Ünlü iktisatçı Mahfi Eğilmez “2000 ve 2025 Asgari Ücret Karşılaştırması” başlıklı yazısında asgari ücretin 25 yılda dolar kuru bazında değişimini gösterirken giderlerin de değişimini göstererek alım gücündeki değişimi değerlendirdi.
Eğilmez gerçek problemin asgari ücretin düzeyinden farklı olarak asgari ücretli çalışan sayısında olduğunu belirtti.
İşte Eğilmez’in asgari ücrete yönelik değerlendirmesi:
“Bazı okurlar bugünkü asgari ücreti 2000 yılındaki asgari ücretle karşılaştırarak dolar bazında ciddi artış olduğunu ve bugünkü durumun çok daha iyi olduğunu öne sürüyor. Bunun doğru olup olmadığını anlamak için bu iki yıla ilişkin asgari ücrete bakmak yeterli değil.
Bu yıllarda üç kişilik bir çekirdek ailenin asgari giderlerine de bakmak gerekiyor. 2000 yılına ilişkin verileri derlemek ne yazık ki kolay değil o nedenle verileri derlemek için yapay zekâdan yararlandım.
Türk Lirasıyla karşılaştırma enflasyonun yüksekliği ve kur nedeniyle çok anlamlı olmadığı için karşılaştırmayı bazında yaptım. Buna göre ortaya çıkan tablo aşağıdadır. Bu tablo hazırlanırken asgari ücretli ailenin herhangi bir lüks harcamasının, tatil harcamasının, dışarıda yemek harcamasının, sağlık, eğitim, giyim harcamasının bulunmadığı varsayılmıştır.
Gelirler artıyor: Giderler de artıyor
Bu karşılaştırma bize şunları gösteriyor:
Asgari ücret dolar olarak hesaplandığında 2025’te 2000’e göre daha yüksek. Bunu asgari ücreti kişi başına gelirle kıyaslayarak yaptığımızda daha açık görebiliyoruz.
Ne var ki asgari giderler 2025 yılında 2000 yılına göre çok daha yüksek.
Gıdaya erişim 2000 yılındaki asgari ücretle daha kolay görünüyor.
Konut her iki dönemde de çok sıkıntılı. Her iki dönemde de bu çekirdek aile tek asgari ücretle geçinemez durumda bulunuyor.
Bu durumda ailede ya iki kişi çalışacak veya aile dışarıdan bir destek alacak (gıda ürünlerini köylerinden bedelsiz getirmek gibi) ya da borçlanacak.
Asgari ücrette gerçek ciddi sorun ne?
Bu karşılaştırma bize asgari ücretin dolar olarak artmış olmasına bakılarak asgari ücretli ailenin durumunun düzeldiğine ilişkin yapılan yorumların doğru olmadığını, giderlerdeki artışın hesaba katılması halinde iki dönemde de asgari ücretle asgari giderlerin karşılanmasının mümkün olmadığını ortaya koyuyor.
Alaattin Aktaş asıl sorunun toplam 17,9 milyon çalışanın yarısının asgari ücretli olduğunu sayısal olarak ortaya koyuyor.
Asıl ciddi sorun bu: Çalışanların giderek artan bölümü asgari ücretle çalışır duruma geliyor. Bu durum bize orta sınıfın düşük gelirli konuma gerilediğini açık biçimde gösteriyor.”
