Bugüne kadar 30'dan fazla şirket, marka ve fabrikayı sattığını anlatan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker, 'Şirket satmak insanın tabiatında yok. Bunu öğrenmem gerekti, bir yıl boyunca her hafta danışmanla çalışıp ikna oldum' dedi.

Genç MÜSİAD tarafından düzenlenen Uluslararası Genç İş Adamları Kongresi (UGİK’24), ‘Global Harmony’ temasıyla Grand Cevahir Otel’de yapıldı. Programda, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker ile söyleşi gerçekleştirildi. Murat Ülker söyleşide şirket satmayı öğrenmek için bir yıl boyunca özel danışmanla çalıştığını, şirket satmaya bu şekilde kendini alıştırdığını anlattı. Ülker, aile şirketlerinin halinden bugün Ülker Grubunun yönetim şemasına, babasının kendisi üzerindeki etkisinden bugünün gençlerini neden daha az aykırı bulduğuna dek pek çok konuda konuştu.

Programın söyleşi oturumunda Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker’e salondaki gençlerden sorular geldi. Sorulardan biri, Murat Ülker’in çok sayıda şirketi satması hakkındaydı.

Kimse işini satmak istemez

Ülker şu cevabı verdi:

“Bir şirket almak ve satmak aslında insanın tabiatında yok, içgüdüsel değil. Kimse işini vermek istemez. Bu insanın yapısına ters ancak eğitimle oluyor. Ben özel bir danışman tutarak, 1 sene müddetle her hafta toplantı yaparak, ‘Hangi şirketi satsak kim alır, biz neyi alabiliriz?’ diye çalıştım ve kendimi buna alıştırdım. Bu psikolojik bir bariyer bunu geçmeniz lazım. Aldığınız zamanda uyum ve adaptasyon lazım. Yeni bir şirket alındığı zaman, işçilerle toplanırlardı, beni götürürlerdi diğer ortakla konuşmam için. Şirketi sattığınızda da oradaki insanların güven içinde olması önemli. Bir şirketi satacağım zaman gidip oradaki arkadaşlarımla konuşurum. Ne yapıyorum, niye yapıyorum, planımı, onların geleceklerinin ne olacağını anlatırım ve bunun onlar için daha hayırlı olacağına onları ikna edebiliyorsam o şirketi satarım. Şimdiye kadar 30’dan fazla marka, fabrika, şirket sattım bunların içinde hepsi hayatına devam ediyor, işleri iyi, ‘yumurta aldım sarısı çıkmadı’ diyen de gelmedi.”

Peki şirket satın almak? Bu konuda Murat Ülker, “90’lı yıllarda Sabri Beyle beraber, global olmak için atılımlarımız vardı. O zaman bir büyük şirketi satın almak için İngiltere’ye gitmiştik. Bize satmadılar. Sonraki yıllarda muvaffak olduk” cevabını verdi.

Ülker Grubunun yönetim şeması

Murat Ülker, şirket içinde yetki ve sorumluluk dağıtımıyla ilgili soruya cevap verirken de, “Bütün bu işlerde basitlik şöyle mümkün oluyor; bir yönetici ne yapacak, ne yapmayacak; kime soracak, kime sormayacak veya hangi konularda ne kadar yetkisi var… Bütün bunlara yetki onay çizelgesi yapıyoruz. Bunu herkes biliyor ve bütün yönetim kademelerini ve fonksiyonlarını kapsıyor. Bu durumda kabahat kimin belli oluyor; başarı olunca da paylaşılıyor. Bu çizelge askeri gibi gözüküyor fakat işleri çok kolaylaştıran bir şey” diye konuştu.

Şirket içinde “yetki onay çizelgesi” yaptıklarını bildiren Ülker, ilan edilen bu modelin tüm yönetim kademelerini ve fonksiyonları kapsadığını, bunu da şirkette herkesin bildiğini anlattı. Murat Ülker, şirket içindeki organizasyonları da “kapsamlar” ve “katmanlar” diye ayırdıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu an bir yöneticiye ortalama 4 kişi bağlı, bunu 8’e çıkarmaya çalışıyoruz. Hiyerarşide de 6 ama 4’e düşürmeye çalışıyoruz. Tüm bunlarla herkes ne yapacağını, neden sorumlu olduğunu biliyor. Bana çok seyrek olarak iş arama talebi geliyor, bu işe bakmadığımı söylüyorum, bakan arkadaşıma iletiyorum. Ben iletince şöyle bir torpil imkânım var, bizde en büyük torpil de budur, gönderdiğim kişiyi mülakata alıyorlar ama kararı yine kendileri verirler. Bu şekilde basit, hızlı ve çevik bir şirket olabiliyoruz.”

Çikolatalı gofret yerli ve milli

Çikolatalı gofret sevip sevmediği sorusuna karşılık Ülker, “Öncelikle çikolatalı gofret sevmeyen var mı?” sorusunu salona yöneltince salondan alkış aldı. Bazı ürünlerinin gelişim aşamalarına ve tüketim verilerine ilişkin bilgiler veren Ülker, bazı ürünlerinin iç pazarda, bazılarının ise globalde daha başarılı olduğunu söyledi.

Sözlerine devam eden Ülker, “Çikolatalı gofret öncelikle ‘yerli ve milli’ bir mal. Malın ihracatında çok muvaffak olamıyoruz. Pazarlama kitabında ne yazıyorsa bütün yanlışlar üzerinde var ama iç pazarda çok muvaffak oluyoruz. Günde 2 milyon adet satıyoruz” dedi.

Aile yer sofrası, şirket kurtlar sofrası

Başarının sonraki kuşaklara aktarımı için ifadelerde bulunan Ülker, “İçimizde şöyle bir şey var hani; Bizden marka çıkmaz, bizde çok eski şirketler yoktur diye… Geçen gün gördüm, Amerika’da bir şirket bateri yapıyor. Şirketin adı Zilciyan. Kuruluş yeri Osmanlı diyor, İstanbul ve 400 yıllık şirket. Demek çıkmış ve uzaklara gitmiş. Biz aileyiz hadi bir işimiz olsun diye düşünmemek lazım. Şirket olur da ortakları bir aileden meydana geliyorsa o bir aile şirketi oluyor. Ama şöyle düşünün; ailedeki kan bağı hısımlıkla oluyor, şirketteki ise hissedarlıkla oluyor. Yani şirkette hissedarlık yapabilirsiniz ama sürdürmek için gayret göstermeniz lazım. Ailede miras kaçınılmazdır ama şirkette size devretseler bile ona layık olamazsanız elinizden kaçar gider. Kaybedersiniz. Aile ile alakalı örfen ve dinen birbirine bağlılık vardır, saygı ve sevgi vardır, beraberinde sorumluluk getirir. Şirkette ise kural da koysanız kanun da koysanız kurtlar sofrasıdır; aile yer sofrasıdır. Çocukları serbest bırakmak gerekir. Eğer istiyorlarsa iş hayatının kurallarını koymak lazım” dedi.

Babam doktorluğa teşvik etti ama…

Doktor olma konusunda babasının kendisini cesaretlendirdiğini aktaran Ülker, “Baktım ki doktor olunca para kaybetmiyorsunuz ama çok daha büyük mesuliyet var. Ben ‘para kaybetmeyi tercih ediyorum’ dedim, muhasebeci oldum. Çocukları serbest bırakmalıyız, eğer çalışmak istiyorlarsa da iş hayatının kurallarını koymak lazım. Amcam, babam bize miras bırakmadı. İşin başındayken bize malları devrettiler, ‘Bir bakalım elim ayağım tutarken nasıl yaptığını bir göreyim’ dediler. Hani yapamazsan geri alırım hesabı…” diye konuştu.

Babamın verdiği dersler

Kişisel yaşamına dair açıklamalarda bulunan Ülker, “Hayatta öncelikleri doğru tespit etmek lazım. Başarmak istediğin konuda çok çalışırsan en azından olmadı diye mazeretin olmaz. Biraz meraklı olmak lazım. İşe başladığım zaman kamyon boşaltmak dahil her işi yaptım. Babam ‘Bu işleri yap, gelecekte onlara iş buyuracaksın. Ne hissettiklerini bilmen lazım’ derdi. İşleri nasıl yapılıyor denetlerken geç saatlere kadar çalıştım. Delege ederek devam ettik. Birçok üst kademe yöneticimiz var. İşlerin nasıl yapacağını anlatıyorum. Ama bunun yanında onların bu işi benden iyi yapacaklarına inanıyorum. O zaman birçok Murat Ülker varmış gibi çalışıyoruz. Hedefler belirliyoruz. Satış rakamı, kar rakamı ve nakit para… Bu üçü tutturursa çok güzel. Bütçe ve hedeflerini kendi belirliyor. Diyelim ki hedeflerin üzerine çıkarsa o zaman normal alacağı paranın iki üç mislini alıyor” dedi.

Gençliğe dair değerlendirmesini yapan Ülker, “Günümüz gençliğine bakınca biraz yavaş buluyorum. Biraz daha fazla çıkıntı olmaları lazım. Biraz daha fazla sesleri çıkması lazım. Aykırılık iyidir. Gençlik kıymetli bir hazinedir. Kıymetini bilin, kullanın” dedi.