Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde yaşayan Abdulvahabi Karainci 43 yıl önce müstakil evinin sınırlarını belirlemek için iki metre yüksekliğinde 21 metre uzunluğunda bahçe duvarı örmüştü. Ancak bu aynı mahallede yaşayan Osman ve Gülüzar Çelik çiftinin eve giriş yolunu daraltmıştı, Çelik çiftinin evi yüksek duvar nedeniyle kuytuda kalmıştı. Dahası Gülüzar Çelik 2013 yılında yaşlılığa bağlı nedenlerle tekerlekli sandalyeye mahkum oldu.
50 yıl önce yaptığı evine son 10 senedir giremeyen 88 yaşındaki kadın bu yüzden artık köyde yaşıyor. Duvarın yıkılmasını isteyen kadın ne yaparsa yapsın komşusunu ikna edemiyor. Kadının eşi Osman Çelik de yıllarca bu duruma itiraz etti, belediyeye her başvurusunda başka zaman gel denen yaşlı adam sorunu çözemeden öldü ve şimdi bu mücadeleyi Gülüzar Çelik’in kızı Sonay Çelik devraldı.
Şimdilerde Sonay Çelik mücadele ediyor komşusunun duvarının yıkılmasın için. Çelik “Elimde şu an duvarın yıkılması için üç ayrı karar var. Ancak duvar hâlâ orada. Duvarın yıkımı için her seferinde 15 gün süre veriliyor ama yıkım gerçekleşmiyor, belediye de peşine düşmüyor. Duvardan dolayı çok sıkıntı yaşıyoruz” diyor.
‘Ne sedye girer ne itfaiye’
Duvarın tamamen yıkılmasını isteyen Sonay Çelik “Benim engelli annem var. Tekerlekli sandalyeye muhtaç ve sandalyeyi buradan taşırken çok zorlanıyoruz. Kadın çok zorlanıyor, korkuyor, ayaklarını ve dizlerini vuruyor. Tırnaklarıyla yaptığı evinde yaşayamıyor. Bu yüzden köy evinde kalmak mecburiyetindeyiz. Bunun dışında kiracılar yüksek duvar ve ışıklandırma gibi birçok problemden dolayı burada kalmıyor. Bir süre sonra kaçıp gidiyor. Bizim için en önemlisi annemin buradan geçemiyor olması. Ne tek başına ne de bizimle geçebiliyor buradan. Zorlanıyoruz, hatta zorlanmanın da ötesinde, bir sorun yaşasak ne sedye girebilir ne de itfaiye” diye konuşuyor.
Bahçe duvarını yapan Abdulvahabi Karainci ise konuyla ilgili konuşmaktan kaçıyor. Belediye yetkilisi ise duvarı olması gereken boya indirdiklerini söylüyor ama henüz bir gelişme yok. Belediye anlaşmazlığı yeniden araştıracakmış, gelinen nokta bu.
