Ankara’da suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında yargılanan 18 tutuklu sanığın bulunduğu dava 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Sincan Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü’ndeki salonda gerçekleştirilen 14. duruşmada sanıklar, sanık yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan Ayhan Bora Kaplan kendisine yönelik suçlamaları şiddetle reddetti ve çeşitli iddialarda bulundu.
Kaplan savunmasında kendisine kumpas kurulduğunu ve suç işlemediğini belirterek “Bize kumpas kuruldu, biz bu suçu işlemedik. Ben bu insanlarla örgüt kurmadım. Ben örgüt kursam bu ülke 500 bin yıl geçse tespit edemez” dedi. Ayrıca Semih Arslan’ın ölümüne dair dosyada yer alan bilgilerin çelişkili olduğunu vurguladı. Kaplan, Arslan’ın annesinin Adli Tıp raporundaki tutarsızlıkları işaret ederek raporların değiştirilmiş olabileceğini ileri sürdü.
Suç örgütü kurmakla yargılanan Kaplan, soruşturmayı yürüten polislerin ve eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik’in kendilerine kumpas kurduğunu öne sürdü. Polislerin 17-25 Aralık operasyonlarına benzer bir operasyon yapmayı amaçladığını savunan Kaplan “Defalarca söyledim bunlar bize kumpas kurdu. Polislerden Şevket Demircan, Yakup Yalçın isimli biriyle mesajlaşıyor. Mesajlaşmalarında eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan ‘suç işleri bakanı’ diye bahsediyor. Husumete bakın, düşmanlığa bakın” dedi.
‘En büyük hatam 15 Temmuz’da dışarı çıkmaktı’
15 Temmuz’daki TRT önüne çıkmasının kendisine karşı bir düşmanlık yarattığını belirten Ayhan Bora Kaplan 17-25 Aralık operasyonlarının benzerinin kendisine yönelik yapılmış olabileceğini yineledi. 13. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dosyada üç ay tutuklu kaldıktan sonra geçen hafta tahliye edilen eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik’in oğlunun ‘FETÖ’cülere, Cumhurbaşkanına suikasttan yargılananlara para gönderdiğini’ iddia eden Bora Kaplan şöyle devam etti:
“Benim en büyük hatam 15 Temmuz’da dışarı çıkmaktı. Süleyman Soylu ile uğraşmak için beni de olayın içine dahil ettiler. Polisler bana 15 Temmuz’da TRT’nin önünde elimdeki silahları nereden bulduğumu sorduğunda ‘Süleyman Soylu gönderdi’, ‘İstihbarat ve MİT verdi’ cevabını beklediler. Ben böyle namussuz değilim.”
Ayrıca dosya içinde bulunan Erkan Doğan’a ait Adli Tıp Kurumu raporlarının tutarsız olduğunu iddia eden Kaplan “Raporların biri diğeriyle uyuşmuyor. Burada bulunan jandarmalardan biri benim altı dişimi kerpetenle çeksin. Eğer diğer dişlerime zarar gelmezse ben bütün suçlamaları kabul edeceğim” dedi.
Duruşmada Kaplan ve avukatlarının beyanlarının ardından mahkeme heyeti 13’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak soruşturma evresinde görevli emniyet personelleri hakkında devam eden dava dosyasına ilişkin iddianame ve duruşma zabıtlarının örneklerinin istenmesine karar verdi. Duruşma 11 Eylül Çarşamba günü devam etmek üzere ertelendi.
İddianame detayları
İddianamede Ayhan Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticisi sanıklar Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında çeşitli suçlamalar yer alıyor. Bu suçlamalar arasında ‘suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek’, ‘kasten öldürme’, ‘nitelikli kasten öldürme’, ‘kasten yaralama’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘nitelikli yağma’, ‘eziyet’, ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’, ‘suç üstlenme’ ve ‘suçluyu kayırma’ bulunuyor. Bu sanıklar için 1’i ağırlaştırılmış ikişer kez müebbet ve 169 yıl 6 ay kadar hapis cezası talep ediliyor. Diğer 55 sanık içinse çeşitli sürelerde hapis cezası isteniyor.