Depremde yıkılan Atilla Eren Apartmanı iddianamesinde yer alan bilirkişi raporunda binadan alınan örneklerde beton kalitesinin olması gereken değerin yarısı kadar olduğuna, bina statiğine ve proje dışına çıkıldığına dikkat çekildi.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılan binalarla ilgili davalar sürüyor. 53 bin kişiden fazla insanın hayatına mal olan yıkımların hemen hepsinin altından ihmal ya da eksiklik çıkıyor. Depremle ilgili iddianameler, raporlar ve ifadeler “Deprem değil bina öldürür” sözünün haklılığını yüzlere vuruyor. 

Hatay’da, Antakya kentinde yıkılan Atilla Eren Apartmanı ile ilgili 11 şüpheli hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan hazırlanan iddianame 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Yıkılan apartmanda 219 kişinin yaşamını yitirdiği hatırlatılan bilirkişi raporunda “Yapısal performans analiz sonuçları değerlendirildiğinde binanın imalatının olması gerektiği asgari kalitede bile yapılması halinde yapıda sadece kısıtlı hasarların meydana gelebileceği” vurgulandı.

İddianamede yer alan bilirkişi raporunda yıkılan apartmanın 2007 deprem yönetmeliğine tabi olduğu, “yapılan performans analizi sonucunda yapı projesinin can güvenliği performans seviyesini sağladığının görüldüğü” tespiti yer aldı.

İstanbul dökülüyor: Merdivenler deprem bile olmadan çöktü

Beton kalitesinin düşük olduğuna, statiğine ve proje dışına çıkıldığına dikkat çekilen bilirkişi raporunda özetle şunlar kaydedildi:

“Cumhuriyet savcısı İ.B.Ü. tarafından 23 Haziran2023 tarihinde alınmış olan 4 karottan biri kırılmış olup 19,09 MPa değeri elde edilmiştir ki bu değer olması gereken beton kalitesinin neredeyse yarısına eşittir. Kısaca, yapının mevcut hali incelendiğinde yapının beton dayanımı yetersizdir. Yapıda müteahhit değişikliği sırasında yapılan imalatların gerekli kontrollerinin yapılmadığı, özellikle 7. ve 8. katlara ait imalatların gerekli kontroller yapılmadan imal edildiği görülmektedir ve burada yapılan karot dayanım sonuçları da bu kanıyı doğrulamaktadır. Sahadan elde edilen bilgilerin çok kısıtlı olduğu düşünüldüğünde ve yapısal performans analiz sonuçları değerlendirildiğinde binanın imalatının olması gerektiği asgari kalitede bile yapılması halinde yapıda sadece kısıtlı hasarların meydana gelebileceği, bu nedenle de yıkıma sebep olan imalat kaynaklı yapısal kusurların (donatı detaylandırılması, bölgesel beton dayanımları v.b.) olacağı kanaatine varılmıştır.”

Atilla Eren Apartmanı’nın olduğu bölgede tamamen göçmeyen başka binalar olduğuna dikkat çekilen iddianamede “Binanın göçmeden önceki mevcut imalatlarının tümünün kontrolünün yapılması imkansızdır, ancak projesine uygun imalatların tam olarak ve tüm gerekleri ile birlikte yerine getirilmesi durumunda binada sadece kısmi hasarlar meydana gelebileceği öngörülebilir” ifadesi yer aldı.

Bilirkişi raporunda mimari proje müellifi, statik proje müellifi, zemin etüdü sorumluları ve belediye imar birimi kusursuz, arsa sahibi ve belediye yapı kontrol birimi tali kusurlu, yapım sorumlusu müteahhit, yapı denetim sorumlusu, yapı denetim statik proje uygulama ve kontrol denetçileri ve şantiye şefi asli kusurlu olarak belirlendi.

İstanbul’dalar, ama sanki evde değil tabutta yaşıyorlar: Bir bina daha çatladı