Türkiye 2023 yılına gittikçe artan siyasi ve ekonomik belirsizlikle girerken, parasını enflasyondan korumak isteyen küçük yatırımcının yüksek talebi yılın ilk 3 ayda altın ithalatını ve iç piyasada fiyatı patlattı. Geçen yılın ocak ayında 3 bin 577 kilo, şubatta 4 bin 497 kilo olan altın ithalatı artan talep nedeniyle bu yılın aynı aylarında 68 bin 330 ve 57 bin 452 kiloya ulaştı. İlk 2 aylık dış ticaret açığında ciddi oranda artışa neden olan bu gelişme üzerine hükümet döviz sıkıntısını da göz önünde bulundurarak frene basma ihtiyacını hissetti. Mart ayında ithalatı yalnızca Merkez Bankası’nın yapabileceğine karar verilmiş olsa da altın ithalatı artmaya devam etti. 2022 Mart ayında 8 bin 761 kilo olan altın ithalatı bu yılın aynı ayında 21 bin 670 kiloya ulaştı. Mart ayındaki frenleme girişimine karşılık yılın ilk çeyreğinde altın ithalatı 16 bin 835 kilodan 147 bin 452 kiloya çıkarak yaklaşık 8 kat artmış oldu. Aynı dönemde Türkiye’nin altının da içinde bulunduğu kıymetli ve yarı kıymetli taşlar, kıymetli metaller, inciler, taklit mücevherci eşyası ve metal paralar fasılının ithalatı yılın ilk çeyreğinde 2022’nin aynı dönemine göre yüzde 336.2’lık artışla 11.5 milyar dolara ulaştı. Bu artışın büyük bölümünün altın ithalatından kaynaklandığı açık. Ancak ilk üç aydaki artışa rağmen alınan önlemler mart ayında ithalatın artış hızının azalması arzın talebi karşılayamamasına ve fiyatın tırmanmasına neden oldu.
Altının kilosunda 60 bin TL fiyat farkı
Kuyumcular önce yastık altındaki parasını kapanın sonra da EYT’lilerin, enflasyona karşı korunmak için geleneksel yatırım aracı olan altına yöneldiğini ifade ediyor. Bu gelişmenin altın fiyatlarının uluslararası piyasanın yaklaşık yüzde 5 üzerinde seyretmesine neden olduğunu söyleyen kuyumcular şöyle konuşuyor:
“Mart ayında yalnızca Merkez Bankası’na ithalat yetkisi verilmişti. Ancak verilerden onların da fazla ithalat yapmadığı görülüyor. Merkez Bankası rezervleri çeşitlendirmek hem de talebi karşılayabilmek için elindeki altını iç piyasa fiyatından satıyor. Son 7 haftada 71 ton altın sattı ve altın rezervlerinin miktarı 487 tona geriledi. Bu durumda da talep arzdan fazla olduğu için fiyat yükseliyor. Şu anda altının bir kilosu uluslararası piyasalarda 64 bin dolardan, iç piyasada ise 67 bin dolardan işlem görüyor. Kilo başına 3 bin dolar yani yaklaşık 60 bin lira daha pahalı.’’
Kapalıçarşı’ya göre 14 Mayıs’taki seçimlere kadar bu eğilimin ve küçük yatırımcının tavrının değişmesi mümkün değil. Bu dönemde iyi para kazandıklarını belirten kuyumculara göre kriz zamanlarında her yatırım aracı gibi altında da “köpük olması” normal. Ancak bu kez hem talep hem de döviz azlığı nedeniyle köpüğün hayli fazla olduğunu belirten Kapalıçarşı esnafı “2019’da Türkiye 22 milyar dolarlık altın ithal etmişti. Ama herkes ithalat yapabildiği ve dövizde de bir sıkıntı olmadığı için bu kadar fazla bir köpük oluşmamıştı” diyor.
Küçük yatırımcıya uyarı
Küçük yatırımcıya altın fiyatının hayli yükseldiği uyarısını yapan kuyumculara göre iç ve dış piyasa fiyatlarının birbirine yaklaşması durumunda küçük yatırımcının zarar etmesi ya da çok uzun sürecek bir “zorunlu yatırımcılık halinin” başlaması şaşırtıcı olmayacak. “Halk yanlış yapıyor” diyen Kapalıçarşı esnafı bu nedenle önümüzdeki dönemde yatırım amaçlı altın alımında dikkatli olunması gerektiğini söylüyor.
Köpüğü tekelcilik mi yaratıyor?
Altın fiyatlarındaki köpükle ilgili ilginç bir görüntü de dikkatleri çekiyor. Altın fiyatı her oyuncuda aynı. Marketlerde bile farklılık gösteren fiyatlar, bir tek altın söz konusu olunca her yerde aynı. Herkesin maliyeti birmişçesine altının fiyatının tekliği de akıllara bir tekelleşme şüphesini de getiriyor. Merkez Bankası 20 Nisan’da Altın Borsası’ndaki banka ve aracı kurumlara gramı 1.270 TL’den 1.5 ton altın sattı. Daha sonra bu kurumlarda satış fiyatının, tümünün altının maliyeti dışındaki maliyetleri de eşitmişçesine 1.350 olduğu görüldü. Akıllara tekelleşme ve fiyatı ortak belirleme şüphesini getiren bu durumun BDDK ve Rekabet Kurumu tarafından incelenmesinin köpüğün azaltılması için gerekli olduğu açık.