Merkez Bankası’nın Perşembe yapacağı toplantıda politika faizini yüzde 8.5’de sabit tutması bekleniyor. Buna karşılık dün kamu bankalarının mevduat faizi oranlarını yüzde 44’e kadar yükselttiklerini gördük.
Geçen hafta perşembe günü piyasalarda yaşanan travmanın yeni haftada henüz atlatılamadığını görüyoruz. Bankacıların oluşan ortamı şaşkınlıkla izlediklerine şahit oluyoruz. Büyük ticari bankalar, bu kaosa neden olan unsurlardan en önemlisini Merkez Bankası’nın kredi kartından avans çekilmesine getirdiği menkul kıymet blokesi olarak görüyorlar. Uygulamadaki bankacılar genel müdürlüklerinden haftanın ilk günü gelecek talimatları beklemeye başladılar ama bu bloke şartı iptal edilmesine rağmen piyasaların normale dönmediğini gördük. Bazı bankaların düşük limitlerle kredi kartından avans çekilmesine izin verdiği, bazı bankaların ise yeni bir düzenlemeye henüz gitmeyip, avans ödemelerine henüz başlamadıklarını öğrendik.
Bankacılar piyasalardaki kargaşanın sürdüğünü söylüyor, bunun en önemli göstergelerinden biri olarak, kamu bankalarının mevduata Pazartesi itibariyle yüzde 44 faiz vermesini örnek gösteriyorlar. Küçük özel bankaların da TL mevduata yüzde 39-40 faiz verdiklerini kaydeden bankacılar, büyük özel bankaların 34-35 sevisinde faiz uyguladıklarını söylediler. Bu oranların hepsi, son 20 yılın en yüksek oranları.
Politika faizinin bu hafta Para Politikası Kurulu Toplantısı’nda yüzde 8.5’de sabit tutulmasını bekleyen bankacılar, politika faizinin hiçbir anlamının kalmadığını ama buna bağlı olarak kredi faiz oranlarının belirlendiğini hatırlattılar. Hem böyle bir ortamın tümüyle zarar yazmak anlamına geldiğini, hem de Merkez Bankası’nın yeni şartları nedeniyle son günlerde kredi vermeyi tümüyle durdurduklarını kaydettiler. Bankacılar, Merkez Bankası’nın talimatlarının piyasada işlem yapılmasını her geçen gün iyice sınırladığını belirterek, “Bunun sonu nereye varacak bilmiyoruz” diyorlar.
Bankaların TL ve dövizde müşterilerin taleplerine yanıt veremez noktaya geldiğini kaydeden bankacılar, efektif açısından da büyük sıkıntılar olduğunu belirttiler. Küçük özel bankaların efektif açısından sıkıntıyı girdiklerini, bu nedenle efektif döviz işlemlerini büyük özel bankalara aktardıklarını belirten bir bankacı, “Ancak artık büyük özel bankalar da dün, kendi pozisyonlarını düşündükleri için, küçük özel bankaların efektif işlemlerini yapmayacaklarını bildirdiler” diye konuştu.
Mevduat faizi daha da artacak
Mevduat faiz oranlarının bu kadar yükselmesinin nedenlerini sorduğumuzda bankacılar, hem nakit çekim talebinin büyümesi, hem de Merkez Bankası’nın 26 Mayıs’ta banka bazında rakamı belli olacak, “Bankaların yüzde 5’lik TL mevduat artırma şartı”nı gösteriyorlar. Bu hafta içerisinde TL’ye dönüşüm şartını yerine getirmek için TL mevduat faizlerinin iyice artırıldığını kaydeden bankacılar, bu hafta sonuna doğru mevduat faizlerinin daha da artmasını bekliyorlar. Yüzde 5 şartının yanı sıra döviz ve TL’de nakit çekim talebinin sürdüğünü, bankaların Merkez Bankası şartları nedeniyle mevduat faizlerini belki de yüzde 50’ye kadar artırmak zorunda kalacaklarını kaydettiler.
Merkez Bankası’nın döviz satışlarını kısıtlaması nedeniyle döviz alış satış kurları arasındaki farkın iyice büyüdüğünü kaydeden bankacılar, insanların ihtiyaç duydukları dövizi, hesaplarında olmasına rağmen çekemediklerini, “spekülasyon yapacaklar ile gerçek ihtiyaç sahipleri arasında ayrımın da kalmadığını” söylediler. Bankacılar, müşterilerine hizmet veremez hale gelmelerinden yakınıyorlar. Gerek dövizde gerekse kredilerde işlemlerin durduğunu, bu nedenle gerçek ihtiyaç sahiplerinin de çok zor duruma düştüklerini söylüyorlar. Bunun ekonomiye büyük faturalar çıkarmasını da kaçınılmaz görüyorlar.
Bu arada geçtiğimiz hafta Tahtakalede çok yükselen kur fiyatları nedeniyle, yurtdışına yoğun biçimde TL havalesi yapmak zorunda kaldıklarını söylediler. Müşterilerin yurtdışına TL gönderip orada dövize çevirmek daha az maliyetli olduğu için bu yolu tercih ettiklerini, ancak Merkez Bankası’nın sözlü talimatla yurtdışına TL havalelerini de geçen hafta sonunda durdurduğunu öğrendik.
Sonuç olarak; bankacılık sisteminin asli işlevini yerine getiremez noktaya geldiği günlerden geçiyoruz. Seçim olmasına rağmen bu kadar kısıtlama uygulanmasına şaşıran bankacılar, seçim sonrasında kısıtların hangi boyutlara varacağını düşünmekten korktuklarını söylüyorlar.
İşte bu nedenle iş alemi temsilcilerinin, “Bankada dövizimiz var TL’miz var ama bunu bile alamıyoruz. İşimizi yapmamız için ihtiyacımız var. Bu ortamda iş yapmamız mümkün değil” mealindeki şikayetlerini yüksek sesle dile getirdiklerine şahit oluyoruz.