Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2019 yılından bu yana ilk kez gene kurulunu eskisi gibi normal tarihinde, yani nisan ayı sonunda yapacak ve 800 milyar TL civarında olduğu tahmin edilen dev zararını açıklayacak. 28 Mart 2023 tarihindeki Olağanüstü Genel Kurul’da alınan kararla toplantı tarihi 30 Nisan 2024 Salı günü olarak belirlenmişti.
TCMB’nin Olağan Genel Kurul Toplantısı davet ilanına göre pay sahipleri veya temsilcileri Genel Kurul Toplantısına Merkezi Kayıt Kuruluşu AŞ (MKK) tarafından sağlanan “Elektronik Genel Kurul Sistemi” (e-GKS) aracılığı ile veya toplantı mahallinde fiziki olarak katılabilecek. Pay sahipleri genel kurul toplantısına fiziki olarak bizzat kendileri katılabileceği gibi üçüncü bir kişiyi de temsilcisi olarak gönderebilecek.
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI HİSSEDARLARI
Toplantının gündeminde Banka Meclisi ve Denetleme Kurulunun 2023 hesap yılına ait raporlarının okunması ve görüşülmesi, 2023 yılına ait bilanço, kâr ve zarar hesabının onaylanması, Banka Meclisi üyelerinin ve Denetleme Kurulunun ibraları, Banka Meclisinin 30 Nisan 2024 tarihi bitiminde boşalacak iki üyeliği için seçim yapılması ve Denetleme Kurulunun 30 Nisan 2024 tarihi bitiminde boşalacak bir üyeliği için seçim yapılması bulunuyor.
Eskiden Hazine’ye kaynak aktarırdı
Merkez Bankası’nın zararı Analitik Bilanço’nun varlık tarafından birtakım başka kalemlerle birlikte “Diğer Kalemler” başlığı altında yer alıyor. Ancak “Diğer Kalemler” başlığı altında yer alan verilerin en büyük bölümünü zarar oluşturuyor. Bilançonun hatalı politikalar yüzünden 2023 yılı başından itibaren bozulmaya başladığı ve özellikle KKM yükünün bankaya devredildiği temmuz ayından sonda bozulmanın hızlandığı görülüyor. Genel Kurul tarihinde de “normal”e dönen Merkez Bankası’nın 2023 bilanço yılı için 800 milyar TL civarında zarar açıklaması bekleniyor. Uzun yıllar Hazine’ye ciddi tutarda kaynak aktaran Merkez Bankası’nın bu kez yanlış politikalar nedeniyle çok büyük zarar ettiği görülüyor.
Bankacılara göre tüm dünyadaki merkez bankaları gibi TCMB de kar etmek için çalışmıyor. Ancak bankanın her şirket gibi bir takım maliyetleri oluyor. Merkez Bankası özelinde bunları Açık Piyasa işlemleri (APİ) ya da rezerv kaynaklı maliyetler olarak sıralamak mümkün. İşin bir de gelir tarafı var. Merkez bankalarının en önemli gelir kaynağının senyoraj (hükümranlık geliri) geliri olduğunu ifade eden bankacılar şunları söyledi:
“Senyoraj basit tanımıyla paranın piyasaya sürülme (kağıt, mürekkep, matbaa gideri) maliyeti ile üstündeki nominal değer arasındaki fark anlamına geliyor. Ancak emisyonun çok fazla olması durumunda enflasyon yüksek olur ve senyorajın reel değeri düşer.
Merkez bankalarının bir diğer gelir kaynağı da dövizdir. Bankalar döviz rezervleri yüksek ise kur farkı nedeniyle kazanç elde eder. Ancak TCMB gibi negatif rezervi varsa yani borçlu ise kur farkından dolayı zarar eder. Türkiye’de merkez bankamızın durumu da budur.”
Genel Kurul’da zararın yönetim tarzına ilişkin olarak ortaklara bilgi verilecek. Zararın bilançoda taşınarak yönetilmesi ve birkaç yıl boyunca elde edilecek kârlardan karşılanması mümkün. Ancak bu durumda Merkez Bankası eskiden olduğu gibi Hazine’ye kâr aktaramayacak.