IŞİD’in 10 Ekim 2015’te barış mitingi için Ankara Tren Garı Meydanı’nda toplananlara saldırısında 103 kişinin hayatını kaybettiği katliamla ilgili davada karar verildi. Tutuklu 10 sanığa katliam suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, insanlığa karşı suç işlemekle suçlanan sanık Erman Ekici’ye bu suçlamadan beraat kararı verildi.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti sanıklar Yakup Şahin, Hakan Şahin, Resul Demir, İbrahim Halil Alçay, Hacı Ali Durmaz, Erman Ekici, Talha Güneş, Hüseyin Tunç ve Metin Akaltın’a insan öldürmekten 101’er kere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, öldürmeye teşebbüs suçundan da 379’ar kere 18 yıl hapis cezası verdi.
Mahkeme heyeti Erman Ekici hakkında insanlığa karşı suçtan beraat verilmesine, dosyanın firari sanıklar yönünden ayrılmasına karar verdi.
Ekici’nin geçen celsede de sağlık raporu sunan avukatı bugünkü duruşma için de mazeret göndermiş, ancak mahkeme heyeti avukatın bunu “yargılamayı uzatmak için yaptığını” değerlendirerek Ekici’ye CMK’dan (Ceza Muhakemesi Kanunu) müdafii atanmasına karar vermişti.
‘Gelsin anlatsın’
Karar duruşmasında sanık Hakan Şahin olayla ilgisinin olmadığını savunarak beraatini istedi.
Sanık Resul Demir ise dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun katliamların yaşandığı döneme ilişkin açıklamalarına dikkat çekerek “Ahmet Davutoğlu’nu işten kovdular, intikam için gitti. ‘Anlatırsam yer yerinden oynar’ dedi. Doğru söyledi. İnsanların yüzüne bunu söyledikten sonra ne yüzle bakıyor bilmiyorum. Gelsin anlatsın. Onu buraya mı getirirsiniz bu karanlık dönemi anlatır mı, yoksa bir programa çıkıp mı anlatır, bilemem. Ama anlatarak bu yüzsüzlüğünden kurtulur” şeklinde konuştu.
Suçlamaları ısrarla kabul etmeyen ve savcılar tarafından koltuk için suçlandığını öne süren Demir “Yargıtay’a gözünü diken Ramazan Dinç koltuk kapmak için beni de suçlu gösterdi. Olayla alakam yok. Antep dosyalarını biliyorsunuz, savcı delil kararttı ve bizi suçladı. Mütalaayı veren Adnan Gümüş kaçarken yakalandığımı söylüyor, ama beni bilgisine başvuran kişi olarak aldılar ve ifadeyi verdim. Gübre aldığıma dair mesajlar var, ama gübre aldığıma değil, gübre sattığıma ilişkin mesajlar var. Okuldan bir arkadaşım bana ‘IŞİD katliam yapacak şuraya gitme’ diyor, herkese attığı mesajı bana da atmış. ‘Niye sana bu mesaj geldi’ diyorlar, bununla suçluyorlar. Mütalaayı hazırlayan savcı evimde IŞİD kimlik kartları bulunduğunu söylüyor, evimde Google’dan bakılabilen bir kroki çıktığı için suçlandım. Herkes bakıyor” diye savunma yaptı.
IŞİD tarafından düzenlenen, üç saniye arayla gerçekleşen iki intihar saldırısında 103 kişi hayatını kaybetmişti.
Hakkında dava açılan 26 sanıktan IŞİD üyesi olduğu tahmin edilen 16’sı ise halen firari.
Bugünkü duruşmaya saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınları, EMEP, DEM Parti, CHP, Halkevleri, KESK, İHD ve demokratik kitle örgütlerinden temsilciler katıldı.
Ana davadaki tutuklu sanıklar ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Müşteki avukatları bir önceki celsede olduğu gibi müvekkillerinin yanında yerini aldı.
10 Ekim 2015’te ne oldu?
1 Kasım seçimlerine kısa süre kala Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) çağrısıyla 10 Ekim 2015 Cumartesi günü Ankara’da Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’nin düzenlenmesi planlandı.
Bu miting için başka sivil toplum kuruluşları da katılma çağrısı yaparken aralarında Tarık Akan, Rutkay Aziz ve Bilgesu Erenus’un olduğu sanatçılar da destek verdi.
Mitinge ayrıca Emekçi Hareket Partisi (EHP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Emek Partisi (EMEP), Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Hacı Bektaş Kültür Vakfı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), Halkevleri ve Haziran Hareketi de katılacağını açıkladı.
Mitingden kısa süre önce düzenlenen basın toplantısında DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu “13 yıllık AKP politikalarından mağdur olan herkes o gün Ankara’da olacak” dedi.
Miting için gelenlerin sabah saat 10:00’da Ankara Tren Garı önünde buluşması ve buradan Sıhhiye Meydanı’na yürümesi planlanıyordu.
Kortejin önünde mitingi düzenleyen DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ortak imzalı, üstünde “Savaşa inat, barış hemen şimdi. Emek, barış ve demokrasi” yazılı pankart yer alıyordu.
Ancak katılımcıların toplanmaya ve kalabalığın artmaya başladığı sırada saat 10:04’te peşpeşe iki patlama oldu.
İki kişinin eşzamanlı düzenlediği bu intihar saldırılarında 103 kişi yaşamını yitirirken 500’den fazla kişi de yaralandı. Olay Türkiye tarihinin en kanlı intihar saldırısı olarak kayıtlara geçti.
Olayla ilgili açılan davanın iddianamesinde canlı bombaların 1990 doğumlu Yunus Emre Alagöz ile açık kimliği tespit edilemeyen Suriye uyruklu kişi olduğu belirtildi.
Yunus Emre Alagöz’ün 1995 doğumlu erkek kardeşi Abdurrahman Alagöz’ün de Temmuz 2015’te Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 34 kişinin yaşamını yitirdiği, 100’den fazla kişinin yaralandığı intihar saldırısını gerçekleştiren kişi olduğu açıklandı.
Saldırının ardından üç gün ulusal yas ilan edildi.
Saldırıyla ilgili davada dokuz sanığa “Anayasal düzeni ihlal” suçundan birer kez, “kasten öldürme” suçundan da 100’er kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. 9 sanığa ayrıca öldürmeye teşebbüsten 10 bin 557’şer yıl hapis cezası verildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma sonucu aralarında “Türkiye’deki IŞİD saldırılarının planlayıcısı” olarak nitelendirdiği İlhami Balı’nın da olduğu 35 kişi hakkında dava açmıştı.