Diyarbakır'da dokuz kişinin hayatını kaybettiği silahlı kavganın baş şüphelisi olarak aranan ve 10 ay sonra Batman'da yakalanan Behçet Taş 'bir yıl boyunca farklı farklı yerlerde kalsa da devletten kaçmadığını' söyledi.

Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde 15 Haziran 2023’te Alyamaç ve Taş aileleri arasındaki arazi anlaşmazlığı önce tartışmaya, sonra kavgaya dönüştü.

Taş ailesinden Orhan Taş, Serhat Taş, Halil Taş ve Mehmet Can Taş ile Alyamaç ailesinden Mehmet Emin Alyamaç, Selim Alyamaç, Muhammed Alyamaç, Yunus Alyamaç ve Ömer Alyamaç hayatlarını kaybetti; Ahmet Alyamaç ve M.A. yaralandı.
Kavgaya müdahale eden jandarma ekiplerine de ateş açıldı.

Olayın ardından 12’si tutuklu, 10’u firari ve daha önce serbest bırakılan dokuz kişi dahil toplam 31 şüpheli hakkında hazırlanan 151 sayfalık iddianame Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

‘Olayın heyecanıyla bayıldım’

İddianamede baş şüpheli olduğu belirtilen firari Behçet Taş’ın Batman’da bulunduğu ihbarı üzerine Diyarbakır ve Batman Jandarma Komutanlığı ekipleri operasyon düzenledi. Taş saklandığı adreste yakalandı.

Tutuklanan Taş ifadesinde “Bu olaylar bize yapılan iftiralardan ibarettir, benim ne yaptığım ortadadır. Arazi mahkeme kararıyla bize verilmiştir. Karşı taraf mahkeme kararına saygı duymadı. Dört traktörümüzü kurşunladılar, köydeki insanlar araya girip bizleri barıştırmaya çalıştı. Bizim tarlaya ektiğimiz ekini yaktılar, jandarmaya durumu ilettik.

‘Büyümemesi için çabaladım’

Jandarma da bize yapılanları bilmektedir. Karşı taraf yüzünden ektiğimiz ekinler gitti, birçok ağır rahatsızlık geçirdim. Ş.Ö. olay günü beni çağırdı, prostat kanseriydim. Beni hasta halimle tarlaya götürdüler, onlara ‘Bu tarlayı biçmeyin’ dedim. Olaydan iki saat önce 6-7 defa jandarmayı aradım. Olayların büyüsin diye çok çaba gösterdim. Barış yanlısıydım. Bana aile reisi olduğumu söylüyorlar ama zaman eski zaman gibi değil; bugün bir evlat dahi babasının arkasından gitmez. Şeyhmus, Nizamettin ve Ahmet A., biçerin yanındaydı, ben de sigara almak için eve gittim. Sonra tepeye çıktım, bir ateş gördüm. Ancak yaklaşık iki kilometre uzaktaydım, gençlerin yaptığından benim haberim yoktur.

O gençlerin orada böyle şeyler yapacağını bilsem engel olurdum; tepede dumanı gördüm, aniden silah sıkıldı. O esnada köyümüzde herkes olay yerine hareketlendi. Barış için aracılık da yaptım. Olay anında kimsede silah görmedim, bende de silah yoktu. Olay yerinde jandarmaları görmedim, tepede, olayın heyecanıyla bayıldım.”

‘Olaylarla alakam yok’

Olaydan sonra teslim olmak istediğini belirten Taş ifadesinde şunları söyledi:

“Bu olaydan sonra teslim olmak istediğimi çocuklarıma da söyledim. Çocuklarım prostat kanseri olduğumu söyledi. Ankara’da ameliyat olmaya gittim ve oldum. İyileşme sürecindeydim, bir yıldır farklı farklı yerlerde kaldım, tarlada kaldım. Bizim eski evde kaldım, belki bu süreçte araya birileri girer ve olaylar çözülür diye düşündüm. Aile büyüğüyüm diye beni bunlardan sorumlu tutuyorlardı. Bu sebeple kaçak durumda kaldım. Bu süreçte farklı farklı tanıklar tuttular. Prostat kanseri olduğum için gelemedim. Yoksa devletten kaçmıyorum, olaylarla bir alakam yoktur.”