Yerli ve yabancı yatırımcılar, “seçimlerde iktidarın değişeceğini” güçlü biçimde satın almaya başladılar. Daha önce yapılan tahminlerde, bu beklentinin daha önce satın alınmaya başlaması bekleniyordu ama anketlerdeki süren başa baş durum bu değişimi geciktirdi.
Son günlerde ise Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turda biteceğine ilişkin tahminler ağırlık kazanmaya başladı. İlk turda muhalefetin adaylarından Kemal Kılıçdaroğlu’nun şansının çok arttığı gözleniyor. Anketlerde 1. turda olmasa bile Kılıçdaroğlu’nun 2. turda mutlaka kazanacağı beklentisi ağırlık kazandı. Bu beklentiler nedeniyle dün sabah saatlerinde Türkiye’nin uluslararası risk primi CDS’lerin uzun bir aradan sonra 500 baz puanın altına indiği görüldü. Bununla birlikte yabancı yatırım kuruluşlarından gelen, Millet İttifakı’nın kazanması halinde uygulanacak ekonomik senaryoları baz alan senaryoların yeniden öne çıktığını görmeye başladık.
Perşembe günü öğleden sonra adaylardan Muharrem İnce’nin çekildiğini açıklamasının ardından ise özellikle hisse senedi piyasalarında büyük bir artış yaşandı. Bir önceki gün benzer söylenti çıktığında da Borsa değer kazanmıştı. Banka hisselerinin başını çektiği Perşembe günkü yukarı harekette endeksteki artış oranı yüzde 8’leri aştı.
Seçimlerde iktidar değişimi yaşanacağı beklentisini, uluslararası rating kuruluşlarından Fitch’in seçimden önce değerlendirmeye alıp not yayımlaması da dikkat çekti. İnce’nin istifasından önce yayımlanan Fitch Ratings notunda “Türkiye notuna yönelik aşağı yönlü baskının yumuşamasında seçim sonrası güveni istikrara kavuşturacak, makroekonomik ve finansal istikrar riskleri azaltacak ve dış finansmana erişimi iyileştirecek politika değişimlerine odaklanacağız” denildi.
Fitch, son olarak Türkiye’nin kredi notunu “B”, görünümünü ise “negatif” olarak değerlendirmişti. Hem CDS’lerdeki düşüş, hem ratinglerin yeniden değerlendirileceği açıklaması, seçimlerden sonra atılacak adımlara bakılarak olumlu not değerlendirmelerinin gündeme geleceğini gösteriyor. Bu da son 2-3 yıldır yatırım yapılabilir ülke notunun çok altına düşmüş bulunan Türkiye’nin notunun yeniden iyileştirilmesi ihtimalinin arttığını gösteriyor. Fitch’in olumlu görünüm halinde, bu yıldan başlayarak önce beklentiyi negatiften durağan ya da pozitife çevirip, sonra not puanı iyileştirmesine başlayacağını söyleyebiliriz.
Sürpriz sonuç korkutuyor
Dün yaşanan bir gelişme de Merkez Bankası’ndan telefon açılarak bankaların şirketlere döviz satmalarının engellenmesi idi. Bu nedenle Tahtakale ile banka satış kurları arasındaki kur makasının yüzde 7’lere kadar çıktığı gözlenirken, özellikle ithalat taahhüdü bulunan şirketlerin zor durumda kaldığı görüldü.
Dün aynı saatlerde, swap hariç kamu dahil, net döviz rezervlerinin geçtiğimiz hafta sonu itibariyle eksi 73 milyar dolara kadar gerilediği açıklandı. Seçimden önceki son iş günü olan Cuma günü de dövizdeki sıkıntının sürmesi beklenirken, asıl olarak seçimler sonrasında olacaklar merak ediliyor. Eğer seçimlerin ardından tartışmalı ve yoğun itirazlar yaşanacak bir süreç çıkarsa ya da seçimin ikinci tura kaldığı görülürse, özellikle döviz piyasasında önemli dalgalanmalar yaşanması kaçınılmaz görülüyor.
Muhalefetin yoğunlaşan beklentiler doğrultusunda seçimi kazanması halinde ise önce olumlu bir havanın oluşmasına kesin gözüyle bakılıyor. Bu doğrultuda seçim sonuçları erkenden tescil edilip, yeni ekonomi yönetimi açıklandığı takdirde, birkaç günlük küçük dalgalanmalar dışında, önemli bir hareketin yaşanmayacağı beklentisi bulunuyor.
Seçimi muhalefetin kazanmasına rağmen kesinleşmesinin gecikmesi halinde ise Ankara’daki beklenti; geçecek süre içinde liderlerin ve ekonomi yönetiminde yer alacağı belli olan bazı isimlerin piyasaları sakinleştirecek açıklamalar yapmaları yönünde. Sürecin uzayacağı belli olursa, Merkez Bankası, SPK ve BDDK gibi bağımsız kurumların başkanlıklarına getirilecek isimlerin önceden açıklanıp, bu kişilerin piyasalara mesaj vererek sakinleştirmeye çalışması da üzerinde tartışılan konular arasında.
Seçimleri sürpriz biçimde Tayyip Erdoğan’ın kazanması halinde ise piyasalarda önemli dalgalanmalar yaşanması kaçınılmaz görülüyor. Bu takdirde, sermaye hareketlerinin kısıtlanması başta olmak üzere, yaşanması muhtemel senaryoların, şimdiden yatırımcıları çok korkuttuğunu söylemek gerekiyor.