Seçimden önce merkez bankasını kapatacağını söyleyen Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei bunun söylentiden ibaret olduğunu, konunun "müzakere edilemez" olduğunu söyledi.

Seçimden önce yürüttüğü kampanyada “merkez bankasını kapatmak, pesoyu terk ederek dolara geçmek, devlet şirketlerini özelleştirmek” gibi radikal vaatleri olan Javier Milei başkan seçilince ağız değiştirdi. Arjantin’in aşırı sağcı anarkokapitalist Devlet Başkanı Milei sosyal medya platformu X’teki açıklamasında merkez bankasının kapatılmasının “müzakere edilemez bir konu” olduğunu söyledi.

Milei’nin “söylentiden ibaret” olarak tanımlayıp yeniden şekillendirdiği yorum liberal bir ekonomistin 10 Aralık’ta göreve başlamadan önce ekibini bir araya getirmek için yarıştığı ve beklenenden daha ılımlı bir kabine seçtiğine dair işaretlerin olduğu bir dönemde geldi. Açıklamaya göre Milei’nin devlet harcamalarını ve sübvansiyonları azaltma vaadi açısından kilit bir kurum olan sosyal güvenlik idaresi ANSES’in başına Cordoba bölgesinden liberalist ekonomist Osvaldo Giordano getirilecek. Bu Milei’nin ekonomiyi yönetmek için yakın bir arkadaşını atama planından da vazgeçtiği anlamına geliyor. Özel bir enerji sektörü yöneticisi olan Horacio Marin de devlet petrol şirketi YPF’nin yeni başkanı olarak onaylandı.

‘Deli’ Milei Arjantin ekonomisini bataktan kurtarabilecek mi?

Koalisyon hükümeti kurabilmek için talepleri dengelemesi gerekiyor

Milei ekonomiyi dolarize etmek, merkez bankasını kapatmak ve YPF gibi devlet şirketlerini özelleştirmek gibi radikal reform planlarını uygulamak için de büyük engellerle karşı karşıya. Yüzde 55 oy almış da olsa tek başına hükümet kuramıyor, koalisyon için de ana akım muhafazakarların taleplerini dengelemesi gerekiyor.

Hükümetin kurmak zorunda olduğu koalisyonun ortağının kongrede sınırlı sayıda sandalyesi var ve eyalet valisi yok. Milei ayrıca geçen hafta yapılan ikinci tur seçimlerini kazanmasında kilit rol oynayan ve halkın desteğini arkasına alan görece ana akım muhafazakar blokun talepleriyle de mücadele etmek zorunda.

İtalya, Arjantin, Hollanda… Sol umut olma yeteneğini nasıl yitirdi?