Singapur'da inşa edilen The Reserve adlı yeni depolama tesisi, zengin yatırımcıların artan güvenli depolama taleplerini karşılamak üzere 10.000 ton gümüş ve 500 ton altın kapasitesiyle hizmete girdi.

Dünyanın en zenginlerinin  yüksek güvenlikli depolama alanlarına talebinin artması nedeniyle, Singapur’da  dev bir depolama tesisi inşa edilip hizmeti girdi. The Reserve adı verilen bu yeni tesis, bugünkü fiyatlarla 9,5 milyar dolar değerinde 10.000 ton gümüş ve 44,1 milyar dolar değerinde 500 ton altın saklama kapasitesiyle dikkat çekiyor. Bu miktar, dünya genelindeki yıllık gümüş arzının üçte birinden fazlasını ve merkez bankalarının 2023’te satın aldığı altının yaklaşık yarısını oluşturuyor. Altının ons fiyatı geçtiğimiz hafta 2.500 doları aşarak rekor seviyelere ulaşırken, gümüşte de yüzde 20’den fazla bir artış gözlemlendi. Özellikle Asya’daki aile ofislerinden altın para ve külçe talebi patlama yaşarken, tezgah üstü piyasada alımlar son 25 yılın en iyi ikinci çeyreği oldu. Depolama tesisinde lüks tüketim ürünleri, kıymetli sanat ürünleri de bulunuyor.

The Reserve adlı depolama tesisi yaklaşık 41,1 milyar dolar altına ev sahipliği yapıyor.

Silver Bullion Pte. Ltd. tarafından inşa edilen ve 180 bin metrekare kapalı alana sahip tesis, şirketin önceki depolama alanlarının dolması nedeniyle inşa edildi. Şirket, yeni tesisin müşterilerden yoğun ilgi gördüğünü ve daha fazla tesise ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Şirketin  kurucusu Gregor Gregersen, “Aldığımız geri bildirimler, daha fazla depolama alanına ihtiyaç olduğunu gösteriyor” dedi.

Küresel riskler altın talebini artırdı

Tezgah üstü piyasada yapılan alımlar, 2023 yılında 450 tona ulaştı ve 2024’te daha da genişlemesi bekleniyor. Altına olan bu yoğun talep, artan jeopolitik riskler, merkez bankalarının alımları ve Çinli tüketicilerin ilgisi gibi faktörlerle desteklendi. Hong Kong merkezli Precious Metals Insights Ltd. şirketinin genel müdürü Philip Klapwijk, “İnsanlar, ekonomik ve politik açıdan dünyanın gidişatından memnun değiller. Bu nedenle, altın taleplerini artırıyorlar” dedi.

Altının fiziki olarak elde tutulmasının bazı dezavantajları olsa da, karşı taraf riski taşımaması, yani başka bir tarafın taahhüdünü yerine getirememe riskinden arınmış olması gibi avantajları bulunuyor. JPMorgan analistleri, pandemi sonrası dönemde mahremiyet ve elle tutulabilirlik gibi faktörlerin süper zengin yatırımcılar için daha önemli hale geldiğini belirtti. Yatırımcılar, kimliklerinin belli olduğu ETF’lerden kaçınırken, fiziki altın, kağıt sertifikalara göre daha güvenli ve çekici bulunuyor.

En zengin yüzde bir hem daha az vergi ödedi hem de 10 yılda servetini 41 trilyon dolar artırdı

Temu çılgınlığı 44 yaşındaki Huang’ı ‘Çin’in en zengin insanı’ yaptı