Türkiye Gezi davasında “hükümeti devirme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan iş insanı Osman Kavala hakkındaki AİHM kararını uygulamamakta direnmesi sebebiyle Avrupa Konseyi’nin yaptırım gündeminde. Konsey Parlamenterler Meclisi Kavala’nın Ocak 2024’e kadar serbest bırakılması için geçen ay yeni bir çağrıyla karara uyulmaması halinde Türk delegasyonunun Meclis’te oy kullanma hakkının elinden alınmasını 18’e karşı 44 oyla kabul etti. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi şimdi bakan yardımcıları düzeyinde üç gün sürecek toplantıda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala kararına uymaması nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulayıp uygulamamayı değerlendirecek.
İki ay önceki toplantı Türkiye’ye yaptırım uygulamayı sürekli dile getiren Bakanlar Komitesi’nin bu yaptırımın önemini belirlemesi bakımından önemliydi. Türkiye’nin mecliste oy kullanma hakkı en son 1980 darbesinde askıya alınmıştı. Serbest bırakılmaması halinde Kavala’nın mağduriyetinde rolü olan polis memurları, savcı, yargıç ve diğer devlet yetkililerine “Magnitsky Yaptırımları”nın uygulanması da istendi. İsmini 2009’da Rusya’da gözaltında işkenceye maruz kalan, tıbbi müdahale talebi reddedilen ve hapisteki hücresinde ölü bulunan Hermitage Capital Management Fonu avukatı Sergey Magnitsky’den alan uygulamaya göre Kavala davasına karışan tüm yetkililere tutuklama, mal varlıklarına elkoyma gibi yaptırımlar uygulanacak.
Hükümete göre mahkumiyeti Yargıtay kararıyla kesinleştiği için Kavala’nın AİHM kararına uyularak serbest bırakılması mümkün değil. Hükümet AİHM’nin kararının tutuklulukla ilgili olduğunu, oysa Kavala’nın artık hükümlü olduğunu ileri sürüyor. Türkiye’nin Avrupa Konseyi Nezdindeki Daimi Temsilciliği toplantıdan önce komiteye bu konuya dikkat çektiği iki mektup göndermişti. Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen ise Kavala’nın mahkum olmasının AİHM’nin kararını ortadan kaldırmadığı görüşünde. Çünkü AİHM’ye göre Kavala hukuksuz ve delilsiz biçimde tutuklandı ve sonra da mahkum edildi. Dolayısıyla AİHM’in gözünde Kavala’nın mahkumiyeti de geçersiz Türmen’e göre.
Komitenin düzenleyeceği üç günlük toplantıda sadece Kavala’nın değil 2016’dan beri hapiste tutulan eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın durumu da konuşulacak. Daimi temsilcilik komiteye bu konuda da bir mektup göndererek Demirtaş’ın serbest bırakılması için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı başvurunun henüz sonuçlanmadığını, bu başvurunun sonucunun beklenmesi gerektiğini belirtti.
Fidan toplantıdan önce ‘Siyasallaştırılan davaya cevap da siyasal olur’ çıkışı yapmıştı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 22 Kasım günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesi görüşülürken Türkiye’nin bu meseleyi de değerlendirmiş, görüşmeler sırasında “Belli simgesel davalar var. Bu daha mahkemeye gelmeden Avrupa başkentlerinde siyasallaştırılıp hukuki ve teknik bir dava olmaktan çıkarılarak Türkiye’deki iç siyasetin tarafı olma yönüne gitmiş bir dava. Siyasallaştırılan konularda ister istemez siyasal tavır oluşuyor. Bu devletlerin normal, yani politik tavrı, buna dikkatlerini çektim, onlar da haklı buldu” demişti.
Fidan’ın davanın siyasallaştırılmasından kastı Avrupa’nın Osman Kavala’yla ilgili kararın uygulanmamasına sürekli dikkat çekmesi. Geçen ay Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejcinovic Buric Türkiye’ye düzenlediği resmi ziyaret sırasında Fidan ile görüşmesinde en önemli gündem maddesi olarak Kavala davasını belirlemişti. Daha geriye gidildiğinde, eylül ayında Avrupa Parlamentosu’nun (AP) oylayarak kabul ettiği Türkiye raporunda Türkiye’nin neden Avrupa Birliği üyeliğine henüz hazır olmadığına değinilirken Kavala ve Demirtaş’ın mahkumiyetine dikkat çekilmişti.
Kavala’nın avukatları Fidan’ın “Davanın siyasallaştırılmasına verilecek cevap da siyasal olur” sözüne vurgu yaptı ve bunun davanın Türk yetkililer tarafından siyasi bir dava olarak görüldüğünü teyidi olduğunu söyledi. Avukatlar 1 Aralık’ta komiteye son durumu değerlendiren ve taleplerini dile getiren bir mektup yolladı. Mektupta Türk yargısının AİHM kararını uygulamayı reddetmesinin anayasayı zayıflattığı vurgulandı ve altı yılı aşkın bir süredir tutuklu tutulan Kavala için artık adım atılması çağrısı yapıldı.
Muhalefet partileri toplantıdan gerçekten de yaptırım uygulama yönünde karar çıkmasından endişeli. Örneğin Gelecek Partisi Bursa Milletvekili Dr. Cemalettin Kani Torun AİHM kararına uyulmaz ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bu üç günlük görüşmede kesin yaptırım kararı alırsa Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden çıkarılma işlemlerinin başlayacağını, Avrupa ile ABD fonlarından faydalanmasının çok zor olacağını söyledi. CHP İzmir Milletvekili Prof. Yüksel Taşkın ise Fidan’ın “AB Türkiye’nin stratejik önceliğidir” sözlerini hatırlatarak “Avrupa Konseyi’nden ayrılmayı göze alıyor muyuz” sorusunu sordu.
Karar çıkacak mı?
Burada dikkat çekilmesi gereken nokta, toplantının bakan yardımcıları düzeyinde gerçekleşecek olması. Böyle kritik bir kararın bakan yardımcıları düzeyinde gerçekleşen bir toplantıda alınması beklenmiyor. Ama toplantı serisi bakanlar düzeyindeki sonraki toplantıya yol haritası sunabilir.
BBC’ye göre nihai yaptırım kararının Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) ve Bakanlar Komitesi’nin ortaklaşa yapacağı değerlendirmeye göre şekillenmesi bekleniyor. Öyle ya da böyle, bu görüşme Avrupa’nın Osman Kavala davasını ne ölçüde ciddiye aldığının da göstergesi olacak.
Benzer bir prosedür zamanında Azerbaycan için de başlatılmış ancak Bakü, yaptırım aşamasına gelinmeden AİHM kararına uyup ihlal kararına konu olan kişiyi serbest bırakmıştı. Yani bu prosedür gereği hiç kimseye yaptırım uygulanmadı. Türkiye kararında diretirse ilk örnek olarak kayıtlara geçecek.