Fiyordlarıyla Norveç, yaban hayatıyla Afrika ya da güzeller güzeli İtalya… Herkesin​​ ‘hayatta bir kez mutlaka yapılacaklar listesi’ değişik olabilir ama bazı rotalar var ki diğerlerinden bir adım öne çıkmayı başarıyor.

Bir sonraki seyahatinizde dünyanın en güzel yerlerinden birinde olmanın hayalini mi kuruyorsunuz? Norveç’ten Afrika’ya dünyanın en güzel tatil rotaları mutlaka yapılacaklar listenizin yıldızları olmak için sizi bekliyor.

Cinque Terre (İtalya)

Fransa sınırından başlayıp Toskana’ya kadar uzanan ve muhteşem kıyı şeridinden dolayı İtalyan Rivierası olarak da anılan Ligurya bölgesindeki Cinque Terre, ‘beş toprak’ anlamına geliyor, zaten Monterosso al Mare, Vernazza, Corniglia, Manarola ve Riomaggiore adlı beş köyü sayesinde tek kelimeyle muhteşem. Yüzyıllar boyunca burada yaşayan halk denize bakan sert yamaçlarda teraslama yaparak tarım yapmış. Çekiciliğinin bir kısmı da bu bölgede gelişimin sınırlı olmasından kaynaklanıyor. Bölgenin büyük kısmına patikalar, tren ve botlarla erişiliyor.

Amalfi Sahili (İtalya)

Güzel ve romantik Amalfi sahili kesinlikle nefes kesici. Okyanus ve Sorrento Yarımadası’nın kayalıkları dahil olmak yaklaşık 80 km uzunluğunda olan ve Amalfi Drive olarak da bilinen strada statale 163 Amalfitana, Amalfi Sahili boyunca Sorrento’dan Positano’ya ve Amalfi kasabasına kadar uzanan ana yol. Duraklama ve trafik olmadan yolun tamamı yaklaşık 2 saat sürüyor. Salerno ile Positano arasındaki yol güzergahının büyük bir kısmı kıyıdaki kayalıkların kenarından oyularak Tiren Denizi’nin ve diğer tarafta yukarıdaki kayalıkların manzarasını sunuyor ve tepenin yamacına kurulan Positano köyünün içinden geçiyor.

Masai Mara (Kenya)

Dünyanın en ünlü yaban hayatı koruma alanlarından biri olan Masai Mara, Serengeti Ulusal Parkı’nın içinde yer alıyor ve özellikle vahşi kedicikleriyle ünlü. Masai Mara Ulusal Koruma Alanı’nı ziyaret edecek en iyi zaman haziran ayından ekim ayına kadar olan kurak mevsim. Bu dönemde hayvanlar nehirlere ve su birikintilerine yaklaşıyor ve bitki örtüsü daha ince olduğundan yaban hayatının bulunması ve görülmesi daha kolay hale geliyor. Büyük göçün gösterisine tanık olmak için en iyi zaman ise ağustos ve ekim.

Geirangerfjord ve Naeroyfjord (Norveç)

Zümrüt yeşili ormanlar, buzul gölleri ve şelalelerle dolu bu doğa harikalarının sizi büyüleyeceğine şüpheniz olmasın. Batı Norveç fiyort manzarasının bir bölümünü oluşturan Geirangerfjord ve Naeroyfjord, dünyanın en derin ve en uzun fiyortları arasında sayılıyor. İki fiyort da deniz seviyesinin 500 metre altından Norveç Denizi’nin 1400 metre yukarısına kadar uzanıyor. Fiyortlarda bir tekne turu ise hayatınızın en güzel anılarından biri olabilir rahatlıkla.

Venedik Simplon-Orient-Express

Romanya vadileri ve nefis Budapeşte manzaraları eşliğinde, parıldayan mavi ve altın rengi vagonlarda geçmişin lüksünü yeniden yaşatacak 5 gecelik bir yolculuk. İstanbul, Bükreş, Sinaia, Budapeşte ve Paris güzergahında kesinlikle nefes kesici bir yolculukla karşı karşıyayız. İkonik tren Venedik Simplon-Orient-Express ile İstanbul’dan Paris’e uzanacak bir yolculuğa ‘hayır’ diyecek çok az kişi vardır herhalde. İlk olarak 20’li ve 30’lu yıllarda yapılan vagonların her biri mümkün olduğu kadar orijinal demirbaşları korunarak restore edilmiş. Antika armatürler, cilalı ahşaplar, görkemli döşemelerle tamamlanmış art deco kompartmanlar sizi bekliyor.

Romantik Yol (Almanya)

Alp dağlarının görkemli eteklerinde, kuzeydeki Würzburg ile güneydeki Füssen şehirlerini yani Almanya’nın orta kısmıyla güney kısmını birbirine bağlayan Romantik Yol, 28 kasabadan oluşuyor. Rota, tepeler ve pitoresk göllerle dolu doğal güzelliklerinin dışında muhteşem Orta Çağ şatolarına, kalelerine ve köprülerine ev sahipliği yapıyor. Kaplıca ve SPA merkezlerinin de yer aldığı, yeşilin her tonunu cömertçe sunan Romantik Yol, Almanya’nın en güzel bölgesi Bavyera’ya kadar Kara Orman boyunca uzanıyor. Avrupa’nın en güzel köylerinden bazıları da bu rotanın içinde. Romantik Yol Würzburg’dan başlıyor. Tauber Vadisi, Rothenburg ob der Tauber, Nürnberg, Ausburg ile Neuschwanstein Şatosu’nun da bulunduğu Schwangau rotanın gözde durakları arasında.

Garda Gölü (İtalya)

Bolca yeşillik, sessizlik, huzur ve mutluluk… İtalya’nın en büyük gölü ve Como Gölü’nün kız kardeşi olan Garda Gölü’nde olmaya ne dersiniz? İster küçük bir daire, ister kır evi kiralayın, ister göl kıyısında yürüyüşe çıkın, ister İtalyan kırsalını keşfedin bu yolculukta asla pişman olmayacaksınız. Kuzey İtalya’daki bu buzul gölü, Venedik ve Milano şehirlerinin arasında. Brenner Geçidi ile ulaşımın sağlandığı göl bölgesi, pek çok otel ve tatil köyünün bulunduğu turistik bir alan. Garda Gölü’ne en yakın şehir Verona. Garda Gölü’nün güzeller güzeli kasabası Sirmione ise bu doğal cennetin en güzel plajlarına sahip. Pembe-mor begonvillerin sardığı taş evler ise bu güzel kasabanın simgesi olmuş durumda.

Bernina Ekspresi (İsviçre)

İsviçre’yi keşfetmenin en güzel yolu tren yolculuğu. Dünyanın en güzel manzaralarını Glacier Express, Bernina Express, Centovalli Demiryolu ve Golden Pass hattı dahil 4 alternatifte izleyebilirsiniz. Muhteşem nehirler, ormanlar ve dağ manzaraları görmek istiyorsanız kesinlikle tatmin edici bir deneyim. Bernina Ekspresi, panoramik kırmızı vagonlarından nefes kesen manzaralar sunuyor. Bernina Ekspres güzergahındaki iki ana hat olan Bernina hattı ve Albula hattı 2008 yılında UNESCO Dünya Mirası Alanı ilan edildi. Bernina hattı, 196 köprü, 55 tünel ve 196 köprüden geçen dört saatlik muhteşem bir yolculuk. Bernina Ekspresi’nin Chur’dan Pontresina’ya kadar olan ilk bölümü, altı devasa kemere sahip Landwasser Viyadüğü’nden geçiyor.

Hobbiton (Yeni Zelanda)

Yuvarlak kapılı, tuğladan hobbit evleri ve çiçeklerle bezenmiş zümrüt yeşili çayırlar deyince aklınıza neresi geliyor? JRR Tolkien’ın bizi fantastik Orta Dünya ile tanıştırdığı ‘Hobbit’ ve ‘Yüzüklerin Efendisi’ üçlemelerinin Yeni Zelanda Matamata’daki masalsı film seti Hobbiton, çekimler bitince yıkılacağı düşünülerek kurulduysa da sonunda setin kalıcı olmasına karar verildi ve 44 evden oluşan bu nefis köy günümüze kadar geldi. Auckland’den günlük turlar düzenleniyor. Her yıl 25 bin kişinin ziyaret ettiğini de belirtmeden geçmeyeyim.

Portree (Skye Adası, İskoçya)

Portree, yemyeşil tepeler ve kayalıklarla çevrili İskoç adası Skye’ın en büyük yerleşim yeri. Limanı süsleyen rengarenk evler ise gün batımında köyün pitoresk görüntüsünü güçlendiriyor. Lüks otellerden konuk evlerine kadar birçok konaklama alternatifi var. Otobüsle ada çevresinde turlar yapılıyor. Tekne turlarına da katılabilirsiniz. Portree çevresindeki yaylaları keşfetmek için en iyi yol, midilli gezileri. Experience Portree tarafından sunulan yürüyüş parkurları ise sizi tepelere çıkarıyor ve muhteşem manzaralar sunuyor. Adaya gitmek için Edinburg’tan Inverness’e trenle gelmelisiniz. Şehrin adaya iki otobüs bağlantısı var. Dilerseniz trenle Kyle of Lochalsh’a gidebilirsiniz. Yolculuk, adayı anakaraya bağlayan Skye Köprüsü’nün yakınında sona eriyor ve treniniz otobüs servislerine bağlanıyor. Edinburg ve Inverness’ten çoğunlukla üç günlük turlar da yapılıyor.

Porto (Portekiz)

Cıvıl cıvıl bir şehir Porto. Bu otantik kıyı şehri, hayat dolu kişiliği ve yemek kültürüyle popüler Lizbon’dan rol çalmayı başarıyor. Portekiz’in kuzeyinde Douro Nehri’nin ağzında bulunan Porto’nun tarihi şehir merkezi Oporto 1996 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Ayakta kalan en eski yapısı Oporto Katedrali, Romanesk Cedofeita Kilisesi, Gotik Igreja de Sao Francisco Kilisesi, sur kalıntıları ve 15’nci yüzyıldan kalma evler şehrin mimari eserleri arasında sayılıyor. Porto’nun en büyük değerlerinden biri ise Porto şarabı. Douro Nehri boyunca yetiştirilen üzüm bağları dünyada haklı bir üne sahip. Peki, 1756’da çıkarılan bir yasayla Porto şarabının üretiminde kullanılan üzüm çeşidinin ve şarabın tarifinin korunduğunu biliyor musunuz?

Ogimachi (Japonya)

Otantik bir Japonya deneyimi yaşamak istiyorsanız doğru yerdesiniz. Japonya’nın Gifu şehrinde, Shirakawa-go bölgesinin bu en büyük köyündeki evler müzeye dönüştürülmüş. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan köy, muhteşem tasarımları sayesinde zorlu kış şartlarına dayanabilen, saz çatılı geleneksel evleriyle ülkenin en turistik noktalarından. Köydeki gassho-zukuri denen çiftlik evlerinden bazıları 250 yıldan daha eski ama artık çoğu konaklayabileceğiniz yerlere, restoranlara, müzelere ya da minshuku denen oda-kahvaltı alternatiflerine dönüştürülmüş. Shirakawa-go’ya Takayama ve Kanazawa’dan günlük turlar kalkıyor.