Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda “Yüzyılın Dönüşümü İstanbul Programı” adını verdiği bir deprem dönüşüm programını açıkladı. Buna göre İstanbul’da 350 bin konut depreme karşı dönüşecek. Konutu dönüşüme gireceklere 100 bin lira kira desteği, konut inşaatı için 800 bin lira hibe ve 700 bin lira da uygun şartlı kredi sağlanacak. Cumhurbaşkanı, bu proje kapsamında 71 bin bağımsız konut için binalarda yüzde 100 anlaşma sağlandığını, yani aynı binadaki herkesin dönüşüme evet dediğini açıkladı. Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre 158 bin bağımsız bölüm için de binalarda yüzde 50’lik anlaşma tamamlandı. Erdoğan dün ilk anlaşmalı bina yıkımlarını gerçekleştirdi, 17 binada 261 bağımsız birimde yıkım yapıldı, inşaat başlayacak.
Erdoğan alınacak kredinin geri ödeme yöntemiyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Her bağımsız bölüm için 1.5 milyon TL destek vereceğiz. Bunun 100 bin lirası kira desteği olmak üzere 800 bin lirası hibe, 700 bin lirası çok uygun şartlarda kredi şeklinde verilecek. Kredilerin ödenmesi evler tamamlandıktan sonra başlayacak ve ilk yılı faizsiz olarak tahsil edilecektir. Kalan yıllarda kredi maliyet oranı TÜFE’nin yarısı kadar olacak. Vatandaşımız alacağı bu 1,5 milyon liralık destekle inşallah evini yapacak, yeni yuvasında güvenli, huzurlu, mutlu bir şekilde oturacaktır. Kampanyamıza başvurup yüzde 100 anlaşan 71 bini aştı, yüzde 50 üzeri anlaşma 158 bine ulaştı. Birazdan Marmara Kentsel Dönüşüm Hizmet Ofisi’ne bağlanıp ilk sözleşmeleri imzalayacağız. Yıkım programına da bugün başlayacağız. Toplam 17 yapıda yer alan 261 bağımsız yapının yıkımını gerçekleştireceğiz. Ayrıca Gaziosmanpaşa, Bağcılar ve Pendik’te olmak üzere temeller atacağız. İstanbul’un Yüzyılın Dönüşümü programına start veriyoruz. Emeği geçenleri tebrik ediyorum. Özellikle yüzde 50 anlaşma sağlamış vatandaşlarımı, evet dememiş komşularını ikna ederek Yarısı Bizden kampanyasına katılmaya davet ediyorum.”
Erdoğan: 6 milyon riskli yapı var
Türkiye genelindeki riskli binalar hakkında da bilgi veren Erdoğan , “31 milyon konut, 5 milyon ticari alan olmak üzere 36 milyon bağımsız alan var. 6 milyonu risk altında, 2 milyonu acilen dönüşmeli. Göreve geldiğimiz andan itibaren öncelik verdik. 2012 yılında tarihimizde ilk defa Kentsel Dönüşüm Yasası’nı çıkardık. 480 milyar lira kaynak harcadık. 400 bin bağımsız bölümün dönüşümü devam ediyor. TOKİ ile 1 milyon 300 binden fazla konut ürettik. TOKİ binalarımız deprem imtihanını alnının akıyla vermiştir. Muhalefete ve kalemşörlere rağmen TOKİ’mizin ürettiği binalar için hamd ediyoruz. Kentsel Dönüşüm ihtiyacının başında İstanbul var. 6 milyon konut ve 1,5 milyon ticari alandan oluşan 7,5 milyon bağımsız alan yer alıyor. 600 bini acilen dönüştürülmek zorunda. 800 bin bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. Toplamda 128 milyar lira kaynak kullandık. Hedefimiz 5 yıl içerisinde 600 bini acilen olmak üzere toplam 1,5 milyon bağımsız riskli bölümü dönüştürmektir. Bu amaçla uzmanların görüşünü alarak yol haritası hazırladık. Mevzuatta düzenlemeleri kısa süre önce yaptık” diye konuştu.
Türkiye’nin yüzde 66’sı riskli
Türkiye’nin yüzde 66’sının deprem açısında riskli olduğunu söyleyen Erdoğan “6 Şubat deprem gerçeğini tekrar hatırlatmıştır. 50 binden fazla canımızı toprağa verdiğimiz böylesine büyük bir afetten sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olması düşünülemez. Depremi önceliklerimizin en başına almamız gerekiyor. Marmara’da yakın dönemde olan depremler daha hızlı olmamız gerektiğini gösteriyor. Hazırlık yapmak tercihten öte zorunluluktur. Ülkemiz topraklarının yüzde 66’sı deprem açısından riskli alanlarda yer alıyor” dedi.
Görür’e göre ‘faydalı ama yetersiz’
Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından “Yüzyılın Dönüşümü İstanbul” projesiyle ilgili açıklamada bulundu.
Projenin yararlı ancak yetersiz olduğunu belirten Görür, şu ifadeleri kullandı:
– “Bugün hükümetimizin yetkilileri ve Cumhurbaşkanımız ‘Yüzyılın Dönüşümü, İstanbul’ uygulamasını başlattılar. Sayın Cumhurbaşkanımız, bu toplantıda bizi umutlandıran çok doğru şeyler söylediler.
– Depremin bu ülkenin en başta gelen gündemi ve sorunu olduğunu, depremi unutmamamız gerektiğini, aksi olursa her an 17 Ağustos ve 6 Şubat afetleri gibi felaketlerle karşılaşabileceğimizi söylediler.
– İstanbul’da kentsel dönüşümün üzerinde durdular, çok sayıda bağımsız bölümün dönüştürülmesi gereği üzerinde durdular. Bütün bunlar çok güzel, yararlı şeyler ama üzülerek söylemeliyim ki İstanbul’u depreme tamamen hazırlayacak şeyler değildir.”
Güneydoğu’nun 6 Şubat’ını hatırlattı
Hükümet yetkililerine seslenerek tavsiyelerde bulunan Görür, şunları söyledi:
– “Bir kentin deprem dirençli hale gelmesi demek öngörülen büyüklükteki deprem veya depremleri minimum hasar ve can kaybıyla atlatması demektir. Bunun için de kentin sadece yapı stoku ile değil tüm bileşenleri ile depreme hazır olması gerekir. Yani kentin, yönetim anlayışı, halkı, altyapısı, yapı stoku, ekosistem/çevresi ve ekonomisi depreme hazır olmalıdır. Bunun en güzel örneği 6 Şubat depremlerini geçiren Güneydoğu’dur.
– Kentlerin her bileşeninin tahrip olduğu bu yerlerde yapı stoku dirençli olsa normal yaşam olabilir mi? Belki can kaybı az olurdu ama bozulmuş ekosistem yine bizi telef edebilirdi. Onun için hükümet yetkililerinden rica ediyorum. İstanbul depreme hazırlamak sadece yapı sorunuymuş gibi sunmayalım. Asla yapı stokunu ve nüfusu artıracak şeyleri yapmayalım ve en önemlisi sanayiyi seyreltip Anadolu’ya taşıyalım.”