Güney Afrika'da 2012-2016 yılları arasında iş almak için iki kamu şirketine rüşvet verdiği ortaya çıkan yönetim danışmanlığı şirketi 227 milyon ödeyerek paçayı kurtardı. McKinsey ile yapılan anlaşma ülkede ortalığı karıştırdı.

Hazine ve Maliye eski Bakanı Berat Albayrak’ın 2018’de oluşturduğunu iddia ettiği gerçekçi ekonomi programı  bünyesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için danışmanlık hizmeti almak amacıyla anlaştığı ancak tepkiler üzerine vazgeçtiği uluslararası yönetim şirketi McKinsey’in başı Güney Afrika’da dertte. Dünyanın en pahalı danışmanlık hizmeti veren şirketi McKinsey kamu ve özel sektörün ekonomi politikalarını ve kararlarını analiz ederek bu yönde raporlar hazırlıyor.

Yönetim danışmanlığı hizmeti sunan McKinsey’in faaliyetleri arasında alım satımlara ilişkin ülkelere ya da şirketlere tavsiyede bulunma, şirket satışlarına yönelik yeniden yapılandırma yöntemleri geliştirme, şirket kurma ya da küçültme durumlarına ilişkin stratejiler geliştirme de bulunuyor. 92 yıllık geçmişi olan McKinsey birçok analiste göre dünyanın en prestijli ve hizmetleri en pahalı olan danışmanlık şirketi. McKinsey aynı zamanda kurumsal yönetimlerde en fazla ağırlığı olan şirketlerden biri olarak görülüyor.

Financial Times’ın haberine göre Güney Afrikalı siyasetçiler, hükümetin McKinsey’in merkezinde bulunduğu rüşvet skandalını çözmek için uluslararası danışmanlık şirketiyle son olarak yapılan 122 milyon dolarlık anlaşmayı yetersiz bularak eleştiriyor ve ülkenin endemik yolsuzluk konusunda daha sert önlemler alması gerektiğini savunuyorlar.

McKinsey, 2012-2016 yılları arasında Güney Afrika’da iki kamu şirketinin yetkililerine rüşvet vererek milyonlarca dolarlık danışmanlık işi almasının ardından geçtiğimiz hafta ABD ve Güney Afrikalı yetkililerle anlaşmaya vardı. Anlaşma nedeniyle ödeyeceği miktar ABD’li ve Güney Afrikalı yetkililer arasında paylaştırılacak.

“Anlaşma göstermelik bir jest”

Araştırmalar McKinsey’in 2018’de sona eren Jacob Zuma’nın başkanlığı döneminde enerji üreticisi Eskom ve demiryolu taşımacılığı tekeli Transnet’ten danışmanlık işi almak için rüşvet verdiğini ortaya çıkarmıştı. Güney Afrika Parlamentosu üyelerinden iktidar koalisyonunun üyesi Demokratik İttifak’ın adalet sözcüsü Glynnis Breytenbach, anlaşmayı “göstermelik” bir jest olarak nitelendiriyor.

Breytenbach, Financial Times’a verdiği demeçte “McKinsey’in Güney Afrika’ya verdiği zararı onarmak 20 yıl sürecek ve bu danışmanlık şirketlerinin cezai yaptırımdan para ile kurtulmalarına izin verilmemeli. Bu göstermelik bir cezadır ve yolsuzluk yapanların yüreğine korku salacak bir ödeme değildir.” dedi.

ABD Adalet Bakanlığı, 2022 yılında Yurtdışı Yolsuzluk Faaliyetleri Yasası’nı ihlal ettiğini kabul eden McKinsey’in Güney Afrikalı eski yöneticisi ve ortağı Vikas Sagar’ın suçunu kabul etmesini iddianame oluşturmak için kullandı. İddianamede McKinsey kuruluşlarının rüşvet sonucunda yaklaşık 85 milyon dolar kâr elde ettiği belirtildi.

Breytenbach, Sagar ve olaya karışan diğer McKinsey yöneticilerinin, işbirliği yapmaları daha az ceza almalarını sağlayacak olsa bile, cezai suçlamalarla yüzleşmek üzere Güney Afrika’ya iade edilmeleri gerektiğini söyledi.

McKinsey: Anlaşmayla üzücü durum kapandı

Milletvekili Glynnis Breytenbach  “Bu durum, bu işe karışanların hiçbirinin devleti ele geçirmenin bedelini ödemeyeceğini gösteriyor. Güney Afrikalılar sonuç olarak işlevsiz devlet şirketleriyle yaşamaya devam ettiklerini’ ifade etti.McKinsey ise anlaşmanın bu üzücü durumun kapanması anlamına geldiğini belirtiyor. Sagar’ı yedi yıl önce, olanları öğrendikten sonra işten çıkardığını belirten McKinsey, bu kişinin yasadışı işlerini şirketten gizlediğini de iddia ediyor. Paçayı kurtarmak için Güney Afrika’ya toplam 227 milyon ödeyen danışmanlık şirketi, son olarak yaptığı 123 milyon dolarlık ödemeye ek olarak Eskom, Transnet ve South African Airways’ten aldığı parayı da faiziyle birlikte iade etti.

Ancak bu rakam, Eskom’la yaptığı en kârlı sözleşmeden aldığı 500 milyon dolardan daha az. Güney Afrika’da büyümüş ve apartheid karşıtı hareketin liderlerinden biri olan Birleşik Krallık Lordlar Kamarası üyesi Peter Hain, anlaşmanın “McKinsey gibi küresel kurumsal markaların, ülkeyi yağmalayan yozlaşmış politikacılardan kazanç sağlarken Güney Afrika’nın iflasın eşiğine gelmesindeki korkunç suç ortaklığını doğruladığını” söyledi.

Hain, Güney Afrika’daki “devleti ele geçirme” skandalıyla bağlantılı olarak “ciddi mesleki suiistimal” nedeniyle küresel danışmanlık şirketlerinden Bain & Company’nin Birleşik Krallık’taki kamu sözleşmelerinden kısa süreli olarak men edilmesi için lobi yapmıştı.

Hain, “Hâlâ bu küresel danışmanlık şirketlerinin sorumlu tutulmasının tek yolunun Londra’dan Washington DC’ye, Delhi’ye ve Pekin’e kadar hükümetlerin, kendilerine çeki düzen verene kadar bu şirketleri kamu sektöründe çalışmaktan men etmeleri olduğuna inanıyorum” dedi.

“Bütün suç tek kişinin üzerine yıkılmaya çalışılıyor”

Ancak Güney Afrika’daki yetkililer yolsuzluk iddialarını kovuşturmakta zorlanıyor. Transnet’in eski yöneticilerinden Sagar ve 16 kişi hakkında lokomotif alımı konusunda danışmanlık yapmak üzere McKinsey liderliğindeki bir konsorsiyuma verilen bir sözleşme nedeniyle 2022 yılında açılan ceza davasının duruşması henüz başlamadı.

Ulusal Savcılık Makamı ise anlaşmayı suçla mücadelede “önemli bir adım” olarak överken. McKinsey’in cezai soruşturmalarda kendilerine yardımcı olmaya devam edeceğini belirtti. Cape Town merkezli sivil toplum kuruluşu Open Secrets’a, uzlaşmayla tüm suç Sagar’ın üzerine yıkılmaya çalışılıyor.

Open Secrets araştırma bölümü başkanı Michael Marchant, “Uzlaşma anlaşması sadece bir McKinsey çalışanının, Sagar’ın, suçlu olduğunu öne sürecek şekilde kaleme alınmış. Bu da şirketin kronik bir sorundan kurtulmasını sağlıyor.” dedi.

Türkiye’den rüşvet almakla suçlanan Eric Adams’a ‘sakıncalı başkan’ muamelesi: İstihbarat erişimi kısıtlanabilir