Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Batman’da organize sanayi bölgesindeki firmaya ait Ar-Ge merkezinin açılışında ekonomiye ilişkin mesajlar verdi. Enflasyonu tekrar tek hanelere düşürmek için bütün politika araçlarını kullanacaklarını söyleyen Şimşek, ihracatçıların finansmana erişim sorunuyla ilgili de Körfez ülkelerine işaret etti, oradan gelecek kaynağın önemli olacağını söyledi..
Şimşek, “Körfez’e yaptığımız ziyaretlerde biz özellikle ihracatın finansmanını ön planda tuttuk. Ve inanıyorum ki, körfez merkezli finans kuruluşlarından da ihracatın finansmanına yönelik çok önemli imkanlar Türkiye’ye tahsis edilecek. Dolayısıyla ihracatçımızın finansmana erişim sorununu büyük ölçüde çözmüş olacağız” dedi.
İlk etapta 11.5 milyar dolar gelecek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın temmuz ayında yaptığı Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri turunda aralarında Türkiye’nin tek kalemde en büyük savunma sanayi ihracatının da bulunduğu 50,7 milyar dolar tutarında 26 anlaşma imzalanmıştı.
Körfez turu sonrası BAE’yi oluşturan emirlikler içinde en büyüğü olan Abu Dabi’nin ulusal varlık fonu ADQ tarafından yapılan açıklamada, anlaşmalar kapsamında Türkiye’nin deprem sonrası yeniden inşa faaliyetleri için ihraç edeceği 8,5 milyar dolar büyüklükte sukuk (şeriata uygun tahvil) satın alınması ve Türk Eximbank’a ihracatçıya kullandırılmak üzere 3 milyar dolar büyüklükte finansman sağlanması için iki ayrı mutabakat zaptı imzalandığı ifade edildi. Şimşek’in Batman’daki konuşmasında ihracatçıya kullandırılacak olan 3 milyar dolarlık finansmana atıfta bulunduğu tahmin ediliyor.
Üretime teşvik vereceğiz
“Tabii ihracat yapmak için üretim yapmak lazım. Üretim için de yatırım lazım” diyen Şimşek, “Bizim esas önceliğimiz yatırım. Teşviki oraya vereceğiz, kredi imkanlarını, sınırlı imkanları biz yatırımlara yönlendireceğiz. İstihdam ve ihracat için üretim lazım” diye konuştu.
“Bu döngü, Türkiye’yi müreffeh yapacaktır. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde iç talebi yeniden dengelememiz gerekiyor” diyen Şimşek, “Sadece krediyle, sadece iç taleple büyüyen bir ekonomi, sürdürülebilir yüksek büyümeyi yakalayamaz. Sürdürülebilir yüksek büyümeyi yakalamak için, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat döngüsünün önceliklendirilmesi lazım” ifadelerine yer verdi.
‘Para politikasında rasyonelleşmeye gidiyoruz’
Yeni dönemde en büyük önceliklerinin makro finansal istikrarın pekiştirilmesi olduğunu kaydeden Şimşek, “Bunun için, bildiğiniz gibi para politikasında rasyonelleşmeye gidiyoruz” dedi.
“Maliye politikasında deprem etkisi ki bir kerelik etkidir, onun dışında kalan alanda yine Türkiye’nin bütçeden gelirini Maastricht kriterleri ölçüsünde şekillendiriyoruz” diyen Şimşek, “Dolayısıyla bir yandan mali disiplini tesis ediyoruz, bir taraftan para politikasında enflasyonu tek haneye düşürecek bir çaba içerisine girmiş bulunmaktayız” diye konuştu.
Tüm bunları desteklemek için yapısal reform gündemlerinin olduğuna dikkat çeken Şimşek, “Eylülün başında orta vadeli programı açıklayacağız” dedi.
Yapısal reform yol haritası
“Orta vadeli programda biz yapısal reformlar noktasında da yol haritamızı paylaşacağız” diyen Şimşek, şöyle devam etti:
“Dolayısıyla orta vadeli program hem özel sektör için, hem kamu için önemli bir rehber, yol haritası fonksiyonunu ifa edecek. Enflasyon patikasını Merkez Bankası paylaştı. 2024 ve sonrasında gerek para politikasını, gerek maliye politikasını, gerekse gelirler politikasını biz bu çerçevede şekillendireceğiz.”
‘Enflasyon düşünce Türkiye hızla büyüyecek’
Şimşek ayrıca, enflasyonu tekrar tek hanelere düşürmek için bütün politika araçlarını kullanacaklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Fiyat istikrarı sağlandığında, ülkemizin çok daha hızlı büyüyeceğini geçmişte gösterdik.
2022’ye kadar, yani 1923 ve 2002 arası ortalama büyümeye oranla son 20 yıldaki ortalama büyüme oranını karşılaştırdığınız zaman, 1 puan daha yukarıdayız. Çünkü uzun bir süre enflasyonu tek hanede tutabildik. O, büyüme performansımızı arttırdı. 1 puan diye geçiştirip durmayın, 100 yıllık bir perspektifle baktığınız zaman, Türkiye ekonomisi ölçeğinde 1 puan, 1 trilyon dolara denk geliyor.
Dolayısıyla ekonomimizi eğer biz fiyat istikrarını sağlayabilirsek ki bu konuda kararlıyız ve büyümemizi yukarıya çekebiliriz. Bu Türkiye’nin gelişmiş ülkelerle arayı daha hızlı kapatmasını sağlayacak.”