İsviçre, Avusturya ve Fransa dünyanın en güzel köylerine sahip olabilir, ama muhteşem manzaraların eşlik ettiği farklı kültürler denince bir de çok uzaklardaki köyler var hakkının yenmemesi gereken. Belki de şimdi uzak ufuklara yelken açmanın tam zamanıdır, kim bilir?

Alışkanlıklarımızı değiştirmek zor. Çoğumuz kendimizi güvende hissettiğimiz alanlardan çıkmak, yeni yerler keşfetmek konusunda biraz önyargılıyız. Sokaklarını daha önce tavaf ettiğiniz, kafelerini avucunuzun içi gibi bildiğiniz, diline aşina olduğunuz şehirler eski bir dost gibi karşılayınca sizi, kendinizi evinizdeymiş gibi hissetmiyor musunuz? Ama ihtiyacınız olan belki de konfor alanından çıkıp, yeni coğrafyalara da şans tanımaktır. Bu yaz, bilinmeyene yolculuğun cazibesine kapılmanın tam zamanı olabilir.

Flam (Norveç)

Bu eski balıkçı köyü kelimenin tam anlamıyla cennetten bir köşe. Batı Norveç’in fiyord bölgesinin kalbinde yer alan Flam’a gelmenin birçok yolu var. Flam’a en yakın havalimanı Sogndal Haukasen. Flam’a Oslo ve Bergen’den de turlar yapılıyor. Flam, ünlü Flam Demiryolu’nun son istasyonu. Trenle gelecekseniz önce Oslo’dan Bergen’e ulaşmalı, sonra da Flam Demiryolu hattına bağlanmalısınız. Dilerseniz Sognefjord üzerinde yapılan gemi yolculuğuyla da gelebilirsiniz. Şelaleler ve yemyeşil vadiler arasından geçeceğiniz Flamsbana tren yolculuğu ise mutlaka yapılacaklar listenizde olsun. Sizi Flam köyünün çevresindeki yollara götüren motorlu gezinti treni ise fiyord ve Flam Vadisi’nden geçiyor. Gudvangen’deki otantik Viking köyü Njardarheimr’ı görmeyi unutmayın!

Portree (Skye Adası, İskoçya)

Portree, yemyeşil tepeler ve kayalıklarla çevrili İskoç adası Skye’ın en büyük yerleşim yeri. Limanı süsleyen rengarenk evler ise gün batımında köyün pitoresk görüntüsünü güçlendiriyor. Lüks otellerden konuk evlerine kadar birçok konaklama alternatifi var. Adaya gitmek için Edinburg’tan Inverness’e trenle gelmelisiniz. Şehrin adaya iki otobüs bağlantısı var. Dilerseniz trenle Kyle of Lochalsh’a gidebilirsiniz. Yolculuk, adayı anakaraya bağlayan Skye Köprüsü’nün yakınında sona eriyor ve treniniz otobüs servislerine bağlanıyor. Edinburg ve Inverness’ten çoğunlukla üç günlük turlar da yapılıyor.

Reine (Norveç)

Norveç’in en çok fotoğrafı çekilen köylerinden biri. Norveç ile ilgili seyahat kitaplarının kapağında fotoğraflarının yer alması tesadüf değil yani. Reine, Bodo’dan gelen feribotların varış limanı olan Moskenes’in 9 kilometre uzağında. Eğer şanslıysanız Kuzey Kutup Dairesi’nin 100 kilometre yukarısında bulunan, Atlas Okyanusu kıyısındaki bu balıkçı köyünde muhteşem Kuzey ışıklarını görebilirsiniz ama Kuzey ışıkları için en iyi zaman eylül ile nisan arası. Latofen takımadalarında bulunan Moskenes Adası üzerindeki köyde masmavi bir gökyüzü altında denize inen dağlara, yeşil düzlüklere ve rorbuer denen kırmızı-beyaz balıkçı kulübelerine hayran kalmanız an meselesi. Reine için önce Bodo şehrine gitmeli, oradan feribotla adaya çıkmalısınız.

Hobbiton (Yeni Zelanda)

Yuvarlak kapılı, tuğladan hobbit evleri ve çiçeklerle bezenmiş zümrüt yeşili çayırlar deyince aklınıza neresi geliyor? JRR Tolkien’ın bizi fantastik Orta Dünya ile tanıştırdığı ‘Hobbit’ ve ‘Yüzüklerin Efendisi’ üçlemelerinin Yeni Zelanda Matamata’daki masalsı film seti Hobbiton, çekimler bitince yıkılacağı düşünülerek kurulduysa da sonunda setin kalıcı olmasına karar verildi ve 44 evden oluşan bu nefis köy günümüze kadar geldi. Auckland’den günlük turlar düzenleniyor. Her yıl 25 bin kişinin ziyaret ettiğini de belirtmeden geçmeyeyim.

Ogimachi (Japonya)

Otantik bir Japonya deneyimi yaşamak istiyorsanız doğru yerdesiniz. Japonya’nın Gifu şehrinde, Shirakawa-go bölgesinin bu en büyük köyündeki evler müzeye dönüştürülmüş. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan köy, muhteşem tasarımları sayesinde zorlu kış şartlarına dayanabilen, saz çatılı geleneksel evleriyle ülkenin en turistik noktalarından. Köydeki gassho-zukuri denen çiftlik evlerinden bazıları 250 yıldan daha eski ama artık çoğu konaklayabileceğiniz yerlere, restoranlara, müzelere ya da minshuku denen oda-kahvaltı alternatiflerine dönüştürülmüş. Shirakawa-go’ya Takayama ve Kanazawa’dan günlük turlar kalkıyor.

Cua Van (Vietnam)

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan Ha Long Körfezi’nin bu en büyük yüzen köyü 300 eviyle kesinlikle standartların çok ötesinde. Araba gürültüsü yok, küreklerin suda bıraktığı sesler var, bir de balıkçıların konuşmaları… Evler oldukça küçük, yaklaşık olarak 30 metrekare. Köy halkının yaşamı basit ve huzur dolu ve tüm aktiviteler denize bağlı, dolayısıyla denizin geleneksel kültürüyle yoğrulmuş bir yaşam söz konusu. Bu rengarenk balıkçı köyünün kültürel dokusu turistler üzerinde kalıcı bir etki bırakıyor. Her yüzen evin arkasında Va Gia kayalık dağ silsilesi bulunuyor. Ha Long Körfezi Vietnam’ım başkenti Hanoi’den 4 saat uzaklıkta. Cua Van ise Ha Long şehrine en yakın Ha Long Körfezi iskelesine 20 kilometre uzaklıkta. Günübirlik ya da 2-3 günlük tekne turlarıyla körfeze gidebilirsiniz.

Monsanto (Portekiz)

Bu İspanya sınırına yakın küçük köyün en önemli özelliği tüm kasabanın dev kayalarla iç içe geçmiş olması. Eşsiz ve gerçekten büyüleyici. Öyle ki sizi dev granitten evler ve daracık Arnavut kaldırımlı sokaklar bekliyor. Bazı evleri çatısı dev bir kayadan oluşuyor, bazı domuz ağılları ise kayaların altına kazılmış. Dev kayalar sadece küçük bir alanla sınırlı değil, tüm köyü kaplıyor. Portekiz’den otobüs ya da trenle 4 saatlik bir yolculuğun sonunda Monsanto’ya gidebilirsiniz.

Dazhai (Çin)

Tarihi 2300 yıldan daha öncesine dayanan köy, görkemli dağlar, nehirler ve ormanlarla çevrili. Yeşil turizme bağlı kalan köyde ahşap binalarda konaklayabilir, geleneksel tarım yöntemlerinin yanı sıra teras tarımı hakkında bilgiler alabilirsiniz. Ayrıca turistler için görsel bir şölen sunan Longji Terasları’na teleferik gezileri de yapılıyor. Pirinç tarlalarından oluşan teraslar, küresel olarak önemli tarımsal kültürel miras sistemi olarak nitelendiriliyor. Dilerseniz çeşitli terasların büyüleyici manzarasını göreceğiniz 3 günlük Pirinç Terasları Turu’na katılabilirsiniz. Bu alışılmışın dışındaki rota bölgeyi keşfetmek için mükemmel bir seçim. Dazhai’ye Pekin’den tren ya da otobüsle gidebilirsiniz.

Ban Rak Thai (Tayland)

Tayland’ın kuzeybatısında kalan bu gizli cennet, Mae Hong Son eyaletinin yemyeşil dağlık bölgesinde, çay tarlalarıyla çevrili bir vadide bulunan bir yayla köyü. Mae Hong Son’dan 35 kilometre uzaklıkta. Çay tarlalarının ortasında yer alan, çamurdan yapılmış kır evi tipi pansiyonlarda konaklayabilirsiniz. Gölden yükselen sisle karışan manzaranın ve gün doğumlarının ise muhteşem olduğu söyleniyor. Köy, komünist rejimin Çin’de hakim olmasından sonra Yunnan eyaletinden göç eden milliyetçi askerler tarafından kurulmuş, bu nedenle Çin etkisi yoğun olarak hissediliyor. Ban Rak Thai’ye Mae Hong Son ve Chiang Mai’den günlük turlar düzenleniyor. En yakın havalimanı ise Bangkok ve Chiang Mai’ye uçuşların yapıldığı Mae Hong Son Havalimanı.

Chefchauen (Fas)

Son yıllarda Fas’ın turistik simgelerinden biri haline gelen; kapıları, pencereleri hatta duvarları açık maviye boyanmış evlerin süslediği küçük bir Fas kasabasındasınız. Kıvrıla kıvrıla inen ara sokaklar, parke taşlı yollar ve yerel zanaatkarlar tarafından yapılan kilimler, terlikler, ayakkabılar, hasır çantalar… Portakal, limon ve yasemin ağaçlarının süslediği avlular ve beyaz evler güneş ışığında parlıyor ve siz bu otantik atmosfere hayran kalıyorsunuz.