OECD bünyesindeki 36 ülkeden 12'si 2022'de yeşil bütçe uygulamış. Ancak OVP’de kamu harcamalarının belirlenmesinde ve bütçe çerçevesinin oluşturulmasında OECD üyesi Türkiye'de yeşil bütçelemenin uygulandığına dair herhangi bir bilgi yer almıyor.

Küresel iklim değişikliği tüm dünyayı etkiliyor. Sıcaklıklar her yıl rekor kırıyor, kimi ülkelerde tek damla yağmur yağmazken kimilerinde ise yağmurun fırtınanın arkası kesilmiyor. Araştırmalara göre küresel iklim değişikliğini en önemli nedenlerinden biri de sera gazı. Tüm dünya sera gazı emisyonunu kontrol altına almak için çalışıyor. Yaşam tarzını buna göre değiştirmek için önlemler alıyor, devletler bütçelerinde net sıfır emisyon hedeflerine göre düzenlemeler yapıyor. Yani yeşil bütçeler hazırlıyorlar. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Maliye ve Para Politikası Araştırmaları Merkezi Direktörü Dr. M. Coşkun Cangöz Türkiye’nin bütçe meselesinde bu işin neresinde olduğunu M Medium adlı açık sosyal yayıncılık platformundaki “Yeşil bütçeyi ne zaman konuşacağız?” başlıklı yazısında anlattı:

Orta Vadeli Programda (OVP) yer alan öncelikli reform alanlarına yönelik düzenlemelerden biri de “yeşil dönüşümün hızlandırılması” başlığını taşıyor. Bu kapsamda 2025 yılında aşağıdaki düzenlemelerin yapılması öngörülüyor:

  • Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizmasının (SKDM) sektörlere etkilerinin değerlendirilmesi ve AB düzenlemelerinden etkilenecek sektörler için düşük karbonlu sektörel yol haritalarının tamamlanması,
  • Ulaşımda Net Sıfır Emisyon Stratejisi ve Eylem Planının hazırlanarak uygulamaya konulması,
  • Yeşil dönüşüm sürecinde rekabet gücünü korunması, SKDM etkilerini en aza indirmek ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi desteklemek amacıyla sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik karbon fiyatlandırma mekanizması tesis edilmesi,
  • Karbon vergisi niteliği taşıyan vergilerin gözden geçirilmesi ve tamamlayıcı karbon vergisi dâhil karbon fiyatlandırma araçlarının kalkınma ve yatırım ortamı üzerinde yol açacağı ekonomik ve sosyal etkilerin analiz edilmesi,
  • Lojistik sektöründe yüksek kapasiteli şarj istasyonları ulusal planı hazırlanması,
  • Uluslararası sınıflama sistemi ile uyumlu ve Türkiye’nin özgün ihtiyaçlarını gözeten Ulusal Yeşil Taksonomi oluşturulması,
  • Döngüsel ekonomi yaklaşımıyla uyumlu, kaynak verimli ve düşük karbonlu üretimi amaçlayan yatırımların Yeşil Dönüşüm Destek Programı kapsamında desteklenmesi,
  • İşletmeler tarafından kurumsal sürdürülebilirlik raporları hazırlanabilmesine yönelik standartlar ve uzman havuzu oluşturulması,
  • Yeşil Finans Stratejisi ve Eylem Planının uygulamaya konması,
  • Türkiye’nin ısı potansiyelinin değerlendirilmesi ve atık ısının kullanılabilmesi için ısı arzına yönelik mevzuat düzenlemesi yapılması,
  • 5G yol haritası belirlenmesi ve uygulama planı hazırlanması.

Görüldüğü gibi OVP’de yer alan bu liste esas olarak sektörel düzenlemeleri içeriyor. Bunların arasında sadece karbon vergisi niteliğindeki vergilerin gözden geçirilmesi kamu maliyesi ile ilgili olsa da aslında yine sektörel bir çerçevede ekonomik ve sosyal etki analizi yapılacağına işaret ediyor.

Yani OVP yeşil dönüşüm için kamu maliyesi alanında ne yapılacağını söylemiyor.

Oysa ki Birleşmiş Milletlerin (UNEP Emissions Gap Report) verilerine göre Çin, ABD, Hindistan, AB ve Rusya dünyadaki sera gazı emisyonunun yaklaşık 60’ını, Türkiye’nin de aralarında olduğu G20 ülkeleri ise yüzde 76’sını üretiyor.

Türkiye üç yıl kadar önce, 11 Kasım 2021 tarihinde Paris İklim Anlaşmasına taraf olarak 2053 yılı net sıfır hedefini açıklamıştı. Benzer şekilde bu anlaşmaya dahil olan 140’tan fazla ülke de kendi hedeflerini belirlemiş durumda. Örneğin AB 2030 yılına kadar net sera gazı emisyonlarını 1990 seviyelerine kıyasla en az %55 oranında azaltmayı ve 2050 yılına kadar da iklim nötr kıta olmayı hedefliyor.

Net sıfır karbon emisyonlarını doğa ve diğer karbondioksit giderme önlemleriyle emilebilecek ve kalıcı olarak depolanabilecek küçük bir artık emisyon miktarına düşürmek ve atmosfere sıfır karbon emisyonu bırakmak anlamına geliyor. Yani atmosfere net olarak yeni emisyonun eklenmediği bir durumu ifade ediyor.

Net sıfıra kamu maliyesi katkısı: Yeşil bütçe

Net sıfır taahhütleri kapsamında sera gazı salınımının yüksek olduğu sektörler başta olmak üzere bir takım tedbirleri hayata geçiren ülkelerden bir kısmı kamu bütçesini de çevresel faktörleri dikkate alarak hazırlıyor. Yeşil bütçeleme olarak adlandırılan bu süreç genel olarak iklim ve diğer çevresel hedeflere ulaşmaya yardımcı olmak için bütçe araçlarının kullanılmasını ifade ediyor.

OECD Yeşil Bütçeleme Anketi’ne göre OECD bünyesindeki 36 ülkeden 12’si 2022 yılında yeşil bütçe uygulamış. Bu ülkelerin 11’inde (Avusturya, Fransa, Hollanda, İtalya, İspanya, İsveç, Kore, Lüksemburg, Meksika, Slovak Cumhuriyeti ve Şili) yeşil bütçeleme yasa ile mali çerçevenin bir parçası haline getirilmiş. Öte yandan 24 OECD üyesi ülke farklı seviyelerde de olsa yeşil bütçelemeye ilişkin unsurlara bütçe, stratejik ve mali çerçeve ya da kamu maliyesine ilişkin kurumsal düzenlemelerde yer vermiş. Yeşil bütçeleme konusunda öncü ülkelerden olan İtalya 2009 yılında bütçe harcamalarının belirlenmesinde belirli çevresel raporların aranmasını zorunlu hale getirmiş.

2022 OECD Yeşil Bütçeleme Endeksi OECD ülkelerinin yeşil bütçelemeyi ne ölçüde benimsediğini gösteriyor. Renkler koyu maviden açık maviye doğru sırasıyla kurumsal düzenlemeleri, yöntem ve araçları, hesap verilebilirlik ve şeffaflığı, ortamın elverişliliğini temsil ediyor. Buna göre Türkiye’de yeşil bütçeleme OECD ortalamasının oldukça gerisinde görünüyor.

Ulusal karbonsuzlaştırma stratejilerinin önemli bir bileşenini oluşturan yeşil bütçeleme kapsamında OECD ülkeleri tarafından başvurulan yöntemler OECD Yeşil Bütçeleme Anketinde aşağıdaki şekilde sıralanmış:

  • Harcamalara ilişkin çevresel maliyet-fayda analizleri
  • Harcama öncesinde ve sonrasında yapılan çevresel değerlendirmeler
  • Karbon emisyon tavanlarının belirlendiği karbon bütçeleri
  • Bütçe önlemleriyle ilişkili sera gazı emisyonlarının tahminlerine ilişkin karbon değerlendirmeleri
  • Bütçe harcamalarının yeşil hedeflere ulaşma konusunda katkısını belirleyecek şekilde yeşil bütçe etiketlemesi
  • Harcamalardan kaynaklanan sera gazı emisyonlarının etkisini değerlendirmek üzere dahili karbon fiyatı hesaplaması

OECD tarafından yapılan ankette Türkiye’de yeşil bütçeleme kapsamında yaygın olarak kullanılan yöntemlerden çevresel fayda-maliyet analizi ve yeşil çok yıllı bütçelemenin kullanıldığı bilgisine yer verilmiş.

Öte yandan geçenlerde yayınlanan OVP’de kamu harcamalarının belirlenmesinde ve bütçe çerçevesinin oluşturulmasında yeşil bütçelemenin uygulandığına dair her hangi bir bilgi yer almıyor.

Her ne kadar Türkiye’nin net sıfır hedefi 2053 yılına işaret ediyor olsa da en büyük ekonomik ve ticari ortağımız olan AB’nin Yeşil Mutabakatı bu konuda biraz daha öngörülü ve kıvrak bir şekilde politika geliştirmeyi ve gereken adımları atmayı zorunlu kılıyor. Bu kapsamda sadece özel sektöre yönelik düzenlemelerle değil yeşil bütçeleme de dahil olmak üzere kamunun da karbonsuzlaşma hedeflerine ulaşılması konusunda çaba göstermesi gerekiyor.

THY’yi filosunu yeşil krediyle büyütüyor

Yeşil politika diye nükleer santral kapatan Almanya’da son durum: Musk fabrika için 500 bin ağaç kesmiş