Merkez Bankası iç talebi frenlemeyi amaçlayan buna karşılık da ihracatı destekleyen yeni kararlar aldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın büyüme oranlarını düşürüp işsizliği artırma ihtimali bulunan bu kararlara uzun süre dayanamayacağı tahmin ediliyor. En geç kasım ayında Erdoğan’ın, frenin tam tersine, yeniden gaza basacağı tahmin ediliyor.
Aslında buna ilişkin işaretler, geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın iş dünyası ile toplantısında alınmıştı. Bu düzenlemeden önce bile kredilere erişimden şikayet eden iş insanlarına, Cevdet Yılmaz, “Birkaç ay dayanın krediler yeniden açılacak” yanıtını vermişti.
Merkez Bankası’nın aldığı yeni kararlarla kredilerin kısılması amaçlanıyor. Özellikle otomobil kredilerinde belirlenen artış hızı küçültülürken, bunun otomobil ithalatına etki etmesi bekleniyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de bu kararlardan sonra yayımladığı sosyal medya mesajında kararların cari açığı azaltmak ve orta vadede enflasyonla mücadele için alındığını söyledi. .
Merkez Bankası’nın aldığı son kararlar kredilerdeki faiz oranlarını önemli ölçüde artıracak. Bankalar için ticari kredilerde kredi faizi limiti yüzde 29 iken şimdi bu oran yüzde 38’e kadar çıkarıldı. Bankalar artık sadece bu oranın üzerinde ticari kredi kullandırdıkları zaman ek yaptırıma tabi olacaklar.
Kredi miktarı değil faizi artacak
Faiz artışının kredileri azaltması beklenirken, bunun ilk aşamada tersi etki yapabileceği da konuşuluyor. Eski Merkez Bankası Başekonomisti Prof. Hakan Kara, sosyal medya mesajında mevduat faizlerinin mevcut düzeylerde kaldığı varsayımı altında, bankaların artık (yatırım ve ihracat hariç) ticari kredileri kârlı bularak kredi verme konusunda daha hevesli olabileceklerini belirtti. Bu nedenle alınan kararların kısa vadede kredileri sıkılaştırıcı değil genişletici etki yapabileceğini kaydeden kara, “Muhtemelen bu sebeple kredilerin aylık hız sınırı da indirilmiş, fakat ihtiyaç kredilerinde hız limitinin düşürülmemesini tam anlamlandırmak zor” dedi.
Gerçekten de kredi kartından avans çekimlerinin faizinin artırıldığı bu kararla birlikte tüketici kredilerindeki artışın sınırlandırılmamış olması, iç talebin kısılması iddiasıyla çelişiyor. Özel bankaların son aylarda sadece tüketici kredilerinden yakındıkları, kredi kartı avans çekimine getirilen faiz sınırının çok düşük olmasından rahatsız olduklarını biliyorduk. Bu düzenlemelerin bir anlamıyla da bankaların durumunu rahatlatmak amacı taşıdığı görülüyor. İşte bu nedenle de Hakan Kara, “Özetle, duyurunun başlığı “miktarsal sıkılaştırma” ifadesini içerse de, bu kararlar kredi miktarından çok fiyatı (faiz) üzerinden bir sıkılaşmayı ima ediyor” yorumunu yapmış.
Yine eski Merkez Bankası Genel Müdürü, TEPAV direktörlerinden Ali Çufadar da sosyal medya mesajında, mevduatta sıkılaşma olmadığı takdirde sıkılaşmanın bir bacağının eksik kalacağını belirterek, “politika faizinde öngörülen artışın hızlı yapılması daha dengeli, kredi piyasasında baskıyı azaltan, krediye adil ulaşmayı destekleyen bir sıkılaşmaya imkan verecektir” dedi.
Ali Çufadar aynı zamanda kredilerde özel bankaların geçmiş dönemde çok çekimser davrandığını, faiz oranlarının artmasıyla bundan sonraki kredi tavırlarının reel sektör açısından önemli olacağının da altını çiziyor. Tabi ki Merkez Bankası ve kamu bankalarının bundan sonra krediler konusundaki tavırlarının da belirleyici olması bekleniyor.
Cumhurbaşkanı reel sektör baskısına dayanamaz
Bu kararların Merkez Bankası tarafından, sadeleştirmeyi sağlayan bu arada iç talebi frenleyerek enflasyonla mücadele amacı taşıyan kararlar olarak sunulduğunu görüyoruz. Ancak detaylı bakıldığında, iç talebi ne kadar etkileyeceği şimdilik belirsiz. Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan kararların zamanlamasını yarınki Enflasyon Raporu açıklamasına göre yapmış olabilir.
İç talep konusundaki etkisi henüz bilinmese de bu kararlarla birlikte alınan ihracat kararlarının etkili olması bekleniyor. İhracatçılara reeskont kredilerinin artırılması, kredi karşılığı Merkez Bankası’na genel yüzde 40 oranına ek yüzde 30 döviz bozdurma zorunluluğunun kaldırılması, ihracatçıların döviz alımlarının esnetilmesi hem sadeleşme adına hem de ihracatların işini kolaylaştıracak karar. Ancak dış satımla ilgili ciddi bir pazar sıkıntısının olduğu bir döneme denk geldiğimiz de unutulmasın. ABD ve Avrupa’da devam eden faiz artışları, resesyon ihtimali oralardaki tüketimi daraltmış durumda.
Buradaki kritik nokta zaten şikayetçi olan iş kesiminin bu kararlarla rahatlayıp rahatlamayacağı, daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerindeki baskısının nasıl gelişeceği. Erdoğan’ın mart seçimleri öncesi, büyümenin daralması ve işsizlik oranlarındaki artışa tahammül edemeyeceğini biliyoruz. Dolayısıyla Merkez Bankası’nın amaçladığı fren etkili olursa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu kararlardan geri dönüş isteyeceği kesin. Kasım başında kredilerin yeniden açılmasını, iç talebin maaş zamlarıyla canlandırılmasını zaten bekliyoruz. Yeni kararlar iç talepte Şimşek ekibinin beklediği etkiyi yaparsa, kasımdan önce bile bu kararlardan geri dönüş olabilir gibi gözüküyor.