olduğunu ve “darphaneye yüksek meblağlarda altın girdiğini” söylemişti.

Dyer “Altına hücumun tam merkezindeydi. Londra’ya ne kadar altın akarsa o da bir o kadar zenginleşiyordu. Bu bilgi nedeniyle Newton hakkındaki düşüncelerimizin kökten değişmesi gerektiğini düşünmüyorum. Çağını şekillendiren bir düşünür olsa da en büyük bilim insanları bile yaşadıkları dönemin birer parçasıdır” diyor.

Bu arada Newton’un köle ticaretinden fayda sağlamış olması bazıları için hiç de şaşırtıcı değil. Brezilya’daki Federal Fluminense Üniversitesi’nden tarihçi Leonardo Marques’e göre İber-Amerika o dönemde külçe altının ana kaynağıydı. Marques “18’inci yüzyılın başlarında Britanya’da bankacılık ve finansla uğraşan herkes öyle ya da böyle kölelik tarihi ve Brezilya’yla yapılan köle ticaretiyle bağlantılıydı” diye konuşuyor.

Size bana bunları yapan kütle çekim kuvveti evrene neler yapmaz?