Enflasyonun yıl sonunda yüzde 65’te kalıp kalmayacağı, gelecek yıl yüzde 33’e inip inmeyeceği gibi son kertede iktisadın teorik tarafına giren tartışmaları bir kenara bırakalım, parayı konuşalım. Orta Vadeli Program (OVP) Türkiye’ye aylardır yolu gözlenen sıcak parayı getirecek mi, getirmeyecek mi? Dün açıklanan OVP’nin bu kadar önemsenmesinin sebebi buydu, öyle değil mi?
Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı üstlenmesinden bu yana “Yeni dönemde hangi ekonomi politikaları izlenecek? Nelere öncelik verilecek?” sorularına verilen yanıt hep “OVP’yi bekleyin” şeklindeydi.
Bu soruyu en çok soran, yeni dönemde Türkiye’de nelerin değişeceğini, nelerin aynı kalacağını anlamaya çalışan yabancı yatırımcılardı. Mehmet Şimşek’in ekonominin dümenine geçmesi dikkatleri Türkiye’ye çekse de beklenen yabancı sermaye, borsaya giren 2 milyar doları saymazsak, henüz gelmedi. Üstelik borsaya para girişi de son haftalarda durdu, para çıkışı başladı. Yabancı yatırımcı, Mehmet Şimşek’in Yeni Şafak’a verdiği röportajda söylediği gibi “Bekle-gör” pozisyonundaydı. Şimşek’in ekonomi programını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neye nereye kadar izin vereceğini görmek istiyorlardı.
Dün açıklanan OVP’nin önemi işte buradan kaynaklanıyordu.
Beklenen OVP dün nihayet açıklandı. En sonda söylenmesi gerekeni bekletmeden söyleyeyim: Yukarıda açıklamaya çalıştığım çerçeve açısından dağ fare doğurdu. Çünkü dün açıklanan OVP’de yabancı yatırımcıyı heyecanlandıracak, Türkiye’yi küresel finansın yeni gözdesi haline getirecek şeyler yoktu.
Neler yoktu?
1. Türkiye ekonomisi yıllardır uygulanan hatalı politikalar nedeniyle bir enkaza dönmüş durumda. Böyle bir ekonominin gerektirdiği olağanüstü önlemler, 2001 krizi sonrasında Kemal Derviş’in uygulamaya koyduğu “Güçlü Ekonomiye Geçiş” programının ciddiyeti yoktu.
2. Yapısal reformların adı var ama kendisi yine yoktu. Birkaç tane bile olsa dikkat çekici, olumlu hava estirecek yapısal reform vaadinin olması gerekirdi. Bir tane bile olmaması gerçekten ilginç.
3. Mali kural benzeri bütün dikkatleri Türkiye’ye çevirecek, OVP’nin ikna ediciliğini artıracak güçlü bir taahhüt yoktu.
4. Merkez Bankası, TÜİK gibi kilit kurumların etkinliğini ve en önemlisi bağımsızlığını sağlayacak düzenlemeler yoktu.
5. Kamudaki verimsiz büyük projelerle ilgili bir düzenleme yoktu. Devletin kemer sıkmaya niyeti yok.
6. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın temmuz ayındaki enflasyon raporu sunumunda hazırlandığını söylediği TL’nin cazibesini artırıcı yeni enstrümanlar yoktu.
7. Sermaye piyasalarına dair yeni düzenlemeler yoktu.
Dün açıklanan OVP’yi bundan önceki OVP’lerden ayıracak, Türkiye’yi yeniden küresel ekonomisinin gözdesi haline getirecek, yabancı yatırımcılardaki bekle-gör halini, sinizmi kıracak olan bunlardı. Bunlar olmadığı için Türkiye’de yaratılmaya çalışılan heyecana, ilk kez bir orta vadeli programı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasına, bilmem kaç tane televizyonun aynı anda canlı yayınına, sosyal medyada yapılan uzun yorumlara rağmen yabancı yatırımcıların OVP’yi satın almayacağını düşünüyorum.
Ekonomi yönetimi bunu bilmiyor muydu? Bir zamanlar uluslararası yatırım kuruluşu Merrill Lynch’te yöneticilik yapmış olan Mehmet Şimşek’in hepimizden iyi bildiğine şüphe yok. Öyleyse OVP’ye neden beklenen “çilekleri” koyamadı?
Büyük olasılıkla Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan onay alınamadı. Yukarıda saymaya çalıştıklarımın yokluğunda “gerçekçi hedefler”le idare çalışılmaya çalışıldı. Nitekim dün OVP’yle ilgili en çok konuşulan iki konu, yıl sonu enflasyon tahmininin Merkez Bankası’nın daha önce açıkladığı yüzde 58’in de üzerine, yüzde 65’e çıkarılması ve dolardaki yükselişin süreceği öngörüsüydü.
Bu, ilk bakışta ekonomi yönetiminin gerçekçi, ciddi bir plan hazırladığı izlenimini veriyordu ama 2023’ü yüzde 65’te kapatıp muhtemelen biraz daha yükselecek enflasyonun 2024 yılı sonunda nasıl 33’e ineceğine dair bir açıklama da yoktu. Yani yapılan tahminlerin gerçekçiliği de tartışmaya açık.
Yine de fakat herhalde Mehmet Şimşek yatırımcılara “Gerçekçi bir OVP yaptık” mesajı vererek Türkiye’nin gerçekten rasyonel zemine döndüğüne dünyayı ikna etmeye çalışacak.
Korkarım yetmeyecek.