Ankara’da yaşayan B. D., öz kızı M.,’ye küçük yaşlardan başlayarak sistematik istismarda bulundu. İstismar M.,’nin 2019’daki şikayetine kadar devam etti.
M., 2000 doğumluydu, 15 yaşında kardeşine hamile kaldı. Anne ve babasıyla birlikte Ankara Etlik’te özel bir kliniğe giderek ilk çocuğunu aldırdı. Babanın sistematik istismarı devam ediyordu. 2016 yılında tekrar hamile kaldı, 31 Ağustos 2016’da Ankara’da bir devlet hastanesinde kardeşini doğurdu.
M., 22 Kasım 2019’da İzmir Çeşme’de bir karakola giderek babası hakkında şikayetçi oldu.
Babasının istismarını anlatırken, “Beni eski sevgilisine benzetiyordu” diyordu.
M.,’nin ifadesinden sonra baba B. D., gözaltına alınarak tutuklandı. Dünyaya gelen çocuktan DNA örneği alınarak rapor hazırlanması istendi. Çocuk doğar doğmaz önce bir yetiştirme yurduna sonra da bir aileye evlatlık verildiği için yeri tespit edilemedi. DNA örneği alınamadı. M., ailesinin baskısıyla 11 Aralık 2019’da ifadesini geri aldı. M.,’nin ifadesini geri almasıyla 1 Ekim 2020’de baba B. D., tahliye edildi.
Baba B. D., hakkında 8 Ağustos’ta hazırlanan iddianamede “çocuğun nitelikli cinsel istismarı” suçundan 42 yıl, “tehdit” suçundan ise 3 buçuk yıla kadar olmak üzere toplamda 45,5 yıla kadar hapis talebiyle iddianame hazırlandı. İddianame, Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Evlatlık verilen çocuk bulunarak DNA örneği alındı. DNA raporu 26 Temmuz 2023’te dava dosyasına girdi. Rapora göre, çocuğun yüzde 99.9 biyolojik babası B. D., çıktı. 27 Temmuz’daki davanın 3. duruşmasında baba B. D., hakkında yakalama kararı çıkarıldı. 2 ayı geçmesine rağmen B.D. bulunamadı.
İstismarcı firari baba yakalandı
10Haber olarak olayı 5 Ekim’de “15 yaşında kürtaj yaptırdı, 16 yaşında kardeşini doğurdu: Tahliye edilen baba 2 aydır firari” başlığıyla gündeme taşıdık. 7 Ekim’de yapılan operasyonla istismarcı baba yakalandı. Ankara’da dün görülen duruşmada baba, 64 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çaptırılarak cezaevine gönderildi.
Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM) adına adına davayı takip eden avukat Ayhatun Pehlivan yaşanan süreci 10Haber’e değerlendirdi.
‘Annesi ve abisini öldürmekle tehdit etti’
Babanın çocuğunu annesi ve ağabeyini öldürmekle tehdit ettiğini belirten Pehlivan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mağdur çocuk şikayetinde; çok küçük yaşlarından itibaren babasının kendisini istismar ettiğini fakat yaşı küçük olduğu için bu eylemlerinin istismar olduğunu anlayamadığını, tam anlamıyla istismar edildiğini anladığı olayın; 2015 yılında annesi şehir dışındayken sözde babasının erkek kardeşine alkol içirerek sarhoş ettiğini, abisini odasına yatırdıktan sonra mağdur çocuğun odasına girdiğini, üzerine doğru geldiğinde kurtulmak için bağırdığını ama kimsenin duymadığını, nitelikli istismara uğradığını, bu olaydan 3 ay sonra da yaklaşık 15 yaşındayken ilk bebeğine hamile olduğunu öğrendiğini, annesinin ve çevresindeki insanların bu bebeğin babasının bir erkek arkadaşı olduğunu söylemesi konusunda sanık sözde öz babanın baskı yaparak tehdit ettiğini, bu gebeliği kürtajla sonlandırdığını, istismar eylemlerinin kesintisiz devam ettiğini, yine sözde öz babanın nitelikli istismarı sonucunda kendisi 16 yaşındayken bir bebek dünyaya getirdiğini, bu çocuk doğduğunda da sözde öz babanın eşine bebeğin babasının başka bir erkek olduğunu söylediğini, bebek doğduğunda istemediğini yazılı olarak beyan etmesi üzerine çocuğun koruma altına aldığını, sonrasında ise bir aileye evlatlık verildiğini beyan etmiştir. Soruşturma aşaması henüz tamamlanmadan kahraman çocuğumuz şikayetinden vazgeçmiş veya baskılar sonucu vazgeçmeye zorlanmıştır. Vazgeçme dilekçesinde sözde öz babasının alkol bağımlısı olduğunu, kendisinden kurtulmak istediğini beyan etmiştir. Çocuğumuz her ne kadar çeşitli etkenlerle, baskılarla şikayetinden vazgeçmişse de yaşanan bu eylemler neticesinde oluşan suç şikayete tabi olmadığından hukuki süreç devam etmiştir.”
‘Başkalarıyla ilişkisi var diye suçladı’
Babanın kızını başka erkeklerle ilişkisi var diye suçladığını ifade eden Ayhatun Pehlivan, “Sözde baba ise tüm beyanlarında suçlamaları reddedip, kızının şizofreni hastası olduğunu (dava dosyasında mevcut rapora göre mağdur çocuğun beyanlarının güvenilir, anlama ve kavrama yetisi yerinde olduğu saptanmıştır) sürekli başkaca erkeklerle ilişkisi olduğunu ve doğan bebeğin babasının başkası olduğunu beyan etmiştir. Sözde öz babanın gerek soruşturma evresinde, gerekse de kovuşturma aşamasında verdiği tüm ifadelerde öz kızının doğurduğu bebeğin babasının başka bir erkek olduğunu iddia etmesi üzerine, dünyaya gelen bebekle sözde öz baba arasındaki biyolojik bağın tespiti için Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce ilgili kurumdan DNA raporu alınmasına karar verilmiştir. Dosyaya gelen 26 Temmuz 2023 tarihli DNA raporunda dünyaya gelen çocukla sözde öz baba arasında yüzde 99.9 biyolojik uyum saptanması üzerine sözde öz baba hakkında yeniden tutuklama kararı verilmiştir. 7 Ekim 2023 tarihinde sanık yeniden tutuklanmıştır.
Ucim olarak takip ettiğimiz Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 10 Ekim 2023 tarihli duruşmada sözde öz babanın öz kızına defalarca nitelikli cinsel istismardan indirim uygulanmadan 64 yıl 1 ay 15 gün, zincirleme tehditten 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına ve tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir. Bizler; son istismarcının kökünü kazıyana kadar mücadelemize devam edeceğiz” diye konuştu.